LİBYA-SURİYE
AKP iktidarının Libya politikaları da daha başta boşa çıktı. Önce, “Libya’ya asker göndereceğiz” dediler. “Barış için ara bulucu olun” diyen CHP liderine atarlandılar. “Siz ne anlarsınız bu işlerden” dediler. Sonra Putin ile görüştükten sonra taraflara ateşkes çağrısı yaptılar ve Rusya’da tarafları buluşturarak barış görüşmelerini başlattılar. Fakat, barış görüşmeleri yandaş basının şişirdiği gibi başarılı değildi.
Libya’da ateşkes mutabakatını Hafter imzalamadı. İmzalamama nedeni, Türkiye’nin ateşkes gözlemcisi olma talebi. Hafter, Türkiye’nin Serrac yanında savaşa katıldığını düşünüyor. Savaşa katılan bir ülkenin aynı zamanda ateşkes gözlemcisi olmasına itiraz ediyor. Ayrıca, Hafter, AKP iktidarının Libya’ya asker çıkarmasına da karşı çıkıyor. Türkiye’nin bir de tabii, Suriye İdlib’deki gözlemci sıfatı ile yaptıkları Hafter’i korkutuyor.
AKP iktidarı Soçi’de İdlib’deki radikal unsurların silahsızlandırılması görevini üstlenmiş ve bu gerekçe ile gözlem noktaları oluşturmuştu. Ama, radikal unsurları silahsızlandırmak bir yana, bu unsurların İdlib’e hakim olmasına yardım etti. Suriye, İdlib’deki radikal unsurlara karşı askeri harekat başlattığında da gözlem noktalarını terk etmeyerek ve radikal unsurları desteklemeye devam ederek Soçi anlaşmasını ihlal etti.
Putin, bir taraftan Serrac ile birlikte AKP’LI bakanları Hafter ile görüştürürken, diğer taraftan AKP’LI yetkilileri Suriye’li yetkililerle görüştürerek “İdlib Meselesi’ni masaya getiriyor. Masada sadece Libya ve ateşkes yok, aynı anda İdlib ve AKP İktidarının İdlib’i boşaltması da var. Belki, Doğu Akdeniz’de Rusya ve Suriye ile birlikte hareket etme konusu da bir başka masada görüşülüyordur.
Bu arada yandaş medyada Türkiye’nin Rusya’dan S-500 alacağı da yazılmaya başlandı.
Herhalükarda, Libya’da Türkiye’nin de içinde olacağı bir anlaşmanın kısa sürede sağlanması mümkün görünmüyor.
AKP iktidarı bir taraftan “dünya lideri” başkanlarının oyun kurucusu olarak dünya siyasetinde boy gösterdiği ile övünürken; AKP iktidarının zayıf karnını keşfetmiş ABD ve Rusya, “dünya lideri”ne her istediğini (müzakere eder görünerek) yaptırıyor gibi…
Meclisi devreden çıkaran, muhalefeti dinlemeyen, tecrübeli kadroları dışişlerinden tasfiye eden AKP iktidarı yandaş medyanın şakşakçılığı eşliğinde dış politikadaki beceriksizliklerini devam ettiriyor.
İslam Devletler Birliği (ASRİKA Konfederasyonu) kurma hayallerinin mucidi Emekli General Adnan Tanrıverdi’nin Cumhurbaşkanı’nın on yıldır güvenlik ve dış politikalar konusunda danışmanı olduğu düşünülürse dış politikada gelinen yer sürpriz olmaz.