NBA’DE SEZON ORTASI ÖDÜLLERİ
NBa’de normal sezonun yarısı geride kaldı. Bu, bu köşede geleneksel olduğu üzere geçmişe dair bir muhasebe, geleceğe dair öngörüler ve sezon ortası ödüllerinin dağıtılması anlamına geliyor.
Her şeyden önce neredeyse 95/96 Chicago Bulls ve 2015/16 Golden State Warriors’ın rekor galibiyet yüzdeli sezonlarıyla aynı performansı gösteren Milwaukee Bucks’a değinmek gerekiyor. Normal sezonda en iyi takım olmak her zaman için Play-off başarısını garanti altına alan bir şey değildir ama şu an 38 galibiyet 6 yenilgisi bulunan ve her maç rakiplerine ortalama 12.6 sayı fark atan Bucks’ın sıra dışı sezonunun enteresan bir Play-off kapışmasının habercisi olduğu kesin.
Giannis Antetokounmpo, keskin şutörler, şutör ve blokçu uzunlar, amansız boyalı bölge delicileriyle normal sezon için durdurulması çok güç bir takım yaratan Mike Budenholzer’ın Play-off’ta geçen yılın akıbetine uğramamak için daha yaratıcı çözümler yaratması gerekiyor. Miami, Boston, Philadelphia gibi takımlar sert Play-off atmosferinde işleri kızıştırabilecek potansiyele sahip.
MVP: GIANNIS ANTETOKOUNMPO
Tüm bu soru işaretleri Bucks’ın gerçekten ne kadar “tarihi” bir takım olduğu konusunda nihai kararın Play-off’a bırakılması anlamına geliyor ama normal sezondan bahsederken yapmamız gereken esas şey hak edene ödülünü vermek. Bucks’ın en iyi takım olmasının yanında Giannis Antetokounmpo da 30 sayı 12.8 ribaunt 5.5 asistlik performansıyla normal sezon MVP’SI konumunda. Giannis, hem bireysel performans hem de takım başarısıyla Mvp’nin tanımı gibi bir sezon geçiriyor.
EN İYİ KOÇ: ERİK SPOELSTRA
Normal şartlarda “En iyi koç” konusunda da Bucks ve Budenholzer’la devam ederdim ama sezonun en güzel hikâyelerinden Miami Heat’in başındaki Erik Spoelstra burada bir istisna olmayı hak ediyor. Spoelstra’nın ekibi 41 maçın 29’unu kazanırken parkede neredeyse tüm oyuncuların kendilerini geliştirmelerine olanak sağlayacak eşitlikçi bir takım oyunu görmek insanı heyecanlandırıyor. Kendrick Nunn, Tyler Herro, Duncan Robinson gibi başarı öykülerinin de Spoelstra’ya giden ödülde payı olduğunu söylemek lazım.
EN İYİ ÇAYLAK: JA MORANT
“Heyecan verici, güzel hikâyeler”den bahsetmişken Ja Morant’la devam edelim. Memphis Grizzlies’in genç ve gelecek vadeden kadrosunda müthiş bir saha içi liderliği ve şovu ortaya koyan 20 yaşındaki yıldız adayı, yüksek yüzdeyle bulduğu 18 sayı ve 7 asistlik ortalamalarının ötesinde havalı ve gösterişli oyunuyla diğer çaylakların birkaç adım önüne çıkıyor.
EN İYİ SAVUNMACI: ANTHONY DAVIS
Los Angeles Lakers’ın sezonun en iyi savunma takımlarından biri olmasının baş aktörü kuşkusuz Anthony Davis. 1’den 5’e tüm pozisyonları savunabilen, gerektiğinde (Avery Bradley’nin olmadığı maçlarda ya da fiziken yetersiz kaldığı eşleşmelerde) rakibin en iyi dış skorerini savunma işini de üstlenen Davis, hem bireysel performansı (2.6 blok, 1.5 top çalma ortalamalarını da eklemiş olalım) hem de takım savunmasına yaptığı liderlikle ödülünü hak ediyor.
EN İYİ ALTINCI ADAM: LOU WILLIAMS
Kenardan gelip 20 sayılık katkı veren iki oyuncu varken bu ödülün -bir kez daha- Los Angeles Clippers’a gitmemesi imkansız. Gönül Detroit Pistons’ta Derrick Rose’un yaptıklarını ödüllendirmek istiyor ama şampiyon adayı bir takımda yapılanlar her zaman diğerlerinin önüne geçecektir. Clippers’ta Lou Williams ve Montrezl Harrell bu ödülün iki “olağan şüpheli”si konumunda ve birçokları Harrell’i genel verimliliğinin daha yüksek olması nedeniyle Williams’ın önünde tutuyor. Fakat ben Williams’ın kenardan gelerek oyunun gidişatını ve hatta kaderini değiştirme gücünün daha fazla olduğunu gördüğüm için “Underground GOAT” demeyi sürdüreceğim.
EN ÇOK GELİŞME KAYDEDEN OYUNCU: BRANDON INGRAM
Bu ödül için Luka Donçiç’ten Jaylen Brown’a pek çok farklı oyuncuya ikna edici gerekçelerle ödül verilebilir. Ancak tüm şartları düşündüğümüzde hem üçlük yüzdesi, hem serbest atış performansı, hem de kritik anlarda takımı sırtlayabilmesiyle Ingram, benim için diğerlerinin bir adım önünde. Tüm bunları travmatik olarak tanımlanabilecek bir sezonun ve takasın ardından yapıyor olması da ayrıca değerli.