‘DÖNÜŞ REDDİ TOPLUMSAL GERİLİMLERE YOL AÇABİLİR’
TÜRKİYE’NIN, güvenli bölge oluşturma konusunda Suriye krizinin başından bu yana bir perspektife sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Ayhan Kaya, uluslararası konjonktürün buna izin vermediğini hatırlattı. Geçici koruma altında bulunan Suriyelilerin “non-refulman” ilkesi gereğince tehlike altında bulunma ihtimali olan Suriye’ye gönderilmesinin uluslararası hukuk açısından uygun olmadığına dikkat çeken Kaya, “Bu nedenle Türkiye, güvenli bölgeler yaratıp uluslararası hukuka uygun şekilde geri gönderme sürecini hayata geçirmeyi planlamaktadır. Güvenli bölgenin uluslararası hukuk kurallarına uygun şekilde oluşturulması halinde eğer Suriyeliler geri gitmemekte diretirlerse o zaman Türkiye’de bir takım asayiş sorunları ve toplumsal gerilimler yaşanabilir” dedi.
Türkiye’nin yeni bir göç dalgasına hazır olmadığını ifade eden Prof. Dr. Kaya, “Reyhanlı’ya doğru yeni bir kitlesel göç kentteki dengeleri altüst edebilir. Böylesine bir göç sürecinin gerçekleşmesi durumunda Ege Denizi’nden Yunanistan adalarına doğru bir göç tekrar söz konusu olabilir. Ne Türkiye ne de Yunanistan bunu kaldırabilir” ifadelerini kullandı. gerek merkezi devlet aktörleri, gerek Cumhurbaşkanlığı, gerek hükümet, gerek yerel iktidarlar ve gerekse Stk’ler uyum konusunda daha istekli ve daha arzulu olmak zorundadırlar” dedi. Öncelikli olarak uyum strateji belgesinin oluşturulması ve kamuoyu ile paylaşılması gereğine dikkat çeken Kaya, “Uyum, Türkiye’nin refahı ve mutluluğu için son derece önemlidir. Karar alıcıların, medyanın, akademinin ve Stk’lerin uyum konusu hakkında olumlu söylemler inşa etmek suretiyle kamuoyunu uyum fikrine alıştırmalıdırlar” saptamasında bulundu. Kaya, uyum gereğinin nedenlerini ise şöyle açıkladı: “Birincisi, insanca yaşama, çalışma, barınma ve gerekli diğer hizmetlerden yararlanma hakkı olan ve bizimle aynı havayı soluyan insanlardan bahsediyoruz. İkincisi, eğer bir süre sonra dönecek veya üçüncü bir ülkeye gidecek olurlarsa uyum sürecinin kendilerine sağladığı bütün olumlulukları hatırlayıp ülkemizin yurt dışında iyi niyet elçiliğini yapacaklardır. Bir kısmı kalacak olursa, onlara yapılan yatırımın ve verilen değerin karşılığını kalifiye ve yetişmiş insanlar olarak topluma ve ekonomiye sağlayacakları geri dönüş ile fazlasıyla ödeyeceklerdir. Üçüncü neden ise, dünyadaki pek çok sorunun nedeni olan küresel adaletsizlik hissinin yarattığı sorunların bir kısmının giderilmesinde Türkiye böylece katkı sağlamış olur, diğer bir deyişle küresel adaletin sağlanmasına katkıda bulunur.”