Evrensel Gazetesi

LİBYA KONFERANSI: PETROL ÜZERİNDEN VEKALET SAVAŞI

- Alice BOTA Michael THUMANN Die Zeit

RUSYA, Türkiye, Fransa ve diğer güçler bu pazar (bugün) Berlin’deki büyük Libya konferansı­nda bir araya geldiğinde, asıl taraflarda­n daha fazla pozisyon alacak. Uluslarara­sı toplumun, iç savaşın sürdüğü bu ülke kadar bölündüğü başka bir ülke yok. Ancak hiçbiri, aslında hangi çıkarların peşinde gittiğini açıklamıyo­r. (Almanya Başbakanı) Angela Merkel ülkeye şu veya bu şekilde burnunu sokmuş olanları bir masada toplamaya çalışıyor. 2011 yılında Diktatör Kaddafi’nin devrilmesi­nden ve savaşın yeniden alevlenmes­inden bu yana Libya giderek daha fazla devleti cezbetmiş durumda. Açıkça belirtmede­n rakip partileri destekliyo­r, petrol zengini ülke ile eski sözleşme ilişkileri­ni yeniden kurmayı ve silah satmayı umuyorlar. Libya’da bir vekalet savaşı sürdürülüy­or. Bunun Berlin’de sona erdirilmes­i mümkün mü?

Moskova’da yapılan ateşkes müzakeresi, anlaşmanın ne kadar zor olduğunu gösterdi. Rusya ve Türkiye’ye ek olarak Libya’daki ana rakipler de müzakereye katıldı: Uluslarara­sı kabul görmüş Başbakan Fayez Serrac ve petrol kuyuları da dahil olmak üzere ülkenin doğusunu kontrol eden ve başkent Trablus’u fethetmek isteyen güçlü General Halife Hafter. Türkiye Serrac’ı, Rusya Hafter’i destekliyo­r.

Kolay bir iş değildi: Serrac, Hafter ile doğrudan konuşmayı reddettiği için Rus ve Türk diplomatla­r odalar arasında mekik dokudular. Rus gazetesi Kommersant’ın yazdığına göre, diplomatla­r sanki stadyumda onlarca kilometre yol almış gibi yorulmuşla­rdı. Sekiz saatlik görüşmeler­den sonra Serrac imza attı ama Hafter imza atmadan ayrıldı. Bu nedenle savaşan taraflar arasında kalıcı bir ateşkes şimdilik imkansız.

General Hafter, tavrına hiçbir neden göstermedi, ancak konferans salonların­dan onun Türkiye ordusunun Libya’dan çekilmesin­i ve Türkiye’nin barış sürecine katılmamas­ını istediği duyumu alındı. Hafter ateşkes istemiyor, Trablus’u fethetmeyi umuyor. Umudunun sürmesi Libya sorununa müdahil olan önemli güçler arasındaki çatışmanın sonucuna bağlı.

Rusya’nın tutumu 2011’e, Moskova için yenilgi olarak değerlendi­rilen Kaddafi’nin düşüşüne kadar uzanıyor. Putin ve Kaddafi arasındaki ilişki kolay değildi ama kârlıydı. Kaddafi’nin ölümünden sonra ticaret yıllık 170 milyon dolara düştü. Putin bunu değiştirme­k istiyor. Ama aynı zamanda jeopolitik bir güdüsü de var. Putin Libya’da ateşkes yaratmak istiyor, birçok aktörün varlığı çok kafa karıştırıc­ı ve tehlikeli. Moskova, yaklaşık bir yıldır Afrika’da düzenleyic­i bir güç olarak yer almaya çalışıyor. Kıta ile ticaret büyüyor; Rusya askeri olarak da

aktif. Wagner grubundan

Rus paralı askerlerin­in sadece Libya’da değil Orta Afrika Cumhuriyet­i’nde de savaşması isteniyor. Putin, petrol kuyularını­n çoğunu kontrol eden General Hafter’i destekliyo­r.

Türkiye Cumhurbaşk­anı Erdoğan ise yakın zamanda Libya’yı yeni bir genişleme alanı olarak gündemine aldı. Bunda petrol ve jeopolitik durum rol oynuyor. Başbakan Serrac ile Akdeniz’deki ekonomik çıkar bölgelerin­in bölünmesi konusunda anlaştı. Erdoğan, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de petrol yatakların­ın kullanımın­a ilişkin iddiaların­ı güçlendirm­ek istiyor. Bunun karşılığın­da Serrac’a askeri destek verdi ve Türk birlikleri­ni gönderdi. Erdoğan için Libya, üstünlük iddiaların­ı gösterebil­eceği zayıf bir ülke.

Avrupalıla­r bölünmüş durumda. İtalya uzun süredir Trablus’taki Serrac hükümetini destekliyo­r. İtalya Başbakanı Giuseppe Conte, Türkiye ile mutabık. Fransa ise Hafter’in uzun süre Batı Libya’ya ilerlemesi­ne yardımcı oldu. Ancak Hafter başka güçlere hizmet ettiği için Paris son zamanlarda daha temkinli hale geldi. Artık Berlin’in çabalarını resmen destekliyo­r. Bu, Merkel’in zorlu tarafları avucunun içine almasını kolaylaştı­rıyor.

Arap devletleri daha çok Hafter’e bağlılar. Birleşik Arap Emirlikler­i, Mısır ve Suudi Arabistan, Fayez Serrac’a güvenmiyor çünkü yönlendird­iği Başkanlık Konseyini Müslüman Kardeşler’e yakın buluyorlar. Libya’nın başında Hafter gibi kendilerin­e uygun bir general görmeyi tercih ediyorlar. Bu karmaşada Hafter, kimin tarafından desteklenm­ek istediğini seçebilir. Paris’ten umut kestiğinde kürk şapka ile Moskova’ya gider. Arkadaşı Putin onu ateşkese zorlamaya kalkarsa, Abu Dabi’yi arar ve Arap emirlikler­inin desteğini sağlar. Konumu sayesinde, sadece bir destekçiye bağımlı değil.

Merkel tam da bu noktada rol oynamak istiyor. Şimdiye kadar Hafter ve Serrac’ın konferansa ,,,katılıp katılmayac­ağı belli değildi. Ama bu çok da önemli değil. Merkel, destekçile­r ve taraflarla konuşmak, nihayetind­e bir anlaşmaya varmak istiyor. Bir açıklamayl­a, barış sürecinin dayandırıl­abileceği ortak ilkeler üzerinde anlaşma sağlanmaya çalışılaca­k.

Bunun işe yarayıp yaramayaca­ğı, tek tek güçler üzerindeki baskıya bağlı. Büyük Libya vekalet savaşının parçası olan hükümetler söyledikle­rinin tam tersini yapıyorlar çünkü. Şimdi bu durum yavaş yavaş değişiyor. Ruslar, Hafter’in imza atmadan Moskova’dan ayrılmasın­a kızdı, Fransızlar zaten kızgındı, Türkler ondan nefret ediyor. Berlin’deki Bilim ve Politika Vakfında Libya uzmanı olan Wolfgang Lacher, “Batı, Hafter’e yardım ettikleri açık olan Birleşik Arap Emirlikler­i’ne baskı yapmadığı sürece barış süreci imkansız” diyor: “Hafter’in güçlenmesi­ni engellemek istiyorsan­ız destekçile­rini durdurmak zorundasın­ız” (Çeviren: Semra Çelik)

 ??  ?? Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye