‘Mültecilere güvenli geçiş hakkı sağlanmalı’
EGE Denizi’nde son günlerde yurt dışına geçmek isterken yaşamını yitiren mültecilerin sayısının artmasına ilişkin İzmir’de insan hakları ve mülteci dernekleri basın açıklaması yaptı.
Antikapitalistler İzmir, Hak İnisiyatifi, Halkların Köprüsü Derneği, İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi, İzmir Müzisyenler Derneği, İzmir’de Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği, Konak Kent Konseyi, Konak Kent Konseyi Mülteci Meclisi, Medya ve Mülteci Hakları Derneği, Mültecilerle Dayanışma Derneği Ege Denizi’nde son günlerde yurt dışına geçmek isterken yaşamını yitiren mültecilerin sayısının artmasına ilişkin İHD Şubesinde basın açıklaması yaptı. Kurumlar adına ortak açıklamayı İHD Ege Bölge Temsilcisi Mehmet Akel okudu. İki gün önce Çeşme açıklarında batan mülteci teknesinde 8’i çocuk 11 mültecinin yaşamını yitirdiğini hatırlatan Akel, “2020’nin ilk 10 gününde Muğla ve İzmir açıklarında batan 3 ayrı mülteci teknesinde 24 mülteci yaşamını yitirirken 6 mülteci ise denizde kayıp. 11 Ocak’ta da Yunanistan ile İtalya arasında batan mülteci teknesinde 12 mülteci hayatını kaybetti. Endişemiz ölümlerin devam etmesidir” dedi.
‘ÖLÜMLER ARTMADAN HAREKETE GEÇİLMELİ’
“Unutulmamalıdır ki Türkiye karasularından çıkıldığı takdirde AB sınırları başlamaktadır. Bunca ölüm, insanlık dışı yaşam koşullarının hepsi bizzat Avrupa Birliği sınırları içinde yaşanmaktadır. Akdeniz’de daha çok mülteci ölümü yaşanmadan, Avrupa Birliği mültecilere sınırlarını açmalıdır” diyen Akel, “Güvenlik perspektifi üzerine kurulup, insan haklarına aykırı uygulamalara yol açan sınır politikalarından vazgeçilmeli ve düzensiz göçü önlemek adına yapılan anlaşmalar iptal edilmelidir. Avrupa Birliği’nin anlaşmalarla sözde bitirmek istediği göçmen kaçakçılığı ve ölümleri ancak Avrupa ülkelerine yasal ve güvenli geçiş hakkının tanınması ile sağlanabilir” diye konuştu.
‘KOŞULSUZ MÜLTECİLİK STATÜSÜ VERİLMELİDİR’
Türkiye de bir an önce hukuka aykırı geri gönderme işlemlerinin sonlandırması gerektiğini ifade eden Akel, “Hukuki belirsizlik ortamına son verilmeli ve Türkiye’de kalmak isteyen mültecilere de koşulsuz mültecilik statüsü verilmelidir. Avrupalı devletlerin sınır politikaları karşısında biz evrensel insan hakları savunucularına da görev düşüyor. Devletlerin kirli pazarlıklarının konusu olmak zorunda bırakılan, dünyanın dört bir yanında ırkçıların yoğun saldırılarına maruz kalan, savaşlarda katliamlara tanık olan mültecilere dayanışma göstermeliyiz.” dedi. (İZMIR/EVRENSEL)
BORNOVA Kadın Dayanışma Derneği (BORKAD), Atatürk ve İnönü Mahallelerine kreş yapılması talebiyle imza kampanyası başlattı. En az 10 bin imza hedefiyle yola çıkan kadınlar, mahallelerde kapı kapı dolaşarak imza toplamaya başladı. Konuyla ilgili açıklama yapan Dernek Başkanı Zeynep Reyşen, uzunca bir süredir yürütülen çalışmalar neticesinde her iki mahallede de kadınların öncelikli talebinin kreş olduğunu gördüklerinin altını çizerek, “Özellikle son iki yılda bu talep küçük yaşta çocuğu olan kadınlar için ilk sıralarda. Ekonomik krizden dolayı artan yoksulluk, kadınları çalışmaya zorluyor ancak hem çocuklarını bırakabileceği güvenli yerler olmaması hem de ücretlerdeki eşitsizlik yüzünden aldığı maaşı özel kreşlere vermek zorunda kalması bir çıkmaza sokuyor kadınları. Tabii sadece çalışan kadının talebi değil bu aynı zamanda şu an için çalışmayı düşünmeyen, işsiz, ev emekçisi kadınların da talebi. Ekonomik kriz kadınların evdeki yükünü de artırdı. En basitinden eskiden mutfak alıverişi için haftada bir gün pazara gider, ayda bir markete gider alır gelirdi. Şimdi market market dolaşmak zorunda kalıyor kadınlar en ucuzunu bulabilmek için o da zorunlu ihtiyaçlar. Bu yükü çocukla birlikte omuzlamak zor. Üstelik bu bir insan hakkı, hem çocuk hem de kadınlar için” dedi.
İMZALAR BORNOVA BELEDİYESİNE VERİLECEK
Reyşen, “Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ, seçim dönemi her mahalleye bir kreş sözü vermişti. Bu konuda çalışmalara başladıklarını da biliyoruz. İlk kreş, Doğanlar Mahallesi’ne yapılacak. Bizim talebimiz bu çalışmaları biraz daha hızlandırmaları ve Atatürk ve İnönü Mahallesi’nde yaşayan kadınların taleplerini dikkate almaları” dedi. İlerleyen günlerde mahallenin çeşitli yerlerine stantlar kurarak imza toplamaya devam edeceklerini ifade eden Reyşen, planlanan çalışmanın sonunda toplanan imzaları belediye başkanlığına ileteceklerini söyledi.
Dernek Başkan Yardımcısı Songül Dolu ise Meclise getirilmesi konuşulan çocuk istismarı af yasasını hatırlatarak, “Devleti yönetenlerin görevi suçu aklamak değil, çocuk ve kadınlar için güvenli ortamlar yaratmaktır. Bunun bir yolu da bilimsel, demokratik, laik eğitim, eşit ve ulaşılabilir eğitim olanağı yaratmaktan geçer. Belediyeler sorumludur ama esas sorumlu devlettir. Dolayısıyla okul öncesi eğitim sadece anaokulu ile sınırlandırılmamalı. Ücretsiz, güvenli ve sağlıklı kreş mücadelemiz devam edecek” dedi.