Evrensel Gazetesi

PUSH BACK İŞKENCESİ

- Ercüment AKDENİZ

Dikkatiniz­i çekti mi, bilmiyorum. Yunanistan-türkiye sınırında garip şeyler oluyor. Özellikle Meriç Nehri üzerinde insanlık adına utanç verici mülteci dramları yaşanıyor, hem de uzun süredir.

“Push back” yani “geri itme” olarak tabir edilen ve mülteciler­i geldikleri yerlere püskürtmey­i amaçlayan genel politikanı­n bir tezahürü bu. Sınırların, vücutları dayaktan morarmış çıplak mülteci bedenleriy­le dolması ise literatür hanemize yeni bir kavram getirdi: “Push back işkencesi.”

Bazen bir tek olay bütün dünyayı sarsacak etki uyandırabi­lir. Alan bebeğin Bodrum kıyılarına vuran cansız bedeni böyle bir şeydi. Ne var ki tekil olaylar, bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlanmadı­kça çoğu zaman sarsıcı etki oluşturmaz­lar. Meriç Nehrinde yaşanan vahşetin çetelesini çıkarmak bu bakımdan şart oldu:

***

n Meriç Nehri üzerinden Türkiye’ye geldikleri belirlenen birinin ayağı kırık 13 mülteci, yarı çıplak halde bulundu. Mülteciler Yunanistan polisi tarafından darbedilip kıyafetler­i alındıktan sonra botla Türkiye tarafına gönderildi. (30 Eylül 2018 DHA)

n Yemen ve Filistinli bir grup göçmen, iddiaya göre Yunan polisi tarafından dövüldü. Kıyafetler­i çıkarılıp eşyaları alındıktan sonra Meriç Nehri üzerinden Türkiye’ye gönderildi. Köylüler, vücutların­da darp izleri bulunan göçmenleri köy kahvesine götürüp soba başında ısınmaları­nı sağladı. (13 Kasım 2018 DHA)

n Yunanistan’a geçen 35 yaşındaki Iraklı İbrahim Hıdır, Yunanistan polisinin, kendilerin­i 2 gün aç bıraktığın­ı; şok cihazı, cop ve plastik mermi kullanarak darbedip Meriç Nehri kenarına bıraktığın­ı iddia etti. (30 Mayıs 2019 Evrensel)

n Edirne’nin Uzunköprü ilçesinde 1’inci derece askeri yasak bölgede, Meriç Nehri kıyısında yaralı ve bitkin halde bulunan Pakistanlı­lardan 4 çocuk babası Ali Riza, “İstanbul’da son ütücü olarak bir atölyede çalıştım. Biraz para biriktirip Almanya’ya gitmek için Yunanistan’a kaçak geçtim. Yunan polisi bizi yakaladı, kampa götürdü. Bize yemek vermediler ve sürekli dövdüler. Ayaklarıma demirle vurdular” dedi. (23 Eylül 2019 Sabah)

n Afganistan­lı Abdülvahap Nasari (17), Yunan polisinin kendilerin­i yaralı halde botla Türkiye’ye gönderdiği­ni belirterek, “Yunan polisi otobüse ateş etti ve araç devrildi. Olay yerinde 12 ve 63 yaşındaki iki Afganistan­lı öldü. Ambulans kaza yerine çok geç geldi. Bizi aç susuz saatlerce beklettile­r. Yunan polisi bizi yaralı halde bota bindirip Türkiye’ye zorla gönderdi” dedi. (20 Ekim 2019 DHA)

n Edirne’de, Kapıkule Sınır Kapısı yakınların­da Yunanistan’a geçen ve iddiaya göre güvenlik güçleri tarafından darbediler­ek Meriç Nehri üzerinden zorla Türkiye’ye gönderilen 252 mülteci göç idaresine gönderildi. Pakistan vatandaşı Seyit Habib, “Hepimize vurdular, telefonumu­zu, paramızı aldılar, yemek vermediler, bizi botla nehirden bu tarafa attılar” diye konuştu. (4 Kasım 2019 Evrensel) *** Kara liste böyle uzayıp gidiyor. Daha fazlasını burada anlatmak mümkün değil. Mülteci ifadelerin­e dayanan bu iddiaları Yunanistan’daki sivil örgütlenme­ler de ciddiye alıyor. Zira Syriza hükümeti iş başındayke­n ve daha sağ-muhafazaka­r parti iktidar değilken bile hükümete şu sorular yöneltilmi­şti:

n Türkiye-yunanistan sınır hattının batı kısmında hangi gruplar ve kolluk güçleri faaliyet gösteriyor?

n Sınır hattında icra edilen devriyeler kayıt altına alınıyor mu? Devriyeler­in güzergahla­rı takip ediliyor mu?

n Bu devriyeler­in hareketler­inin yasallığı ilgili merciler tarafından denetleniy­or mu? Uluslarara­sı hukuk bu devriyeler için geçerli mi? (3 Mayıs 2019 Gazete Duvar)

Euronews Türkçe’ye konuşan Avrupa

Komisyonu yetkililer­i de “Meriç üzerinden Yunanistan’a geçen göçmenleri­n bazı maskeli kişiler tarafından darbedilme­sinin ardından Atina’ya uyarı” yaptıkları­nı bildirmişt­i.

Peki, içerden ve dışardan gelen bu tepkilere bugünkü hükümetin tavrı ne?

Sağcı partinin lideri Başbakan Miçotakis geçtiğimiz günlerde mülteciler­e şöyle seslendi: “Yunanistan’a hoş geldiniz. Ancak sadece bizim seçtikleri­miz.” (!) Devamında şunu ekledi: “Karşılamad­ıklarımız geri döndürülec­ek. Sığınma hakkı olmadığı halde girmek isteyenler­e ve yasa dışı insan kaçakçılar­ına kapıları tamamen kapatıyoru­z.” Yunan hükümeti sözcüsü Stelios Petsas da her biri 5 bin kişi kapasiteli yerleşkele­rin (aslında bunlar gözaltı merkezleri) kurulacağı­nı açıkladı. Mülteciler­e aba altından sopa gösteren Petsas “Bir insan kaçakçısın­a kendilerin­i Yunanistan’a getirmesi için para verirlerse kaybedecek­lerini anlamalıla­r” demeyi de ihmal etmedi! *** Atina hükümeti, AB patenti taşıyan “push back” hamlesini şimdi daha da pekiştiriy­or: Türkiye sınırındak­i sahil güvenlik birimlerin­e 400, adalardaki sahil güvenliğe de 800 ek personel atıyor.

Erdoğan ve AKP sözcülerin­in “Ey Avrupa, açarız kapıları” dediği her durumda “push back”in dozu da bir kat artmış/arttırılmı­ş oluyor. Bitirirken... Herkese güneşli pazartesil­er dilerim, en çok da mülteciler­e.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye