Kanal İstanbul’la emekçiler uzun vadeli borçlandırılacak
CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın ‘İsteseniz de istemeseniz de yapılacak’ dediği, bilim insanlarının hem doğaya hem ekonomiye ‘Ciddi zarar verecek’ dedikleri Kanal İstanbul Projesi’ne ilişkin tartışmalar devam ediyor. Hükümet, kanalın 75 milyar liraya mal olacağını söylerken, uzmanlar bu rakamdan çok daha fazla miktarın harcanacağı görüşünde. Kanalla ilgili tartışmalar sürerken, kanalın yapımında, daha önce üçüncü köprü, Avrasya Tüneli, Osmangazi Köprüsü ve şehir hastanelerinde uygulanan yap-işlet-devret modeli kullanılacak.
Yap-işlet-devret uygulamasının Kamu Özel İşbirliği diye anılan modelin bir parçası olduğunu söyleyen Gazeteci, Yazar Çiğdem Toker, modelin uzun vadede özel sektörün ve şirketlerin kazandığı bir uygulama olduğunu söyledi. Yap-işlet-devret modelinin, kamunun zarara girdiği, emekçilerin, halk kitlelerinin uzun vadeli borçlandığı, borçlandırıldığı bir model olduğunu söyleyen Toker, “Kamu sektörü ile özel şirketlerin risk ve gelir paylaşımı esasına dayalı, yani hem riski hem de geliri paylaşıyorlar ama başında kamu olmasına rağmen bu bana göre özelleştirme kelimesinin aşındırılmış olması sebebi ile biraz gerçeği yansıtmıyor” dedi.
SORUNLU BİR MODEL
Devlet ve şirket arasında imzalanan sözleşmenin “ticari sır” olarak gizli tutulmasının modelin en sorunlu tarafı olduğunu belirten Toker, “Projenin niteliğine göre döviz üzerinden garantiler veriliyor. Şehir hastanelerinde yap-kirala-devret uygulamasında olduğu gibi gelir getiren alanlarda birtakım garantiler veriliyor. Şehir hastanelerinde hasta garantisi, yeni yapılan yol ve köprülerde yolcu, araç garantisi gibi trafik garantileri veriliyor ve bunların hepsi dolar üzerinden yapılıyor. Bu hesaplamalar yapılırken de Amerika’da olduğu gibi enflasyon oranı üzerinden yapılıyor” dedi. (İstanbul/ma)