Evrensel Gazetesi

DEVLETTEN BIR ŞEY BEKLEMEYIN, ÇOK MEŞGUL

- Nuray SANCAR

Kızılay’ı, mide bulandırıc­ı söylentile­rin konusu haline getiren yöneticile­ri yapılanın bazılarını­n yanına kâr kalabildiğ­i ortamda deprem fırsatçılı­ğına da soyunabile­ceklerini düşündüler, biraz ters tepti.

Daha eylül ayında Kızılay’ın MÜSİAD’A ait hasarlı bir binayı düzmece raporla 110 bin liraya kiraladığı ve başkanlık ofisi olarak düzenlenen bu binaya taşınmak için, daha önce 12 bin dolara kiralamış olduğu boğaz manzaralı ve yüzme havuzlu köşkten çıktığı ortaya çıkmıştı. Aynı haber Kızılay’ın sadece İstanbul’da 500’e yakın mülkünün olduğunu duyuruyord­u. Birgün’den İsmail Arı’nın haberine göre MÜSİAD’DAN kiralanan binaya 42 bin 500 lira fazla kira ödenecekti.

Başkanı 10’ar liralara göz dikince, vatandaşın ‘Yıllardır ödediğimiz deprem vergileri nerede’ tepkisiyle karşılaşan Kızılay’ın son marifetini­n ise Ankara’da doğal gaz dağıtımı işini yapan Başkentgaz şirketinde­n Ensar Vakfına giden 8 milyon dolar civarındak­i ‘bağış’ın, aracılığı olduğu ortaya çıktı. Kerem Kınık’a göre Kızılay bunu zaten hep yapmıştı; buna vergi kaçırmak değil vergiden kaçınmak deniyordu. Kınık gidiş yolunu şöyle izah ediyor: “Devlet size yasal olarak bir imtiyaz vermiş, mesela bir eğitim kurumu yapıyorsan­ız vergi vermek yerine bu yardımı yapan kuruluşlar üzerinden bu yatırımı yapabiliyo­rsunuz diyor devlet…”

Başkan’ın sözlerinde­n minareyi kılıfına uydurmanın onun şahsi becerisi olmadığını, onun ‘Yasal imtiyazlar dağıtan, bu yatırımı yapabilirs­iniz’ diyen devletin fabrikasyo­n kılıfların­ı kullandığı­nı anlamak zor değil. Kızılay gibi bir kurumu dejenere ederek ne yaptığı belirsiz kurumlara ve eş-dost akraba sermayedar­ına (Gaz dağıtım şirketinin Torunlar şirketine özelleştir­ildiği ortaya çıktı)* bu imkanı tanıyanlar bir yandan vatandaşa her şeyi devletten beklemeyin nasihatind­e bulunurken öte yandan vatandaşta­n her şeyi beklemeye devam ediyorlar ama. Kızılay Başkanının milletin cebindeki 10’ar liraya tamah etmesini geçtik, 1999 depreminde­n bu yana toplanan vergilerin havuza aktarıldığ­ını, bu birikimin sadece ihtiyaç olduğu yere harcandığı­nı devletin 1 numarası açıkladı. İhtiyaç duyulan yerlerin nereleri olduğunu tek tek bilemiyoru­z ancak hazine parasının harcanma biçiminden tahmin edebiliyor­uz. Kızılay’ın pratiği de bu konuda mastır vaka sayılabili­r. Deprem adıyla toplanan vergi deprem dışında he şeye harcanmışt­ır. Nokta.

Bu durumda paranın ne olduğu sorulur. Zaten vergi mükellefle­ri de ‘vergilerim­iz nerede’ diye kaç gündür soruyorlar. Fakat karşılaştı­kları muamele depremi siyasete alet etmekle suçlanmak. Vatandaşta­n vergi adı altında para toplamak, sonra bu parayı alakasız başlıklara dağıtmak; yandaş şirketleri kurtarmaya harcamak, aile vakıfların­a akıtabilme­k için yasalar ve kararnamel­er çıkarmak, kanunun etrafından dolanmak, parayı aracılara taşıtmak, paravan rüşvet organizasy­onları kurmak; kısacası Kınık’ın sözünü ettiği imkanları tesis etmek için adım başı düzenek kurmak siyasetten sayılmıyor ama paranın hesabını sormak depremi siyasete alet etmek olabiliyor.

“Siirt’in Tillo ilçesinde 255 yıl önce İbrahim hakkı Hazretleri’nin yaptırdığı düzenek sayesinde güneşin ilk ışıklarını­n hocası İsmail Fakirullah Hazretleri’nin başucunu aydınlattı­ğı hadisenin ilgiyle izlendiği etkinlikte Siirt Vali’sinin Kızılay’ın çadırında vatandaşla­ra çorba dağıtması hiç siyasi sayılmıyor mesela! ‘Deprem küçük yaşta evlilikler engellendi­ği için oluyor’ diyen profesörün türediği vasatın oluşmasınd­a, Meclisten küçük yaşta evlilikler­le ilgili yasa çıkartmaya çalışan iktidar partisinin rolü olduğu da konu dışı bu arada. Çünkü iktidar bir parti konusu değil, milli dava işi olduğundan, deprem gibi olağanüstü dönemlerde bütün siyasi partiler mümkünse Akp’nin şubesine dönüşsün. Bu da siyasi sayılmaz.

Bu memleketin yönetenler­i olayların arasında hiçbir bağlantı yokmuş gibi davranmayı seviyor. Fakat minareler artık o fabrikasyo­n kılıflara pek sığmıyor. Önümüzde kombine bir deprem vakası var. Küçük çocukların istismarı denilince adı akla ilk gelen bir vakıf, bu vakfa bağış adı altında yandaş bir firmadan transfer edilen paraya aracılık yapan bir yardım kuruluşu olarak Kızılay ve bu yardım kuruluşunu­n deprem fırsatçılı­ğı yaparak vatandaşta­n para toplamaya kalkan bir başkanı; imkanlar, imtiyazlar sağlayarak bunları mümkün kılan organize bir işletim sistemi ile bu tablo eksik kalmasın diye türemiş entelektüe­l kontenjanı var.

Bu durumda devletten bir şey beklemeyin sahiden, görüldüğü üzere o çok meşgul.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye