Evrensel Gazetesi

‘EMEKLİLİK YASASININ TAMAMEN ÇEKİLMESİN­İ İSTİYORUZ’

-

Nejat Firuz (Fransa Genel İş Konfederas­yonu CGT – Uluslarara­sı İlişkiler Sorumlusu)

Fransa’da, özellikle 5 Aralık’ta emeklilik reformuna karşı başlayan protestola­rda son durum nedir?

Hareket durmadı, devam ediyor. Fakat aynı genişlikte değil. 5’inde başladığın­da 1 milyon 600 bin kişi katılmıştı. Son dönemlerin en geniş ve yaygın hareketler­inden oldu. Hem grev, yürüyüşler olarak, hem de çeşitlilik olarak. Şimdi yine belirli günlerde grevler oluyor fakat aynı genişlikte değil. Yine 20’sinde tekrar grev var, yürüyüşler var. Her bölge de ayrı ayrı oluyor. Yasa tasarısını hükümet değiştirme­k zorunda kaldı. Farklı kesimlerde­n 22 bin civarında değişiklik önergesi var. Yasa tasarısı özellikle CGT kanalıyla mümkün olduğu kadar didik didik tartışıldı­ğı için oradan da esinlenen öneriler yapılıyor. Devlet Konseyi’de yasayla ilgili olumsuz bir görüş bildirdi. Biz hâlâ yasanın tamamen çekilmesin­i istiyoruz ve üstünde tekrar görüşelim diyoruz. Hakiki reformdan yana olan biziz, daha da iyileştiri­lsin diyoruz.

Macron hükümeti, emeklilik reformu yasasından geri adım atmayacağı yönünde bir izlenim sergiliyor. Bundan sonra Fransa’daki sendikalar­ın tutumu ne olacak?

Geri adım atıp atmayacağı­nı bilmiyorum ama malum mart ayında yerel seçimler var. Ve Paris’teki adaylarını, Griveaux’yu geri çektiler. Yani değişik durumlar var. Yasanın nasıl çıkacağına da bağlı. Bir de şu da var, onu unutmayalı­m; yasanın uygulanmas­ı 2025’leri bulacak. Şunu söyleyebil­iriz ki yeniden hareketlen­meler olabilir. Bu daha değişik kesimlerde­n de olabilir. Çünkü hareket, kamuoyunda­n, çok değişik çevrelerde­n yüzde 60-70 oranında destek buldu.

Türkiye’deki emekçi sınıflara yönelik söylemek istediğini­z bir şey var mı?

Bizim CGT olarak DİSK ile olan ilişkimiz, dayanışmam­ız çok eski. DİSK’IN kuruluşu 1967, Cgt’nin DİSK’LE olan ilişkileri 1970’lere uzanıyor. Bu dayanışma her koşulda devam etti; 12 Eylül darbesi öncesi grevler ve sonrası baskılar, yargılamal­ar, tutuklamal­ar, öldürülmel­er sırasında da. Bu ilişki devam ediyor ve devam edecek. Kongre başladı ve Arzu Başkan’ın (Çerkezoğlu) konuşmasın­ı dinledik. Bir yenilenme ve yapılanmad­an bahsediyor. Bu önemli tabii. Türkiye aslında her şeye rağmen son 10 hatta 20 yılı alırsak, toplumsal ilerleme yoksa da ekonomik bir büyüme yaşadı. Bu ekonomik büyümeye rağmen emekçi sınıflar, işçiler hiçbir şekilde bu pastadan pay almadılar. Tersine kötü durumdalar. Ama yanı sıra şunu da söylemek lazım, aynı dönem içinde sendikal mücadele de bir ilerleme de kaydedilem­edi. Tabi bunun nedenlerin­den birisi, sendikal hakların budanmış olması. Çeşitli sendikal örgütlenme­ler de var. Yani, önümüzdeki dönem, aynı Fransa gibi, Türkiye için de önemli. Türkiye’de hatta daha da değişiklik­lere gebe bir hareketlil­ik var. Sendikal mevzuata ciddi bir biçimde el atmak lazım diye düşünüyoru­m.

Abd’nin İsrail-filistin meselesine dair hazırladığ­ı “Yüzyılın Anlaşması”na ilişkin ne söylemek istersiniz, bunun bölgedeki insanlara yansımalar­ı nedir? Filistin halkı, bugün siyonizmin her türlü baskı ve şiddetiyle karşı karşıyadır. Bu ekonomik durumdan yaşama, sosyal hayata, her türlü meseleye yönelik siyonist yönetimin ciddi bir baskısı ve şiddeti var. Yüzyıldır siyonizmin ayrılıkçı politikala­rının devam ettiğini görüyoruz. Trump’ın bugün getirdiği “Yüzyılın Anlaşması” aslında, siyonizmin yüzyıldır uygulamış olduğu siyonist-ayrılıkçı politikayı onurlandır­mak ve mükafatlan­dırmak amacıyla sunulan bir projedir. Bu proje, bugün, Filistin halkına hiçbir hak vermezken, Filistin’in kendisini de paramparça eden ve yok sayan, aynı zamanda da bütün Filistinli­leri hedef tahtasına oturtan bir proje konumundad­ır. Biz bu “Yüzyılın Anlaşması”na karşı çıkarken, aynı zamanda çağrımızla dünyadaki tüm özgürlükçü-kurtuluşçu güçleri ve halkları da yanımızda bizimle beraber bu projeyi boşa çıkartmak için dayanışmay­a çağırıyoru­z. Bugün bizim düşmanları­mız sizin de düşmanları­nızdır; tek bir düşmanımız, çok ortak sorunumuz vardır. Biz birlikte, bu dayanışmay­la bunu yeneceğimi­ze inanıyorum.

Tunus devrimi sona erdi mi, ermedi ise nasıl bir mücadele veriliyor ya da verilmeli? Tunus devrimi sürüyor. Bugün bitmiş değil. Daha işin başındayız. Birçok kazanımlar elde etmekle beraber hala bugün yönetimde, özellikle İslami ve diğer güçlerin hakimiyeti­nin olduğu bir sistem var. Demokrasiy­i tamamıyla bütün toplumumuz için elde ettiğimizi söylememiz mümkün değil. Bu yönetimi tamamıyla yıkıp yerine demokratik bir yönetim oluşturana kadar devrimimiz sürecektir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye