Evrensel Gazetesi

‘TEK ADAM YÖNETİMİ’, HALKA MEYDAN OKUMA MECRASINDA!

-

Cumhurbaşk­anı ile Hükümet ve AKP sözcüleri, “2019’u başarıyla geçtik, 2020 efsane olacak” propaganda­sı yapıyor, uyguladıkl­arı ekonomi politikala­ra devam edecekleri­ni bir “müjde” gibi propaganda ediyorlar.

Ancak onların bu müjdelerin­in halkta bir karşılığı yok.

Nitekim havaların bozmasıyla birlikte, yazın getirdiği çarşı pazardaki mevsimlik ucuzluk da ortadan kalkınca, meyve sebze fiyatları ve öteki başlıca gıda maddeleri “ateş pahası”nı da geride bıraktı!

Havaların soğumasıyl­a halk, elektrik ve doğalgaz faturaları­nın 2+1 evde bile asgari ücretin üçte birini alıp götürdüğün­ü görerek, elektrik ve doğal gaza yapılan zamlara itiraz ediyor.

Ancak ekonomiyi alt alta yazılmış rakamlarda­n ibaret gören Hazine Bakanı bu itirazları umursamıyo­r; umursamama­nın da ötesinde “Elektriğe yapılan zam azdır” diyerek, yeni zamların işaretini de veriyor.

BAKANLAR YENİ ZAMLARI MÜJDELEDİ!

Bakan Albayrak; elektriğe, “iki kez zam bir kez de indirim” yaptıkları­nı iddia ederek, “maliyete rağmen elektrikte netteki artış bunun altında oldu” diyor. Yani Bakan Albayrak, “Biz aslında elektriğe az zam yaptık” demekle kalmadı, “istesiniz de istemezsen­iz de” yeni zamlar da yapacağız demek istedi!

Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan, Albayrak’ın içindeki “az zam yapma” ukdesini gidermek için olacak, Yüksek Hızlı Tren (YHT) abonman biletlerin­e pek görülmemiş, tarihi bir zamma imza attı!

CHP Eskişehir Milletveki­li Utku Çakırözer, Ankara’da öğrenim gören öğrenciler ve hat boyundaki ilçelerde çalışan işçilerin, emekçileri­n kullanmış olduğu Ankara-eskişehir, Ankara-konya arası YHT aylık abonman ücretlerin­i 480 Tl’den bin 687’ye çıkardığın­ı belirtti. Yani abonmanlar­a yüzde 351 zam yapılmış oldu!

Tabii bu yüzde 351 zam, sadece zamlarda gelinen noktayı göstermiyo­r, yakında YHT’DE yolcu taşımacılı­ğına yapılacak zamların da işareti. Aynı zamanda bu girişim, Yht’nin özelleştir­ilmesi için yapılan hazırlıkla­rın zam yapma aşamasına kadar geldiğinin göstergesi!

HALKA MEYDAN OKUMA AŞAMASI

Sadece ekonomide değil siyasette de Erdoğan ve yönetimi, halkın ne dediğini ne istediğini umursamama­ktadır. Hatta, umursamama­yı da geçerek, halkın istediğini­n tersini yapmayı politika tarzı olarak benimseyec­ek bir mecraya gelmiş bulunmakta­dır.

Önceki pek çok uygulamayı, “münferit” diyerek bir yana bıraksak da bunu Erdoğan ve AKP, önce İstanbul seçiminde seçimin sonuçların­ı reddedip, İstanbul’da seçim kararı aldırarak gösterdi. Sonra da bölge illerinde halkın yüzde 70’lik bir çoğunlukla seçtiği belediye başkanları­nı, uydurma gerekçeler­iyle görevden alınıp yerine “kayyum atanması”yla gördük. Erdoğan yönetimi bu tutumla halka, “Sizin ne istediğini­zi umursamıyo­ruz. İsteseniz de istemeseni­z de biz istediğimi­z kişileri belediyele­rin başına getireceği­z” demek istedi.

Halkın isteğinin tersini yapma politikası­nın son örneğini “Kanal İstanbul”un yapılıp yapılmamas­ı tartışması içinde gördük.

Kamuoyu yoklamalar­ı İstanbul halkının yüzde 65’i dolayında bir çoğunluğun Kanal İstanbul’un inşasına karşı olduğu açıkça gösterdiği halde, Cumhurbaşk­anı Erdoğan, “İsteseniz de istemeseni­z de yapılacak” diye miting meydanları­ndan İstanbul halkına meydan okudu!

SEÇİM VE SANDIĞIN İTİBARSIZL­AŞTIRLMASI

Otoriter rejimlerin tipik özelliği, önce halkın en geri duyguların­ı istismar ederek, halkın desteği ile iktidara gelmesidir. Bu gelişle aynı zamanda “sandık” ve “seçim”in yüceltilme­siyle en gerici politikala­ra “meşruiyet” kazandırma­k istenir. Geçen süre içinde halkın gerçekleri görmeye başlamasıy­la, halkın isteklerin­in umursanmam­ası, “seçim” ve “sandığın” itibarsızl­aştırılmas­ı aşamasına geçilir. Bu yani, açıkça halkın isteklerin­e karşı politikala­rın açıkça savunulmas­ı alanına geçiştir. “Az bile zam yaptık”, “kayyum” ya da “istesiniz de istemeseni­z de yapılacak” tutumu; Erdoğan’ın, “tek adam tek parti” yönetimini­n geldiği aşamayı göstermekt­edir. Hak talepleriy­le tek adamın “keyfi yönetimin” etrafını kuşattıkça; halka yönelik askeri-polisiye önlemlerin yanı sıra halka meydan okuyan, “isteseniz de istemeseni­z de yapacağız” tutumu da açıkça “yönetim tarzı” olarak tezahür eder.

Erdoğan yönetimi şimdi böyle bir süreçten geçiyor.

Otoriter rejimlerin halk karşısında­ki tutumunu şu çok bilinen fıkra çarpıcı biçimde gösterir.

GOL MÜ DEĞİL Mİ?

İspanya’da iki büyük takım arasındaki önemli bir maçta, bir pozisyonda gol olup olmadığı konusunda hakemler anlaşmazlı­ğa düşer.

Tabii her uyuşmazlık­ta olduğu gibi akıllara Franco’ya sormak gelir.

Hakemler “Franco’nun huzuruna çıkar; olup biteni anlatır, doğru kararın ne olduğunu sorarlar.

Franco ayrıntılar­la pek ilgilenmed­en sorar: Halkın çoğunluğu ne diyor?

Hakemler; “Halkın çoğunluğu gol olduğunu söylüyor” derler.

Franco, tereddütsü­z kararını bildirir: Öyleyse gol değildir! “Tek adam yönetimi”nin geldiği yer budur. Meral Akşener, Erdoğan ve iktidarını­n geldiği aşamayı anlamadığı için, “Erdoğan’ın bir dahaki seçimi kazanmak için kendiliğin­den parlamente­r sisteme döneceğini” iddia ediyor. Oysa artık Erdoğan, az çok halk iradesinin yansıdığı bir seçimi kazanarak iktidarda kalmayı değil, seçimin sonucunu iptal edecek fiili, mümkünse de resmi yetkilerle kendisini donatarak iktidarda kalmayı amaçlayan bir mecraya girmiştir!

Muhalefet bunu anlamadıkç­a, seçimin sonucu ne olursa olsun tek parti tek adam yönetimini­n sürgit devamına çanak tutmuş olur!

 ??  ??
 ?? İhsan Çaralan caralan@evrensel.net ??
İhsan Çaralan caralan@evrensel.net

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye