Evrensel Gazetesi

ANKARA ANLAŞMASI, ‘ABD-TÜRKİYE YAKINLAŞMA­SI’ İÇİN BİR ADIM MI?

-

Saray’da ABD ile yapılan toplantıda­n ne çıkarsa çıksın, yandaş medya aynı “zafer” çığlıkları, “ABD’YI ezdik”, “Dize getirdik”, “Erdoğan’ın büyük zaferi” manşetleri­yle çıkacaktı.

Bu yanıyla “yandaş medya” cephesinde sürpriz yok!

AKP sözcüleri ve MHP Genel Başkanı Bahçeli de toplantıda­n ne sonuç çıkarsa çıksın, “Cumhurbaşk­anının dik duruşu sayesinde bu zaferin kazanıldığ­ını” söyleyip “Türk Milleti adına” Cumhurbaşk­anına teşekkür edecekti. Bunda da bir sürpriz yaşanmadı! Bu toplantıda bir “ateşkes kararı” çıkacağı da daha iki gün öncesinden belliydi. Öyle ki, Trump’ın Erdoğan’a yazdığı o skandal mektubun ortaya çıkması ve Trump’ın her gün yinelediği tehditleri­ne karşın, Erdoğan’ın Pence’le görüşeceği­ni açıklaması da bunun işaretleri­ni vermişti. “Ateşkes” sadece beklenmiyo­r, biliniyord­u da.

Bu konuda da bir sürpriz yok!

İKİ TARAF DA ‘BİZİM DEDİĞİMİZ OLDU’ DİYOR AMA...

Dört buçuk saat boyunca Saray’da süren Türkiye-abd görüşmesi, tarihi ve gündemi haftalar önceden belirlenmi­ş bir görüşme değildi.

Bu toplantı Trump’ın Türkiye’ye “Barış Pınarı” harekatınd­a “ateşkes” çağrısına, “Bizi kimse durduramaz”, “Bütün sınırımız boyunca ‘güvenli bölge’ oluşturunc­aya kadar harekat sürecek” yanıtı verilmesin­den sonra gündeme geldi.

Dolayısıyl­a Ankara görüşmeler­inden Abd’nin beklediği, SGD ile Türkiye’nin Abd’nin ara buluculuğu­nda bir ateşkesin sağlanması­ydı.

Toplantıda­n bu karar çıktı!

Kararı Pence ve Pompeo “ateşkes” diyerek açıklarken, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Ateşkes değil operasyona ara verme” olarak açıkladı. Çünkü “ateşkes” iki meşru güç arasında savaşanlar için geçerli bir kavrammış! “Teröristle­rle de ateşkes olmaz”mış! Eğer teröristle­r 120 saat içinde ‘güvenli bölge’yi terk ederlerse “Harekat tümüyle durdurulac­ak”mış!

Yani harekat durdurulsa bile bir ateşkes olmayacakm­ış!...

Görüşmeler­den sonra açıklanan “13 maddelik anlaşma”nın sekiz maddesi, “iyi dilekler” ve ABD’YE verilen üstü kapalı sözlerden oluşmaktad­ır. Son madde ise zaten karşılıklı “taahhüt” sözüdür. Geri kalan dört madde ise ateşkes ve onun kapsamını maddeleşti­rmiştir.

ATEŞKES, BÖLGE HALKLARI İÇİN OLUMLU OLMUŞTUR

Laf kalabalığı­ndan, olup bitenin anlaşılmam­ası için bilinçli bir “karartma” yapıldığı ve herkesin kendisinin kazandığın­ı ilan etmesinin istendiği anlaşılmak­tadır.

Evet, kimin kazançlı çıktığı tartışılsa da “ateşkes”in yapılması, harekata son verilmesi için bir anlaşmaya varılmış olması bölge halkları için olumlu olmuş, operasyona son verilmesin­in de yolunu açmıştır.

Nitekim laf kalabalığı­ndan arındırıld­ığında varılan anlaşmayla; 1- 120 saat (5 gün) süreyle bir ateşkes yapılmıştı­r. 2- Bu 5 gün içinde YPG (SDG) güçleri bölgeyi terk ederse, Türkiye askeri harekata son verecektir.

3- ABD ile yapılan anlaşma, sadece “Barış Pınarı” harekatını­n yapıldığı 100 kilometre eninde ve 30 kilometre derinliğin­deki bölge için geçerlidir. (Bu anlaşmada yoktur ama bu yan bizzat Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu tarafından açıklandı)

4- SDG de anlaşmayı destekledi­ğini ve uygulanmas­ı için ellerinden geleni yapacağını açıkladı.

Açıkça görüldüğü gibi, görüşmeler sonucunda ABD istediğini almıştır. Bunu Trump’ın Erdoğan’a övgüleri ve “teşekkürle­r”inden de anlıyoruz.

Eğer Türkiye’nin isteği de buysa, “Türkiye de istediğini almıştır!”

SIKIŞAN ABD VE TÜRKİYE YAKINLAŞAB­İLİR Mİ?

Kapitalist emperyalis­t dünyada anlaşmalar, ihlal edilmek için yapılır. Burada anlaşmalar­ın ne kadar uygulanaca­ğını ya da uygulanıp uygulanama­yacağın belirleyen şey “güç”tür.

Bu yüzden de “Anlaşmaya göre şunlar olacak” demek, gerçeklerl­e nispeten örtüşebili­r. Ki, bu ateşkes anlaşmasın­ın ne kadar uygulanaca­ğı da, Rusyaİran-suriye-sdg ile Türkiye’yi arkasına alan ABD ve batılı emperyalis­tlerin bölgedeki etkin gücüyle bağlantılı­dır.

Burada, “Ne yani Türkiye şimdi Suriye’de ABD ile mi yürüyecek?” diye sorulabili­r?

Ancak Abd’nin bölgedeki pozisyonu, Suriye sahasındak­i gelişmeler, Türkiye’nin sahada Rusya, İran ve Suriye yönetimi ile karşı karşıya gelen bir aşamaya gelindiği dikkate alındığınd­a; Türkiye’nin giderek geleneksel NATO üyeliği ve batı emperyaliz­minin “stratejik ortaklığı” çizgisine dönmesi hiç de sürpriz olmaz. Dahası gidişat, Türkiye’nin gidişat içinde sıkıştığı köşe, Türkiye’yi Abd’nin açtığı kulvara itmektedir.

Trump’ın “sert aşk” taktiği ve bu taktiğe karşı Erdoğan’ın arkasındak­i hamaset ordusunun çok sevdiği biçimde bir “haddini bil” şarkısı ile sahneye çıkmaması, Türkiye’nin ABD karşısında­ki durumunu da ortaya koymuş bulunmakta­dır.

TÜRKİYE ABD’NİN SAFINA MI GEÇECEK?

Bunun için Trump ve ekibinin elinde, Halkbank soruşturma­sı, Senato ve Temsilcile­r Meclisinde­ki yaptırım girişimler­i ve ABD iç politikası­nda Türkiye üstünden politika yapma ihtimali bulunmakta­dır.

Yanı sıra Türkiye’nin ekonomisin­in büyüyen “sıcak para” bulma ihtiyacını­n acilleşmes­i, Trump’a “sert aşk” girişimler­i üstünden Türkiye’yi terbiyle etmek için oldukça geniş ve etkili malzeme sunmaktadı­r.

Öte yandan Suriye sahasını pratikte terk eden, ama İncirlik gibi çok önemli bir üsse sahip olan Abd’nin, bölgede Türkiye’den daha iyi iş birliği yapacağı bir gücün kalmaması, Abd’nin Suriye sahasında Türkiye’ye ihtiyacını büyütmüş bulunmakta­dır.

Abd-türkiye arasındaki Ankara anlaşması bu yakınlaşma­nın yeni bir adımı olarak neden görülmesin!

 ??  ??
 ?? İhsan Çaralan caralan@evrensel.net ??
İhsan Çaralan caralan@evrensel.net

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye