MÜBADELE VE ZORUNLU GÖÇLE GELDİLER VE ŞİMDİ...
KANAL güzergahında yer alan Durusu köyündeyiz. Burası Terkos Gölü’nün kıyısında, İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak için 1883 yılında kurulan bir terfi merkezi ve burada pompa istasyonu bulunuyor burada ve istasyon şimdilerde müze.
65 yaşında Ahmet Polat İSKİ’DEN emekli olmuş, müzeyi mutlaka görmemiz gerektiği uyarısı ile başlıyor sözlerine: “Savaş dönemi dedelerimiz askere gidince nenelerimiz su kömür ocaklarında çalışmış buraya su vermek için, şimdi bunu bitirmek üzereler.”
Polat’ın dedeleri Bulgaristan’dan gelen mübadiller. Sadece o değil, bu bölgede yaşayanlar ya Kırım, Selanik, Bulgaristan’dan mübadele ile ya da Türkiye’nin başka illerinden, o ya da bu zorunluluklarla, göçle gelmişler.
“Ben burada doğdum, burada okudum, şu okulda okula gittim” diyerek başladığı sözlerine, şimdi ne olacağını bilmemenin belirsizliği ile devam ediyor
Ahmet Polat: “Bak şimdi kızım benim çocuğum geldi, ben evimin üstüne ev yapamadım çocuğum için, izin yok. Ama şimdi buraya Kanal yapacağız diyorlar.”
‘NE OLACAĞINI ANLATAN YOK AMA BİZ BİLİYORUZ’
Bölgede yaşayıp hayvancılık yapan insanlar, havaalanı sırasında yerleri istimlak edilince göç etmek zorunda kalmışlar. Polat, bölgede bulunan 9 binin üzerinde büyükbaş hayvanın neredeyse kalmadığını söylüyor. Kanal İstanbul’la ilgili kimsenin kendilerine bir şey anlatmamasından şikayetçi. Bilgi almak için 2018’de yapılan ÇED toplantısına da gitmiş ama içeri girememiş, bölgede yaşayan pek çok insan gibi. “Ama biz biliyoruz” diyor Polat: “Çünkü örnek var önümüzde, havaalanı. İnsanlar buradan göç etti. Kuşlar, hayvanlar, geyikler... Yani buradaki bütün canlılar. Leylekler gelirdi kızım, leyleklere hasret kaldık. Şimdi bu Kanal daha beterini yapacak, biliyoruz.”