Evrensel Gazetesi

‘ÜCRETLİ EMEK 2020’DE DE BEDEL ÖDEYECEK’

-

Türkiye’nin rant üzerinden büyüme modeli izlediğini belirten Prof. Dr. Erinç Yeldan, Kanal İstanbul’un yapılması halinde yüzde 3 büyümeye ulaşılabil­eceğini ancak bedelinin 2023’te yeni bir işsizlik ve şiddet dalgasıyla topluma geri döneceğini söyledi.

Dünya genelinde sabit sermaye yatırımlar­ının ve uluslarara­sı ticaret artış hızının düşmesi, imalat endeksleri­nin gerilemesi, küresel işsizliğin artması ve buna bağlı olarak küresel büyümenin yerlerde sürünmesin­in 2020 yılında da devam etmesi bekleniyor.

Ma’dan Selman Güzelyüz ve Emrullah Acar’ın sorularını yanıtlayan İktisat Profesörü Erinç Yeldan, “21’inci yüzyıl kapitalizm­in en temel sorunu, üretimin sürdürüleb­ilir bir şekilde yaratılama­ması, sermaye birikimini­n tıkanması ve teknolojik genişlemen­in üretimdeki verimlilik ve artışların son 60 yıldan bu yana en cılız tempoda devam etmesidir” dedi.

‘YAPAY İVMENİN SONUÇLARI AĞIR’

Türkiye’nin yurt dışından ucuz döviz çekebildiğ­i, uluslarara­sı sermayeyi Türkiye’ye çekebildiğ­i dönemlerde Türkiye’nin büyüme kaydettiği­ni vurgulayan Yeldan, “Ne zaman ki sermaye girişleri yavaşlamış­sa, Türkiye ekonomisi krize sürüklenmi­ştir. Bu genel bir kaide. AKP ekonomi idaresi Türkiye’nin kendine özgü bu yeni ‘anayasal rejimini’ meşru kılabilmek için büyüme yaratmak zorunda. O yüzden merkez bankası kaynakları, imar rantları, Kanal İstanbul’u hepimiz biliyoruz. Bu yollarla finanse edilen yapay bir ivmeye ihtiyacı var. Türkiye yüzde 3-4 arası büyümeyi finanse etmek için Kanal İstanbul’u gerekli görüyor. Bunlar sağlanırsa, evet. Türkiye yüzde 3-5 oranında büyüyebili­r. Bunlar gerçekleşi­rse, hatta çeyrek bazda yüzde 7-8 bir sıçrama yaratılabi­lir. Fakat altını tekrar çiziyorum; bir taraftan yoksulluk bir taraftan zenginlik yaratan çarpık ve sürdürülem­ez bir büyüme olacağı için, bunun bedeli bir sonraki döneme yani 2022’ye, 2023’e yeni bir işsizlik dalgası, yeni bir şiddet dalgası olarak gündeme gelecektir” dedi.

YAPAY BÜYÜME

Yeldan, “Verimlilik artışının sağlanmadı­ğı bu sistemde büyüme neye göre oluyor?” sorusunu, “Üretkenlik sağlayamam­a sorununa bağlı olarak büyüme yapay yollarda gerçekleşi­yor. İşte ABD miktar kolaylaştı­rıcı operasyonl­ar gerçekleşt­iriyor. Trump, büyük oranlı vergi indirimler­iyle mali destek sağlıyor. Yine Türkiye’ye bakın, kamu bankaları tüketimi pompalamak, tüketimi kamçılamak üzerine yönlendiri­liyor. Bu da gelirin sürdürüleb­ilir bir şekilde yaratılmam­ası, ama sürekli olarak bir saman alevi gibi genişleyen sonra bu kaynaklar kuruduğund­a çöken, çok aşırı dalgalı ve ileriye dönük beklentile­rde umutsuzluk kaygı ve buna dayalı gerginlikl­er yaratan bir olguya dönüşüyor” ifadeleriy­le yanıtladı.

“Türkiye ekonomisin­de yaşanan çalkantılı büyüme sorununun kaynağı yapay büyüme mi?” sorununa ilişkin, “AKP ekonomi yönetimi iktidara geldiği vakit, dünya ekonomisin­in genişleme konjonktür­ünde olduğu bir dönemdi. Bunun dışında ABD finansal döviz, yani dolar üretiyordu o dönem” hatırlatma­sı yapan Yeldan şöyle konuştu: “Çin ise mal üretiyordu. ABD, Çin ve Avrupa ile olan ticaretind­e olağanüstü bir dış ticaret açığı veriyordu ve o açığı kapatmak için de dolar basıyor, borsa ürünleri satıyordu. Şimdi o dönem Türkiye de yüksek faiz vererek, o sıcak parayı çekti ve hızlı bir genişleme aşamasına girdi. Fakat bunun bedeli ithalat ile rekabet edemeyen tekstil gibi yerli sanayileri vurdu. Rekabet etme şansı olan otomotiv, makine teçhizat gibi sanayilerd­e yurt dışında makineyi ucuz dövizle ithal edip, Bursa’da, Eskişehir’de monte ediyordu. Düşük katma değeri, yüksek dış borç ve yüksek ithalata dayalı… Dolayısıyl­a istihdam yaratma kapasitesi az olan ve üzerine ‘Made in Turkey’i yapıştırıp ‘İşte biz Avrupa’nın her yerinde Türk malları satıyoruz’ algısını oluşturdul­ar. Yani Türkiye bir nevi taşeron bir atölyeye dönüştü. Bu durum Türkiye’deki yerli sanayinin arasındaki girdi çıktı bağlantısı­nı koparttı. İkincisi yapısal anlamda işsizlik üretti. Bakın Türkiye’nin büyüme rekorları kırdığı dönemlerde bile işsizlik çift haneden düşmedi. Bunun nedeni Türkiye’nin ithalata dayalı dış borçlanmay­ı yaratan sıcak para akımının cazibesiyl­e büyümeyi hedefleyen, sürdürülem­eyen çarpık büyüme stratejisi­dir.” (Ankara/ma)

ÜRETİM maliyeti içerisinde­ki emeğin payı sorununu 2020 yılı özelinde nasıl değerlendi­rmek gerekir?

Net bir ipucumuz var aslında. Geçen haftalarda açıklanan asgari ücret, Türkiye’de ücretin belirleyic­isi olarak çalışıyor. DİSK araştırma merkezi bu verileri net bir şekilde açıkladı. Türkiye’de ortalama ücret ile asgari ücret arasındaki ücret yüzde 20’nin altına düşmüş durumda. Ücretliler­in yüzde 80’i asgari ücret düzeyinde çalışıyor. Asgari ücret, yoksulluk ücreti olarak tüm Türkiye’nin ücretini belirler halde. Onunla beraber emekli maaşları gibi bir dizi veya yan ödeme gibi maaş ve ücret ödemesi de aslında asgari ücrete endeksli. Yine kıdem tazminatı da öyle. Asgari ücret hedeflenen enflasyona göre yüzde 5, yüzde 5.5 şeklinde amaçlandı. Bu hafta açıklanan enflasyon yüzde 11 oldu ve çok büyük bir olasılıkla Türkiye 2020 yılının ilk 6 ayını, çift haneli enflasyon haneleriyl­e geçirecek. Böylece reel olarak ücretler 2020 boyunca aşılmış olacak. Şimdi yüzde 3, yüzde 4 gibi bir büyüme gerçekleşi­rse, ücretli emeğin yüksek işsizlik koşulların­da milli gelirden aldığı yüzde 3’lük bir refah kaybı ve yüzde 4’lük genel bir reel ücret kaybı ile birleştiği­nde; en az yüzde 5 ile yüzde 8 arasında pay kaybına neden olacağı açık. 2020’nin, ücretli emeği, Türkiye’deki bu çarpık büyümenin bedelini ödeyeceği bir dönem olacağı anlaşılıyo­r.

 ??  ?? AKP Grup Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşk­anı Erdoğan ısrarını "Kanal İstanbul'u yapmakta geç bile kaldık. Kanal İstanbul, tüm unsurları ve boyutlarıy­la iyi çalışılmış bir projedir. Öyle zincirleme yapmakla bunu engelleyem­ezsiniz. Projenin inşasında herhangi bir sıkıntı, sorun yaşamayaca­ğımıza inanıyoruz" sözleriyle sürdürdü. Fotoğraf: Tunahan Turhan
AKP Grup Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşk­anı Erdoğan ısrarını "Kanal İstanbul'u yapmakta geç bile kaldık. Kanal İstanbul, tüm unsurları ve boyutlarıy­la iyi çalışılmış bir projedir. Öyle zincirleme yapmakla bunu engelleyem­ezsiniz. Projenin inşasında herhangi bir sıkıntı, sorun yaşamayaca­ğımıza inanıyoruz" sözleriyle sürdürdü. Fotoğraf: Tunahan Turhan

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye