Eğitimime harcamam gereken zamanı 1100 Tl’ye satıyorum
Yazımı kafamda oluştururken planım aldığım kredinin nelere yetebileceğinin ve nelere yetemeyeceğinin bir tablosunu çıkartıp size bu tablo üzerinden bir şeyler anlatmaktı. Fakat daha sonra her ay yaptığım ay sonu hesaplamalarımın sonu daima hüsranla bittiği için mağazacılık sektöründe yarı zamanlı çalışmakta bulduğum işin öğrencilik hayatımı nasıl etkilediğini anlatmanın daha mantıklı olacağını düşündüm.
Günlük sekiz saat olmak üzere haftanın üç günü çalışıyorum. Haftanın geri kalan günleri de okula gitmeye çalışıyorum. Mesai saatlerim, 14.00 ve 22.00 arası ama mağazacılık sektöründe çalışan ve çalışmış herkes bilir ki çok nadiren mesai saatinizin dolması mağazadan çıkabileceğiz anlamına gelir. Bu durumu göz önünde bulundurarak iş yerinden çıkış saatine en erken 22.30 diyeceğim.
İşimin bana kazandırdığı aylık 1100 lira. Peki ya kaybettirdikleri?
Bildiğiniz üzere gazetecilik bölümü, hazır iş vadetmekten ziyade (Gerçi onu vadeden de pek ölüm kalmadı) okuduğun yıllar boyunca, okul dışında kendine kattıklarınla işini bulmak üzerinedir. Buna örnek olarak yabancı dil, herhangi bir gazete verdiğin yazılar veya haberler, katıldığın ve düzenlenmesinde payının olduğu etkinlikler şeklinde çoğaltabiliriz. Günümüzde bilgiye erişmenin ne kadar kolay olduğunu hesaba katarsak bunları yapabilmem için bana lazım olan tek şey zaman. Cebimden sadece internet faturası ödeyerek igilizcemi internetten geliştirebilirim. Bunun yanına ikinci bir dil dahi ekleyebilirim belki. Öte yandan ülkenin gündemini ya da gündem olmasını gerektiğini düşündüğüm meseleleri sosyal medyadan veya sokaktan insanımıza sorarak toplayabilir, bunları imkanlarım dahilinde haberleştirebilir, gazetelere gönderebilirim. Ulaşım dışında tek kuruş harcamadan okuldaki etkinliklere katılabilirim, hatta yeni etkinlikler düzenmesine yardımcı olabilirim.
Gazetecilik Kulübü yönetim kurulundayım aslında tek yapmam gereken arkadaşlarımla toplanıp beyin fırtınası yapmak ve en iyi fikirleri hayata geçirmek için çaba sarf etmek. Yapmak istediklerim asıl hakkım olan eğitim hakkımın kapsadığı şeyler. Ama burada çelişen apaçık bir mesele var, bunların hepsi için benim zamana ihtiyacım var. Oysa ben zamanımı aldığım kredi bana yetmediği için ayda 1100 Tl’ye satmak zorunda kalıyorum. Çok ironik şekilde bu bir kısır döngü oluşturuyor.
İroniyi aktarıyorum size, öğrenim görmek için yeterli maddi durumum olmadığından devletten burs istiyorum. Devlet bana, “Bedavaya alışma tembel olma kredi al” diyor. Tamam diyorum sıkıntı yok. Sonuçta ben üniversiteye bir mesleğin inceliklerini öğrenmek için geldim. Öğrenim hayatım boyunca kendimi mesleğim için hazırlarım, mezun olduktan sonra işime girer aldığım krediyi öderim. Ama tabii ki işler böyle ilerlemiyor. Çünkü bana verilen kredi 3 kişi kaldığımız evin kirasını kafa kafaya karşılayabiliyor. Böylece en temel ihtiyaçlarım olan barınabilmek beslenebilmek ve giyinebilmek için zamanımı satıp işe girmek zorunda kalıyorum.
Benim bu zamanı kendimi geliştirmek için harcamam gerekmiyor mu? Bakın geçtim artık sosyal aktiviteleri paranın yetip yetmemesini bırak sattığımdan kalan zaman okula devam etmeme bile yetmiyor. Öğrenimime bile böyle yarım yamalak devam ederken 4 gençten birinin işsiz olduğu bu ülkede okulum bitince nasıl iş bulurum? İş bulamazsam kredimi nasıl öderim? İşte arkadaşlar dostlar kardeşler işin komik tarafı tam olarak bu.