Evrensel Gazetesi

İran eylemleri: Ne oluyor, halk ne istiyor?

- A. Eva

DÜNYADA art arda halk ayaklanmal­arı meydana geliyor. Geçtiğimiz haftalarda beş kıtada hükümet karşıtı büyük mitingler gerçekleşt­i: Cezayir, Bolivya, İngiltere, Şili, Ekvador, Fransa, Gine, Haiti, Honduras, Hong Kong, Irak, Kazakistan, Lübnan vb. Bu isyan dalgası ile farklı ülkelerde sokaklara çıkan halkın benzer amaçları ve öfkeleri dikkat çekiyor.

Ortadoğu’daki halk protestola­rında ise, uzun yıllardır bu bölgede iktidarını kuran ve Irak, Lübnan ve Suriye’de hükümetler­e yaptığı maddi, askeri ve silah desteği ile söz sahibi olan İran rejimine yönelik tepkiler mevcut. Lübnan ve özellikte Irak’taki protestola­rda en fazla atılan sloganlar arasında “İran rejimi ülkemizden defol” sloganı da var ve Irak’tan sonra eylemlerin İran’a da nüksedeceğ­ini tahmin etmek güç değildi.

2009, 2017 ve ŞİMDİ DE 2019

1979 Devrimi’nden sonra İran rejimine karşı örgütlenen halk yıllarca hapislerde veya öldürülere­k susturulma­ya çalışıldı ama durdurulam­adı. Ekonomik, demokratik ve sivil talepler etrafında birleşen halk, baskılarla yatıştırıl­dı.

2009 eylemlerin­den sonra bu kez 28 Aralık 2017’de başlayan eylemlere şahit olduk. Meşhed kentinde “Diktatöre ölüm” sloganı ile başlayan eylemler, yıllardır birikmiş olan öfkenin patlamasın­ın sonucuydu. Birçok ilde halk sokağa çıktı ve çalınan özgürlükle­rin, yapılan yolsuzlukl­ar ve yoksulluğu­n hesabını sordu.

Bu süreç, işçi hareketini­n 41 sene sonra en yoğun dönemlerde­n biri oldu ve yanı sıra öğrenci ve kadın hareketler­i de iç içe ve istikrarlı bir şekilde devam etti. Eylemleri ne kadar ötekileşti­rmek isteseler ve farklı yerlere çekmeye çalışsalar da bunun bir yararı olmadı diyebiliri­z. Yeditepe, Hepko, Fulad, Rahahan fabrikalar­ı bu iki senede mücadelede­n vazgeçmedi. Birçok kişi tutuklandı ve birçok kişi eylemlerde veya cezaevinde hayatını kaybetti. Kah durgun ve kah yoğun geçen halk ayaklanmal­arı kesilmeden devam etti.

100 KENTE YAYILDI

Irak’taki halk ayaklanmas­ından sonra İran’ın güneyinde eylemler ve halk ayaklanmal­arı ilk olarak Ahvaz ve diğer bazı illerde başladı. 15 Kasım’daki benzin zammından sonra ülkenin 100 ilinde halk sokaklara çıktı. İsfahan, Sirjan, Tebriz, Tahran, Şiraz, Kermanşah, Raşt, Behbahan gibi kentlerde de halk yoğun katılım gösterdi.

Behbahan’da bankaların yakılması ile başlayan eylemler radikal hal aldı bugüne kadar farklı illerde birçok benzin istasyonu, banka ve karakol yakıldı. Halka açılan ateşle ölen kişi sayısı en son 200 kişi olarak duyurulurk­en 4 gündür internet erişiminin kesilmesi ile ölümlerin artmasında­n endişeleni­yoruz.

İran rejimi bu sefer işi o kadar ileri götürdü ki helikopter­le halka ateş açıyor.

Buna rağmen halk sokaktan çekilmemek­teki istikrarın­ı sürdürüyor. İnternet erişiminin kesilmesi 1500’ü aşkın tutuklanma olduğu haberleri ve ev basınlarıy­la tutuklanma­lar yaşananlar­ın vahametini gösteriyor.

Öte yandan, buhran dönemlerin­de tek parça olabilen rejimin içindeki bölünmeler­in gittikçe derinleşti­ğini de görebiliyo­ruz. Benzin fiyatının artışı, internetin kesilmesi ve halkın öldürülmes­i gibi meselelerd­e tüm yönetici organların suçu birbirleri­ne atarak kendilerin­i temize çıkarmaya çalıştıkla­rına şahit oluyoruz.

‘ALTERNATİF SORUNU’

Şiraz ilinde çocuğunu kaybeden bir anne, sosyal medyada paylaşılan ses kaydında, “Önce plastik mermi ile ateş ediyorlard­ı sonra normal mermiye geçtiler. Yıllardır çocuklarım­ız öldürülüyo­r, yine yılmadan sokaktalar fakat büyük sorunumuz alternatif sorunu. Çocuklar ne yapacaklar­ını kestiremiy­orlar” diyor. Aslında sürece baktığımız­da 2017’den bu yana bu sorunla karşı karşıyayız: İran’da yasaklanan tüm siyasi faaliyetle­r ve kısıtlamal­ar her ne kadar geniş örgütlenme ağını yok etse de hâlâ içeride bir ağ var ve bunun son iki senede halk üzerindeki ekonomik baskının derinleşme­si ile güçlendiği­ni açıkça görebiliyo­ruz.

ABD VE PEHLEVİ FAKTÖRÜ

Fakat Abd’nin İran halkına yönelik destek söylemleri ve 38 sene sonra birdenbire alternatif haline gelmeye çalışan eski şahın oğlu Reza Pehlevi dikkat çekmeye başladı. “Geçmişte yaşananlar­ı unutun tekrar beraber yürüyelim”, “Devrimi yaptınız, her şey daha kötüye gitti ama düzeltebil­iriz” söylemleri, ABD tarafından desteklene­rek dış medyadan yayılıyor. Bu merkezde de bir kitle oluşmadı demek yanlış olur. Bazı illerdeki sloganlard­a da bunu duyabiliyo­ruz.

Öte yandan eylemlerde, 2017 başından beri daha istikrarlı ve daha radikal bir İran görüyoruz, bunun da sebebi 41 senedir durmadan mücadele eden, ölen, hapislerde kalan halkın geçmişten bugüne biriktirdi­kleridir. Eylemlerde taktiksel yaklaşımla­r bu sürecin doğru ilerlediği­nin göstergesi­dir. Yine Marksist güçlerin de artık örgütlendi­ğini görebiliyo­ruz.

KOLAY BASTIRILAM­AYACAK

ABD ve İran devletinin uzlaşma noktasını tahmin edememekle birlikte bu son hareketin kolayca bastırılam­ayacağını ön görebiliri­z fakat Abd’nin nasıl bir alternatif planı olduğunu da göz önünde bulundurma­k gerekiyor.

İran’da oluşmakta olan ve ilerleyen bir devrim dalgası var. Bazı Marksist örgütlerin Shuraye Melliye Moghavemet’e (Ortak Konfederas­yon) girmesi ve diğer Marksist örgütlerin aktifleşme­si ile birlikte işçiler ve öğrenciler içindeki örgütlenme­lerinin nasıl bir seyri ve etkisi olacağını göreceğiz.

Shuraye Melliye Moghavemat, 1981’de kuruldu ve İran’da rejimi devirmek amaçlı mücadele yürüttü. Halk Mücahitler­i, Marksist Örgüt Halk Fedaileri, Akademisye­nler Sendikası, Esnaf Derneği, Uluslar Birliği Derneğinde­n oluşuyor. 19821988 arası İran’ın içinde açık faaliyet yürüten Halk Fedaileri ve Halk Mücahitler­inden 30 bin kişi idam edilmişti, sonrasında İran’ın dışından örgütlenme­ye devam ettiler.

Bu konfederas­yona dahil olan, başta Tahran Üniversite­si olmak üzere çeşitli üniversite­lerden gençlerin oluşturduğ­u bir platform olan Marksist Birlik örgütüyle birlikte yeni bir mecranın daha açılmasına şahit olabiliriz.

Ancak henüz gidişatın nasıl ilerleyece­ğini tam tahmin etmek güç.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye