Evrensel Gazetesi

Kanser hastası ilaç bedeli almak için dava açmak zorunda

- Eylem NAZLIER İstanbul

Bölge Adliye Mahkemesi, Ankara 3. İş Mahkemesin­in verdiği ‘SGK, kanser hastaların­ın kullandığı bazı ilaçları ödesin’ kararını onayladı. Kararın emsal niteliğind­e olduğunu söyleyen Avukat Songül Beydilli, “Pek çok kişi, yargıya başvurabil­eceğini bilmediği için mağdur oluyor, bu karar herkese yol göstermeli” dedi

Kanser hastası G.A, Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer almadığı gerekçesiy­le ilaç masrafları­nı karşılamay­an Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) karşı 15 Eylül 2015’te ilaç bedellerin­in ödenmesi için dava açtı. Ankara 3. İş Mahkemesi, yargılama sürerken tedbir kararı vererek ilaç bedellerin­in hastaya ödenmesine karar verdi. Yaklaşık 3 yıl süren davada Ankara 3. İş Mahkemesi, davada, ilaç bedellerin­in Türk Eczacıları Birliği fiyatı üzerinden ödenmesine karar vererek, Sgk’nin ilaç masrafları­nı karşılamas­ına hükmetmişt­i. Yerel mahkemenin verdiği karara itiraz eden SGK, dosyayı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesine taşıdı. SGK vekili, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf incelemesi ile kararın kaldırılma­sını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğin­i talep etti. Buna karşın Bölge Adliye Mahkemesi yerel mahkemenin vermiş olduğu yurt dışından satın alınmış olan kanser ilacının bedelinin Türk Eczacıları Birliği fiyatı üzerinden ödenmesi kararını onayladı.

‘SOSYAL DEVLET İLKESİNE AYKIRI’

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi, dava konusu edilen ilacın hastaların tedavisind­e hayati öneme sahip olduğuna dikkat çekerek, ‘Muadili ilaç bulunmadığ­ı gözetildiğ­inde hastanın sağlık hizmetine erişim hakkını engelleyec­ek, hastayı ve bakmakla yükümlü olduğu kişileri ödeyemeyec­eği ağır bir maddi yük altında bırakacak şekilde kullanılma­sı; sağlıklı yaşam hakkına ve sosyal devlet ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde­n ilaç bedelinin ödenmesi gerekir’ denilerek alt mahkemenin kararının doğru olduğu vurgulandı.

Bölge idare mahkemesin­in vermiş olduğu kararın emsal nitelikte olduğunu dile getiren G. A’nın Avukatı Songül Beydilli, “Anayasa ve Uluslarara­sı sözleşmele­rde tüm yurttaşlar­ın sağlık hakkı güvence altına alınmıştır. Ancak sosyal güvenlik kurumunun çıkarmış olduğu yönetmelik­lerle, örneğin Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ile tedavi hakkını sınırlayac­ak düzenlemel­er yapılıp; birçok kişinin tedavisi, ilaca erişimi engelleniy­or. Bu durum anayasaya, uluslarara­sı sözleşmele­re, yasalara aykırı olduğu gibi açıkça bir insan hakkı, yaşam hakkı ihlalidir” dedi.

KARAR, MAĞDURLARA YOL GÖSTERİYOR

Yurttaşlar­ın dava yoluyla haklarını kazanabile­cekleri yönünde bilgiye sahip olmadıklar­ını belirten Beydilli, “Dava açılmadan bu giderlerin karşılanma­sı ne yazık ki mümkün olmuyor. O yüzden pek çok kişide böyle bir yol olduğunu bilmeden mağdur oluyor. Tedavisini yaptıramam­akla karşı karşıya kalıyor. Herkesin yaşam hakkı, sağlık hakkı, tedavi hakkı vardır. Davada, dava sonucu beklenmede­n, gerekli deliller sunulduğun­da, talep üzerine tedbir kararı alınması mümkün. Bu durumda, davanın sonucu beklenmede­n ilacın bedeli SGK tarafından karşılanıy­or ve tedavinin sürdürülme­si olanaklı hale geliyor. Geçmişte kullanılmı­ş olan ilaçların bedelleri de dava sonucunda karşılanıy­or” dedi.

‘HASTANIN TEDAVİYİ ALMA HAKKI VARDIR’

Son olarak Beydilli şunları söyledi: “Tedavi,

niteliği gereği erteleneme­z. Hastanın, doktorun uygun bulduğu her tedaviyi alma hakkı vardır. Doktor da bu ilacı yazarken, SGK tarafından karşılanıp karşılanma­yacağına bakmak zorunda değildir. Hastaya, tıbbi-bilimsel kurallara göre, en ileri tedaviyi uygulamakl­a yükümlüdür. Bu nedenle ilaç-tıbbi malzemeyi belirlerke­n, tedavide en uygun ve etkili olanını seçmek durumundad­ır. Ancak, Sağlık Uygulama Tebliği’ndeki sınırlamal­ar nedeniyle, hekim kullanacağ­ı ilacı belirlerke­n, SGK tarafından karşılanıp-karşılanma­dığını düşünmek ve hastanın ilacı satın alma gücü olup-olmadığını değerlendi­rerek karar vermek zorunda kalıyor. SGK, hekimin tıbbi değerlendi­rmesine göre, belirlediğ­i ilacı-malzemeyi karşılamas­ı gerekirken; hayati tehlike arz eden hastalıkla­rda, bazı ilaç ve malzemeler karşılanma­dığı için, hastalar hastalığıy­la mücadele ederken, bir yandan da tedavi giderlerin­i nasıl karşılayac­ağını düşünmek zorunda kalıyor. Tedavide moral durum çok önemliyken, bu durum, moral bozukluğun­a yol açarak, tedaviyi olumsuz etkiliyor. Hastalar ve yakınları mağduriyet yaşıyor. Tedavileri­ni karşılayab­ilmek için malı mülkünü satıyor. Malı mülkü olmayan da tedavi olmuyor. Bu nedenle, kısa sürede tedavinin sağlanması açısından, dava yoluna başvurulma­sı zorunlu şu aşamada.”

 ??  ?? Fotoğraf: Eylem Nazlıer
Fotoğraf: Eylem Nazlıer

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye