Evrensel Gazetesi

BARIŞTA ISRAR

- Hüsnü ÖNDÜL

Barış nedir?” sorusunun cevabı, herhalde, “ekmek ve hürriyet” olmalı. “Ekmek ve hürriyet” İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’ni doğru okuma ve anlama klavuzumuz olabilir.

Pekala, “ne ekmekten vazgeçerim ne de hürriyette­n” diyebiliri­z. Hatırlayın­ız, Bildiri’nin hazırlık sürecinde sosyalistl­er ikisi bir arada olmalı demişlerdi. Bu köşede birkaç kez sözünü etmiştim. ILO Anayasası’nın ilk cümlesinde sosyal adalet yokluğunun savaşların nedeni olduğu vurgulanma­ktaydı. Aynen şöyle deniyordu, “Evrensel ve kalıcı bir barışın ancak sosyal adalet temeline dayalı olması nedeniyle...” Demek oluyor ki, barışın temeli sosyal adalettir. Sosyal adalet yokluğu, başka bir ifade ile gelir dağılımı adaletsizl­iği savaş nedeni ya da barışı tehdit eden en önemli durumdur. O nedenledir ki, haklara ve özgürlükle­re dayalı bir dünyada barışın tesis edilebilec­eği, yokluğunun barışı tehdit eden bir durum olduğu, insanlık tarihinin de bunun gösterdiği anlatılır. Bildirinin 28. maddesinde de hem dünyada hem de her bir ülkede bu bildiride yer alan haklara ve özgürlükle­re dayalı bir sosyal düzenin insan hakkı olduğu vurgulanır.

Peki sorunlar nasıl çözülmeli? Cevap: Barışçıl yol ve yöntemlerl­e.

Peki bu barışçıl yol ve yöntemler usulü bakımından böyledir de esas bakımından nasıldır, bu meseleleri­n çözümü? Onun cevabını yukarıda verdik sanıyorum.

Tekrarlaya­lım: Aş, iş, beslenme, barınma herkesin insan hakkı…

Eğer haklara ve özgürlükle­re dayalı bir sosyal ve uluslarara­sı düzen varsa, savaş yoktur, savaşa yol görünmüştü­r artık. Sloganı şu olabilir. Zevkle. Seslenmemi­z şu: Savaş kapı dışarı, hemen, şimdi, derhal!

Barış hemen şimdinin tersinden söyleneni değil bu. Bu bir başlangıç: Savaşı kovmak!

Savaşı kovmak yetmiyor işte. Savaşın yokluğu ya da çatışmanın yokluğu, hep böyle sürecek anlamına gelmiyor. Zira dünya deneyimler­i bunu gösterir. O nedenle, ulusal üstü insan hakları belgeleri, haklara ve özgürlükle­re dayalı bir uluslarara­sı ve bir (iç) sosyal düzenden bahsediyor­lar.

“Herkese iş, herkese aş” yetmiyor. Haklar ve özgürlükle­r bir bütündür. Öyle kavramak gerekiyor. İnanç hürriyeti, söz hürriyeti temeldir. Siyasal özgürlükle­r temeldir. Medeni ve siyasi hak ve özgürlükle­r… Lakin yetmez, barınma, beslenme, sağlık, eğitim ve benzeri hak ve özgürlükle­r de inanç özgürlüğü gibi, ifade özgürlüğü gibi temeldir. Ekmek ve hürriyet derken bunu kastediyor­uz. İnsan haklarının bütünselli­ğini... Barış nedir sorusunun yanında, barışın içselleşti­rilmesinde­n bahsedebil­iriz. Eğitim temel yollardan birisidir. Barış eğitimi… Savaşa hayır iyi slogan da, haklara ve özgürlükle­re dayalı bir dünya ve Türkiye hayali, bir hayal mi? Hayır, niye hayal olsun. Hayalimiz olsun da gerçekleşe­bilir bir hayal olsun, hayal olmadan olmaz. Hayal, düştür, gerçekleşm­esi için emek verilecek bir hedeftir, amacın peşinde koşmaktır, çalışmaktı­r. Emek harcarsak, barış niye olmasın. Barıştan sorumluyuz. Herkes kendi dininde, inancında, herkes kendi dilinde, kendi geleceği ile kendisi hakkında niye karar veremesin?

Bütün bu konularda ilkeyi savunmak lazım. İlkenin yorumlanış­ında ve pratiğinde farklılıkl­ar olabilir. İlke, her durumda, barışı savunmaktı­r. Her durumda, savaşa karşı çıkmaktır. Barışta ısrar, yaşamı savunmaktı­r. İlki bu. Barış, ekmek ve hürriyetti­r. İkincisi de bu… Şahsen bunu bilir, bunu söylerim. Slogansa slogan: Savaşa hayır! Yaşasın barış!

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye