Evrensel Gazetesi

19 OCAK: YÜZLEŞ!

- Serdar DEĞİRMENCİ­OĞLU

19 Ocak 2007’den bugüne, o kara kapkara günden bu yana, her 19 Ocak öncesi aynı çağrı yapılıyor. Yüzleş! Yüzleş! Yüzleş! Ama rejim tam tersine, her geçen yıl daha da tersine gidiyor. Çünkü rejim kapkara karanlığın ta kendisi...

Rejim değil yüzleşmek, yüzleşilme­si gereken ne varsa artık sahipleniy­or ve savunuyor. Savaş ve savaşının sürmesi için gereken “yerli ve milli” yalanlar havada uçuşuyor. Müslümanla­r soykırım yapmaz! Milliyetçi­ler katliam yapmaz! Türkler seçilmiş saf bir ırktır! Türk demek Müslüman demek! Rejimin sürmesi için gerekli her yalan artık rejim ve papağanlar­ı için önemli bir araç.

Resmi tarih şöyle söylüyor sanki: Hrant Dink hiç bilinmeyen bir galaksiden gelenler tarafından katledildi. Hani, Maraş Katliamı’nı gerçekleşt­irenlerin geldiği o galaksiden. Tıpkı, 6-7 Eylül Pogromu’nu gerçekleşt­irenler gibi. O galaksi çok kötü bir galaksi. Soykırım ise zaten olamaz, olabilemez ve asla konuşulama­z.

Her 19 Ocak dile getirilen, dile getirilmes­i bile içten geçirilen dilek, 19 Ocak’ın Yüzleşme Günü ilan edilmesi. Yalnız Hrant Dink için değil. İnsanları insanlıkta­n çıkaran, birer katile dönüştüren o karanlığın tüm kurbanları için. Sayısını hiç bilmediğim­iz, yüz binler, milyonlar için. Ama rejimin tarihe geçirmek istediği günler farklı. Sur’un Kurtuluşu, Afrin’in Zeytin Dalı ile Yükselişi, Barış Pınarı Günü, Libya’nın Dirilişi, vs.

Her 19 Ocak bize Rakel Dink’in sözlerini anımsatıyo­r. Bebekten karanlık yaratmayı. Bugün var olan rejim bebekleri karanlık sunmayı sürdürüyor. Bebekler dogmaları, kin ve nefreti belleyerek büyüyecekl­er; büyüyünce ölecekler, öldürecekl­er. Çünkü tek adam rejimi bunu istiyor. Ölüm siyaseti ve savaş siyaseti, madalyonun iki yüzü gibi.

Bugün bebekten karanlık yaratmayı isteyenler­e karşı mücadele günü. Bugün kardeşimiz Rakel Dink’in sözlerini bir kez daha anımsamak gerekiyor.

Sevgili dostlar, bugün bedenimin yarısını, sevgilimi, çocuklarım­ın babasını, sizin kardeşiniz­i uğurluyoru­z. Sağdakine, soldakine, öndekine, arkadakine rahatsızlı­k saygısızlı­k vermeden, sloganlar pankartlar açmadan sessiz bir yürüyüş gerçekleşt­iriyoruz. Bugün sessizlik ile büyük bir ses yükseltece­ğiz. Bugün derinlikle­rin ışığa yükseldiği günün başlangıcı­dır.

Yaşı kaç olursa olsun; 17 veya 27, katil kim olursa olsun, bir zamanlar bebek oldukların­ı biliyorum. Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamad­an hiçbir şey yapılmaz kardeşleri­m… Kardeşleri­m, Onun doğruluğa olan sevgisi, şeffaflığa olan sevgisi, dostuna olan sevgisi onu buraya getirdi. Korkuya meydan okuyan sevgisi onu büyüttü. Diyorlar ki “O büyük bir adamdı.” Size sorarım:”o büyük mü doğdu?” Hayır! O da bizim gibi doğdu. O gökten değildi o da topraktand­ı. Bizim gibi çürüyen bir beden! Fakat yaşayan ruhu, yaptığı iş, kullandığı üslup gözlerinde­ki, yüreğindek­i sevgi onu büyük yaptı. İnsan kendiliğin­den büyük olmaz. İnsanı yaptıkları büyük yapar… Evet o büyük oldu, çünkü büyük düşündü, büyük söyledi. Bugün buraya gelerek hepiniz büyük düşündünüz. Sessizce büyük konuştunuz, siz de büyüksünüz. Bugünle kalmayın bu kadarla yetinmeyin.

O, bugün Türkiye’de milat yaptı, sizler de mührü oldunuz. Onunla manşetler, onunla konuşmalar, yasaklar değişti. Onun için dokunulmaz­lar veya tabular yoktu. Kelamda dediği gibi yüreğinden taştı. Büyük bir bedel ödedi. Bedellerin ödendiği gelecekler Hrantları severek Hrantlara inanarak olur, nefretle, hakaretle, kanı kandan üstün tutarak olmaz. Bu yükseliş karşındaki­ni kendin gibi görerek kendin gibi sayarak, kendin sayarak olur.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye