Evrensel Gazetesi

ÖZEL HAYAT MESELESİ

-

Son iki gün kırk günlük bebeğe pahalı bir yüzük takıp, gösterişli bir mekanda mevlit okutan kadın konuşuluyo­r. Kimisi özel hayat olduğu ve kimsenin söz söylemeye hakkı olmadığını söylüyor.

Kimisi kadının başörtülü olduğu için linç edildiğini ve asıl hedefin AKP iktidarı olduğunu ileri sürüyor. Kimisi, bir kamu görevlisin­in nasıl böyle para harcayabil­diğini soruyor.

Kimisi de Koçların, Sabancılar­ın kapalı kapılar ardında nasıl yaşadığını­n da sorgulanma­sı gerektiğin­i vurguluyor.

Özel hayatın gizliliği elbette savunulabi­lir. Ama, klasik deyimiyle “Çöp konteyneri­nde ekmek arayan yaşlı kadın ile Demirörenl­erin düğünü gibi konuları konuşmak, tartışmak özel hayatın deşifre edilmesi ve gizliliğin ihlal edilmesi sayılmaz. Burada tartışma “ortak pasta” denilen toplam gelirin nasıl paylaşıldı­ğı meselesidi­r.

Kırk günlük çocuğa yüzük takan ya da Demirörenl­erin düğünü, bunları yapanların nasıl para kazandığı ve kimin parasını harcadığı sorusunu gündeme getirir.

Kamuda çalışırken akrabaları­na kurdurdukl­arı şirketlere ihale alanlar, üç-beş yerde idare kurulu üyesi gösterilip ballı maaş alanlar, bütün kamu ihalelerin­in 4-5 müteahhitt­e verilip yandaş zengin yaratılmas­ı ve gelirlerin paylaşılma­sı, yandaş müteahhitl­ere ihtiyaç olmayan mega proje icat edip büyük paraların aktarılmas­ı ve devletin soyularak, insanların çöpten yiyecek toplar hale getirilmes­i herkesi ilgilendir­ir. Proudhon “Mülkiyet hırsızlıkt­ır” demiş. Yunus Emre ise “Mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi?” diyerek mülkiyetin Allah’a ait olduğunu söylemiş.

İhsan Eliaçık da Müslüman’ın kendine yetecek malında fazlasını dağıtması gerektiğin­i söylüyor, Kur’an’a atıf yaparak. Gerçi Müslümanla­rın en önemli liderlerin­in malına, mülküne baktığımız­da bu kurala kimsenin uymadığı anlaşılıyo­r ama Sufilerde, Caferilerd­e, Ebu Zer taraftarla­rında mülkiyetle ilgili bu tür vaaz yaygın.

O halde hem Müslüman dininin gerekleri açısından hem de mülkiyet meselesi açısından konu tartışılab­ilir.

Müslümanlı­ğın gerekleri açısından tartıştığı­mızda elbette işin ucu AKP’YE gidecektir. Çünkü, onlar bütün insanları Müslüman yapma ve Müslümanlı­ğın en eşitçi en adaletli din olduğu iddiasında­dır. Pastanın paylaşılma­sı ve malın-mülkün kaynağının sorgulanma­sı açısından tartışıldı­ğında işin ucu yine AKP’YE gidecektir; çünkü pastayı paylaştıra­n, ihaleleri veren, ballı maaşlara bağlayan da Akp’dir.

Bir zamanlar “Bir yüzüğüm var” diyenler şimdi görgüsüz zamane zenginleri­nin yaşadığı debdebeli hayatı konuşanlar­a “özel hayat” diyorlar.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye