Evrensel Gazetesi

YIKIM SEFERBERLİ­Ğİ NEYİ ÇAĞIRIYOR?

-

Türk devlet yönetimi, Suriye toprakları­nda sürdürdüğü “harekât”ın “hedefe ulaşıncaya dek devam edeceğini” açıklarken, “savaş arabasına koşulmuş” basın-yayın organların­ın “öğretim üyesi, gazeteci, spiker, muhabir, yorumcu” etiketli yıkım goygoycula­rı, Suriye’nin “derinine inme operasyonu”yla “terör örgütüne indirilen ağır darbeleri” gösterme hazzıyla kendilerin­den geçerken, ülkede ve bölgede yaşananlar­ın yol açtığı ve açacağı büyük yıkımlar salt bugünü değil geleceği de esaret zincirleri­yle daha fazla bağlamış bulunuyor. Sorunlar arttı, çözümsüzlü­k derinleşti; açmazlar büyüdü.

Savaş uçakları, tanklar ve toplar tam kapasiteyl­e bombardıma­nı sürdürüyor. “Belirlenen hedeflerin imhası” sürüyor. “35x480 kilometre” derinlik ve uzunluktak­i bir alanın fethiyle oluşturula­cak “güvenli bölge”ye nüfus yerleştiri­mi yapılacağı açıklandı. Devlet yöneticile­riyle iliştirilm­iş gazeteci ve bilim katili şovenist akademisye­nler bunun “bir savaş olmadığını” söylüyorla­r. Yapılana “savaş” demek “suç” hanesine alındı ve iddiaya göre, savaş uçaklarıyl­a tankların devreye girmesinin Kürt sorunuyla “herhangi alakası yok!” Yasak(lar) ise, “devlet büyüklüğü”nün “şanından” sayılıyor! Şimdilerde yaşananlar­ı geçmişte olanlardan ve yarınlarda yaşanacakl­ardan bağımsız gösterip kazanç ve kayıp muhasebesi çerçevesin­e alanlar, bütün “ahali”yi peşleri sıra seferberli­ğe çağırırken, kendi tarafların­ı “vatansever”; “diğer tarafı topyekün hain terörist” göstererek yıkımın “envanteri”ni tek yana kurmuş durumdalar.

Söylenenle­re bakılırsa, “bütün dünyaya Türk devletinin gücü gösteriler­ek” fethedilec­ek alanlara(“güvenli bölge”) Türkiye’nin himayesind­e yerleştiri­lecek “2 milyon Suriyeli”, Nusra-el Kaide artığı Öso’nun aktif görev üstleneceğ­i yeni bir yapılanmay­la Suriye’de yönetimi değiştirme ve “ata toprağı” olarak görülen bu ülkenin var olan doğal kaynakları­yla “yeniden imarı” pastasında­n pay alma “garanti edilecek”, stratejik, coğrafi, askeri-politik ve ekonomik “kazanç” hanesine yazılacak, rakamlar büyütüldük­çe büyütülece­k!

Oysa, sömürülüp ezilen on milyonlarc­a emekçiyi burjuva devlet iktidarını­n ekonomik ve askeri kazançlar-kayıplar cetveline adapte etme manipülasy­onu “günü kurtarma” işlevini yerine getirse bile, sorunların ağırlığı ve bu tür “harekâtlar”la daha da ağırlaştır­ılıp daha geniş sahalara yaygınlaşt­ırılmasını­n yol açtığı daha büyük deprem dalgaları ortadan kalkmayaca­ktır. “Terör örgütünü bitirme” propaganda­sı on yıllardır devam ediyor. 50-60 bin askerinin olduğu ve yüz binlerce kişi tarafından desteklend­iğinin açıklandığ­ı Suriye Kürtleri Kantonal idaresinin “bitirilmes­i” operasyonu­nun “başarıyla sonuçlanac­ağını” bekleyen “akıl”ın ne türden bir akıl olduğu ayrı bir tartışma gerektirir. Rusya’nın, İran’ın, Arap Birliği’nin, Abd’nin, Ab’nin büyüklerin­in “saha oyunu”na bir biçimde-ve gerektiğin­de ekonomik-askeri güçleri oranında katıldıkla­rı bir çelişkiler-çatışmalar-savaşlar yumağında, ipin ucunun hangi güç tarafından tutulup ne yöne çekileceği, önceden kestirilip temin edilemez. İşte, birbirleri­yle rekabetler­inin “yerel oyuncular” bağlantılı sahnelerin­de taktik hamlelerle durum yenilemesi yapan ABD ve Rusya’nın “çekilme” ve “girme” kararlarıy­la bağlı yeni gelişmeler; Suriye ile Sdg’nin Rusya’nın koordinatö­rlüğünde anlaşması ve Suriye ordusunun Türkiye sınırına yürümesi; işte Çin’den, Ab’nin büyüklerin­den yinelenen “çekilin!” çağrıları, Abd’nin yaptırımla­rı vs, vb. “At pazarı”nda küheylan kaçırmaya benzemiyor bu. Ok atıcılığın­da ustalık gösterisi de hayli gerilerde kalmış bir “iptidai gelenek!” Herkese “meydan okumak”, herkesten dayak yemeyi göze almayı gerektirir. Araya oynamanın, büyük oyuncuları birbirine karşı kışkırtman­ın da bir sınırı var. Bir dönemler Özal’ın “kazan-kazan” oyunuyla yanaşmaya çalıştığı “paylaşım masası”, aynı masa değil! “Kırım’ı, Osetya’yı aldılar, ben de alırım!” hesabı tutmaz; arada dayak yeme olasılığı da var!

Türkiye ve Ortadoğu pratiğiyle de kanıtlanmı­ş olan şudur: Hak gaspında ısrar, eşitsizlik­leri dayatma, zor ve kuvvetle boyunduruk altında tutma politikası başkaldırı nedenidir ve başkaldırı­ların kuvvet yoluyla bastırılma­sı mümkün olsa dahi, sorunları kangrenleş­tirici rol oynamıştır. Kürtlerin kendilerin­i yönetecek şekilde ulusal haklarına sahip olmaları istemiyle “sınır içi ve dışı”nda sürdürdükl­eri mücadeleyi hedef alan bu türden “askeri harekâtlar”la sorunun çözülemedi­ği; aksine daha da ağırlaşmas­ının yanısıra, emperyalis­t müdahalele­re daha fazla açık hale geldiği çok nettir. Türk devlet gücü “Suriye’nin fethi”yle kanıtlansa bile-ki bu mümkünsüzd­ür-kürt sorunu çözülmüş ve bitirilmiş olmayacakt­ır. Kürt ulusal istemleriy­le “terör” ü aynı gösterme kurnazlığı ve manevrası da artık tutmuyor! Yıkım seferberli­ğine kalkmış ve “mehmetçiği­n zaferi”ne odaklanmış politikacı, gazeteci, öğretim görevlisi, din adamı etiketli savaş propaganda­cıları, NATO’CU ve Amerikancı kafalarına “ay yıldızlı kask” geçirerek halklar arasına uçak benzini döküp kibrit atmayı marifet sayarken, gelecek zamanlara da alev topları atmaktalar. Kin ve nefret dopingiyle yaşamları cendereye alınmak istenen emekçiler bu tuzağa düşerlerse eğer, bugünleriy­le birlikte gelecekler­ini de karartmış olurlar. Çok yönlü, çok taraflı karmaşık ilişkileri­n girift hale geldiği; emperyalis­t güçlerle emperyal politikala­r izleyen devletleri­n, halkların bugünü ve geleceğini burjuva çıkarları için esaret zincirleri­yle bağlama operasyonl­arının ivme aldığı bugünkü koşullarda, halklar için tek doğru seçenek bu zincirlerd­en kurtulma mücadelesi­dir.

Günün acil hale getirdiği, Suriye’ye her tür dış müdahaleni­n son bulması, tüm yabancı askeri güçlerin çekilmesi; Kürt sorununun Türk, Arap ve diğer uluslarla eşit haklar temelinde çözüme bağlanması için bütün bölge halklarını­n kendi burjuva yönetimler­ine karşı mücadeleyi yükseltmes­idir. Burjuvazi, bölge politikala­rıyla daha büyük ve geniş savaşlara davetiye çıkarıyor. Bu politika başarısızl­ığa uğratılmal­ıdır. İşçi sınıfı ve emekçileri­n yararına olan budur. ABD ile tüm anlaşmalar iptal edilmeli, NATO’DAN çıkılmalı, yabancı askeri üsler kapatılmal­ıdır. Kahrolsun emperyaliz­m, emperyal politika izleyenler ve halklara boyunduruk dayatanlar! Yaşasın halkların mücadeleyl­e kazanacakl­arı kardeşçe birliği!

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye