Türkiye Bm’ye ‘demokrasi’ iddiasıyla gidiyor
BM İnsan Hakları Konseyi, Türkiye’nin insan haklarını Evrensel Periyodik İnceleme›de ele alacak. Buna hazırlık yapan AKP hükümeti, “kuvvetler ayrılığı”, “yargı bağımsızlığı” ve “demokratik haklar” gibi alanlarda iyileştirmeler yapıldığını ileri süren raporlar hazırladı.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi Evrensel Periyodik İnceleme (UPR) Çalışma Grubu tarafından Türkiye’nin insan harları karnesi 3’üncü kez 28 Ocak’ta yapılacak oturumda ele alınacak.
Türkiye, oturumda kendisine yönelik BM ve uluslararası insan hakları örgütlerinin yaptığı tavsiye ve önerilere dair hazırladığı raporla katılacak. Türk heyetine Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı başkanlık edecek
RAPORDA AKP’NİN BİRÇOK İDDİASI YER ALIYOR
“BM İnsan Hakları Konseyi 16/21 Sayılı Kararı Eki’nin Beşinci Paragrafı Uyarınca Sunulan Ulusal Rapor” adıyla hazırlanan metinde AKP hükümetinin birçok iddiası bulunuyor.
Raporda, Evrensel Periyodik İnceleme Mekanizması’nın (EPİM) 2015 yılındaki ikinci tur incelemesi ardından Anayasanın referandum ile değiştirildiği ve “kuvvetler ayrılığını daha fazla vurgulayan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildiği” yer aldı. Raporda, tüm vatandaşların din ve inançlarını özgürce yaşayıp ibadet edebilmelerini sağlamak için din ve vicdan hürriyetinin korunmasına yönelik kapsamlı bir çerçeve sunulduğu iddia edildi. Ayrıca AİHM’IN “ibadethane statüsü olmalı” kararı verdiği cemevlerinin statüsüne dair bir ifade bulunmadığı raporda, 2016 yılında, AİHM’IN “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi” ile ilgili kararını takiben çalışma yapıldığı belirtildi.
‘ÇOĞULCU MEDYA ORTAMI SAVUNMASI’
Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 157’nci sırada bulunduğu Türkiye, özellikle yüzlerce gazetecinin cezaevinde olmasıyla uluslararası alanda eleştirilirken, raporda “Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü alanında uluslararası standartlardan faydalanan aktif ve çoğulcu bir medya topluluğu bulunmaktadır” ifadeleri yer aldı.
Ayrıca, basın ve ifade özgürlüğünü genişletmeye yönelik çabaların sürdürülmesi kararı olduğu vurgulandı.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’ne göre son 3 yılda 2 bin 397 gazetecinin sarı basın kartı iptal edildi.
İŞKENCE VAKALARINA KARŞI 2003 YILI HATIRLATILDI
OHAL dönemi sonrasında artan işkence vakalarına dair ise raporda, “Türkiye, 2003 yılından bu yana ‘işkenceye sıfır tolerans’ politikasını kabul etmiş, her türlü işkence ve kötü muameleyi önlemek, soruşturmak, kovuşturmak ve cezalandırmak amacıyla kapsamlı bir mevzuat düzenlemesi yapmış ve ilgili önlemleri almıştır” hatırlatılmasında bulundu.
İşkencenin devlet memurluğundan çıkarma gerekçelerinden biri olduğu belirtilen raporda, “Kötü muamele iddialarına ilişkin, 2015 yılında 225, 2016 yılında 363, 2017 yılında 382, 2018 yılında 638 ve 2019 yılında (Mayıs ayı itibarıyla) 309 ceza infaz kurumu personeli hakkında adli ve/veya idari işlem yürütülmüştür. Mayıs 2019 itibarıyla, 161 personele ilişkin adli soruşturma, 2 personele ilişkin adli kovuşturma devam etmektedir. Ayrıca, 16 personele disiplin cezası verilmiştir ve 118 personele ilişkin idari soruşturma devam etmektedir” bilgileri verildi. (HABER MERKEZİ)