‘Emekçilerin gerçek kürsüsünü kuracağımız bir süreç örgütlüyoruz’
TÜM BEL-SEN 1 NO’LU ŞUBE BAŞKANI ANIL KAÇAR:
İZMİR Büyükşehir Belediyesi ile yetkili sendika Tüm Bel-sen arasında TİS süreci başladı. TİS hazırlıklarını konuştuğumuz Tüm Bel-sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Anıl Kaçar, “söz yetki karar çalışanlarda” demek için, emekçilerin kürsüsünü kurmak ve karar aşamasında tüm çalışanlarla birlikte hareket etmek için bir süreç örgütledikleri belirtti.
Maaşların enflasyon ve döviz kuru karşısında sürekli eridiği bir ortamda, ekonomik kazanımların ne kadar önemli olduğunun bilincinde olduklarını ifade eden Kaçar, “Bu konu TİS masasında da önceliğimiz olacaktır. Ama biz bu toplu iş sözleşmesi süreçlerini sadece ekonomik değil, sosyal ve özlük haklarımızı da artıran bir süreç olarak görüyoruz” dedi.
‘HER AŞAMADA ŞEFFAFLIĞI ÖNEMSİYORUZ’
Bu aşamada kurumlarda 4 yıldır izlenen yoldan farklı olarak 2 konuyu çok önemsediklerini belirten Kaçar, “Birincisi taleplerimizin işyerlerinde yapacağımız toplantılarla, kurulan toplu sözleşme masalarıyla, çalışanlarla birlikte belirlenmesi. İkincisi görüşmelerin, her aşamasından emekçilerin haberdar olacağı bir şeffaflıkta yürütülmesi. Kısacası; söz, yetki, karar çalışanlarda demek için, emekçilerin gerçek kürsüsünü kurmak için yan yana ve birlikte yürümeyi temel aldığımız bir süreci örgütlüyoruz” diye konuştu.
‘MÜCADELE HATTIMIZI GÜÇLENDİRDİK’
TİS taslağında yer alacak talepleri belirledikleri sürece değinen Kaçar şunları söyledi: “Yetki süresi boyunca sürdürdüğümüz örgütlenme çalışmalarımız kapsamında emekçilerden gelen taleplerin çoğunu içeren bir taslak çalışmayı oluşturduk. Bu taslak çalışmaya son halini vermek için, 15 Mayıs-1 Haziran tarihleri arasında büyük iş yerlerinde en geniş katılımla iş yeri toplantıları yaptık. Emekçilerin iradesinin bu sürece yansıması için bu toplantıların çok önemli olduğunu biliyoruz. İşyeri temsilcilerimizin de katkısıyla olabildiğince çok arkadaşımıza ulaştık. Ayrıca taleplerimizin altyapısını güçlendirmek için hukukçu ve müfettiş arkadaşlarımızın da yer aldığı bir Toplu Sözleşme Komisyonu ile ekonomik ve özlük haklarımıza dair tartışmalar yürüterek mücadele hattımızı güçlendirdik.”
‘EMEKÇİLERİN SÖZÜNÜ GÜÇLENDİREN BİR ÖRGÜTLENME’
31 Mart seçimlerinden sonra bazı belediyelerde işçi ve emekçiler işten çıkarıldı veya yerleri değiştirildi. Toplusözleşmede bu durumun önüne geçecek bir taleplerinin olup olmadığına ilişkin ise ilişkin sorumuza ise Kaçar şöyle konuştu: “Bu tür emek düşmanı politikalara karşı koymak salt sendikamızın gücüyle mümkün değildir. Toplusözleşmemizde işten atılmaları engelleyebilecek bir maddeyi itki olarak tartıştırabilir ve o maddeyi toplusözleşmeye de sokabiliriz ama memlekette yazılı hukukun, anayasanın bile nasıl iğdiş edildiğini düşünecek olursak sahici karşılığı toplusözleşmeye ekleyeceğimiz bir madde değil emekçileri iş yerlerinde özne kılan örgütlenmeyle, hak mücadelesini tüm emekçileri içeren bir hatta taşımaktır, emekçileri yalnızlaştırmamaktır. Dolayısıyla gerek memleket hattında gerekse yerelde tüm muhalefet ve demokrasi bileşenleri emekçilerin örgütlülüğünü esas alan ve buradan doğru emekçilerin sözünü büyüten, güçlendiren örgütlenmeleri esas almalıdır” dedi.
Toplusözleşme öncesi emekçilerle bir araya geldikleri toplantılarda öne çıkan taleplere değinen Kaçar, taleplerin, maddi, sosyal, iş yerlerine ilişkin ve demokratik-özlük haklara ilişkin olmak üzere 4 ana başlıkta toplandığını ifade etti.