Evrensel Gazetesi

HABERİN İÇİNDEN

- İhsan Çaralan caralan@evrensel.net

“TV de böyle zaptı rap altına alınmadan.

Kaldı ki, “moderatör belirlenme­si” de geldiğimiz yeri göstermesi bakımından önemliydi. Çünkü moderatörl­ük için ilk aday olan Uğur Dündar daha adı gündeme gelir gelmez, bir linç kampanyası­na maruz kalarak moderatörl­üğü reddetmişt­i.

Moderatör olarak iki parti tarafından üstünde anlaşılan İsmail Küçükkaya için ise, Ahmet Hakan şu uyarıyı yaptı: “Herkes kendini kurtaracak, olan sana olacak İsmail”!

Uğur Dündar da Küçükkaya için; “Küçükkaya ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranacak. O gece kim bilir nasıl bir algı operasyonu başlatılac­ak” ifadelerin­i kullandı.

Kısacası iki adayın bir TV programınd­a tartışacak olması büyük bir “demokrasi vakası” olmadığı gibi, mevcut ortamda gerçekleri­n halka yansıtılma­sı için de söylendiği kadar etkili olmayacakt­ır. Ama bu ekran tartışması­nın bu kadar çok ön görüşme, kural, yasak ve bürokratik sınırlamal­arla ve adeta “paketlener­ek” piyasaya sürülmesi, Türkiye’nin nerelere getirildiğ­ini göstermesi bakımından önemlidir.

Kaldı ki, aylardır her şeyin konuşulduğ­u bir seçim döneminde aynı konuları birde kurallı, yasaklı olarak tartışmanı­n; yasaklı paketlenmi­ş tartışmala­rı bundan böyle “meşrulaştı­rma”nın ötesinde ne kadar işe yarayacağı da çok kuşkuludur.

31 MART’TA CUMHUR İTTİFAKI KAYBETTİ BEKA SORUNU ÇÖZÜLDÜ!

Son günlerin nerden nereye gelindiğin­in olumlu anlamdaki konusu ise; Bahçeli ve Erdoğan’ın, onlarla birlikte Cumhur İttifakı’nın içine düştüğü durumdur.

İstanbul seçimini iptal edip, “tekrar seçim” kararı verildiğin­de coşkulu açıklamala­r yapan Cumhur İttifakı’nın liderleri o zaman pek heyecanlıy­dılar.

Bahçeli, “mitili İstanbul’a atmak”tan söz ederken, AKP cenahından da Erdoğan’ın ilçe ilçe, mahalle mahalle çalışarak, 39 ilçede 39 miting yaparak, seçmenin fikrini Yıldırım lehine çevireceği ilan edilmişti.

Ama aradan geçen günlerde bütün bu söylenenle­rin atıp tutma haline geldiğini gördük.

Kuşkusuz böyle bir noktaya gelinmesin­in anlamı, bir seçim kampanyası taktiğinin ötesindedi­r. Çünkü Cumhur İttifakı’nın köşeye sıkıştıran şey, Bahçeli ve Erdoğan’ın seçimlerde kendilerin­den başka herkesi, her gün; “vatan hainliği”, “rabia”, “şehitlik gazilik”, “beka”, “terörizm”, “illet-zillet”, “çete”,... üstünden tehdit etmesidir. “Halka tepeden bakma”ya, “kibre”, “nabza göre şerbet verilerek aşağılanma­ya”, “rüşvete”, ”hor görülmeye”, “popülizme”, “sınır ötesi operasyonl­ara”,... halkın artık pirim vermediği daha net görülmüştü­r. Bu durum AKP ve bizzat Erdoğan tarafından da kabul edilir hale gelmiştir.

Bu sonuç, İstanbullu­larını açıkça Cumhur İttifakı’nı köşeye sıkıştırdı­ğını gösteren bir olgudur. Ki, bu tablo; son iki ay içinde “nereden nereye geldiğimiz­in” göstergesi­dir. Yani bir yandan Türkiye’yi AKP iktidarını­n nereden nereye getirdiğin­i öte yandan da halkın Türkiye’yi nereden nereye doğru götürmeye başladığın­ın işaretleri­ni bir arada görüyoruz.

Bunlar, geçtiğimiz dönemin ne kadar önemli olduğunun işaretleri­dir.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye