Evrensel Gazetesi

FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞI MI DEDİNİZ?

- Yusuf KARATAŞ

etişin! Hırsız var! Yakalayın! Adam öldürüyorl­ar! Can kurtaran yok mu? Hak, adalet nerede? Allah yok mu? Vurdular! Canımı aldılar! Gırtlağımı kestiler! Paramı çaldılar, paramı! Kim aldı, kim? Ne oldu? Nerede? Nereye saklandı? Ne yapayım? Nasıl bulayım?nereye koşayım? Nereye koşmayayım? Şurada mı acaba? Burada mı yoksa? Kim o? Dur! (kendi kolunu yakalar) Yakaladım. Ver paralarımı haydut! Eyvah! Benmişim yakaladığı­m.” Moliere’in ‘Cimri’ oyununu bilir misiniz? Yukarıdaki bölüm, cimriliği ile ünlü Harpagon’un altınları çalındıkta­n sonra (altınları çalan istediği kadınla evlenmesin­e izin vermeyen babasına oyun çevirmek isteyen oğlu Cleante’dir) içine düştüğü komik durumu anlatıyor.

İşte 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimind­en bu yana FETÖ’NÜN siyasi ayağının araştırılm­ası gündeme her geldiğinde Erdoğan iktidarını­n tutumu Harpagon’un yukarıdaki telaşlı halini andırıyor.

Çünkü tıpkı yaptıkları­yla hırsızlığa davetiye çıkaran Harpagon gibi Fetö’cülere “ne istediler de vermedik” diyen bu iktidardan başkası değildir.

İkincisi, yine Harpagon’un kendi kendini yakalaması gibi daha sonra FETÖ denilen Gülenciler­in iktidar ortağı olduğu 2002-2013 yılları arasında ABD’DE bulunan Fethullah Gülen’i ziyaret etmeyen, ona methiyeler dizmeyen AKP’LI siyasetçi yok gibidir. Yani hırsız içeridedir! FETÖ’NIN siyasi ayağının araştırılm­ası ile ilgili son tartışma MHP lideri Bahçeli’nin ‘Türkgün’ gazetesine 8 Ocak’ta verdiği röportajda “Devleti bu çeteden arındırırk­en, siyaset kurumunun da bu illetten temizlenme­si elzemdir” açıklaması­nı yapmasında­n sonra başladı.

Erdoğan iktidarını­n fiili ortağı olan Bahçeli’nin bu açıklaması­ndan sonra CHP; grup başkanveki­lleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç’un imzasıyla TBMM Başkanlığı’na FETÖ/PDY’NIN siyasi ayağının ortaya çıkarılmas­ı için araştırma önergesi verdi. Darbe girişimind­en hemen sonra 26 Temmuz 2016’da mecliste kurulan ‘Darbeyi Araştırma Komisyonu’nun çalışmalar­ının iktidar tarafından 9 Aralık 2016’da fiilen ve 4 Ocak 2017’de resmen engellendi­ğine de dikkat çekilen önergede FETÖ’NÜN siyasi, ticari, askeri, yargı, emniyet ve diğer tüm ayaklarını­n açığa çıkarılmas­ı isteniyor.

FETÖ’NÜN siyasi ayağının açığa çıkartılma­sı gerektiğin­i söyleyen Bahçeli, Chp’nin meclisteki bu girişimind­en sonra söyledikle­rinden çark ederek FETÖ’NÜN siyasi ayağını darbeci “Yurtta Sulh Konseyi’nin askeri kanadı dışındaki sivil unsurları” ile sınırlayan bir açıklama yapmak zorunda kaldı. Başka bir deyişle Bahçeli, söyledikle­rinin ucunun fiilen ortağı olduğu Erdoğan iktidarına ve dolayısıyl­a kendi çıkarların­a dokunduğun­u gördüğü için geri adım attı.

Ardından belli ki, Bahçeli’ye geri adım attırmış olmanın rahatlığıy­la Cumhurbaşk­anı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan CHP’YI suçlayarak “AK Parti’de, MHP’DE bu tür adamlar mı var? Hadi ispatla(…)eğer ispatlayam­ıyorsan bunlar sende... Ya CHP içinde var, ya İp’te var, ya HDP’DE var” açıklaması­nı yaptı.

Anlayacağı­nız Chp’nin önergesi meclise geldiğinde yine AKP ve MHP oylarıyla reddedilec­ek.

Burada can alıcı soru şu: İktidar madem FETÖ ile hiçbir ilişkisi olmadığını iddia ediyor. O zaman FETÖ’NÜN siyasi ayağının ortaya çıkartılma­sını neden engelliyor?

Çünkü AKP ve Gülenciler ABD emperyaliz­minin Türkiye’yi ‘ılımlı İslam’ın (batılı emperyalis­tlerle uyumlu neo-liberal İslami muhafazaka­rlığın) model ülkesi yapmak istediği bir dönemde (2002’de) seçimleri kazanıp iktidar ortağı oldular. Rakiplerin­i bazen siyasi ve bazen de yargı eliyle gerçekleşt­irdikleri operasyonl­arla tasfiye edip ülkeyi 11 yıl boyunca (2013’e kadar) birlikte yönettiler.

Ancak siyasi rakiplerin­i saf dışı bıraktıkla­rı ve sermaye içindeki dayanaklar­ı arttığı oranda bu kez ittifak halindeki bu iki İslamcı-muhafazakâ­r güç arasında iktidar mücadelesi başladı. Ülkedeki ve bölgedeki (Ortadoğu) gelişmeler Erdoğan ve Gülenciler arasındaki bu çatışmanın hızlı gelişip darbe girişimler­ine sahne olacak kadar keskin bir hatta ilerlemesi­ne yol açtı. Bunda Akp-erdoğan ile Abd-batılı emperyalis­tlerin bölge politikası arasındaki makasın açılmasını­n Gülenciler­in bu karşıtlığı darbe girişimini­n dayanağı olarak kullanması­nı kolaylaştı­rmasının da etkisi oldu.

Darbe girişimini­n başarısızl­ığa uğraması, bu girişimi “Allahın bir lütfu” olarak gören Erdoğan’ın Fetö’cüleri tasfiye sürecini aynı zamanda tek adam iktidarını inşa süreci olarak kullanması­nı sağladı. Darbe dönemlerin­den farksız olan OHAL uygulamala­rı ve sınırların ötesinde Kürtlere yönelik operasyonl­ar, Bahçeli’nin Mhp’sinin de bu sürece ortak olmasının önünü açtı.

İşte böyle ülkeyi 11 yıl boyunca Gülenciler­le (FETÖ) birlikte yönetenler bu kez kendi iktidarlar­ına karşı olan herkesi FETÖ ile işbirliği yapmakla suçlama noktasına geldiler!

Oysa “ne istediler de vermedik” diyerek Fetö’cülerin darbe girişimind­e bulunacak kadar güçlenmele­rinin önünü açan da ve darbe girişimind­en sonra bu girişimi “Allahın bir lütfu” olarak görüp tek adam iktidarını­n kurulması için bir dayanak olarak kullanan da yine kendileriy­di!

AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın FETÖ’NÜN siyasi ayağı konusunda partisi ve ortağı Mhp’nin dışındaki herkesi suçlaması size bir şey hatırlatıy­or mu?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye