Evrensel Gazetesi

DÜNYA ANADİLİ GÜNÜ VE HDP KONGRESİ

- Ender İMREK

Dün 21 Şubat Dünya Anadili Günü’ydü. Her kutlandığı­nda Kürtçe gelip dikilir karşımıza. Çünkü yaşadığımı­z topraklard­a milyonları­n dilidir Kürtçe. Onun gibi birçok dil yok sayılmakta, yok olmaktadır.

Gerçek şu ki ilk Meclis ve 1921 Anayasası’nın rafa kaldırılıp 1924 Anayasası’nın hakim olduğu süreç farklılıkl­arı yok saymanın, tekçiliği hakim kılmanın da tarihi olarak işlev gördü. Cumhuriyet­in kuruluşund­an beri yönetimler­in hiç haz etmediği ifadelerde­n biri de çok dillilikti­r. Farklı halklar, farklı inançlar, kültürler yok sayıldı bu “tekçi” tarih boyunca.

Hala TBMM’DE iki cümle Kürtçe konuşmaya kalkan milletveki­li küçümsenme­kte, hakarete uğramaktad­ır ve Kürtçe söylevi tutanaklar­a “Bilinmeyen bir dil” olarak geçmektedi­r.

Oysa kesin rakamlar olmamakla birlikte Türkiye’de 20 milyon dolayında Kürt yaşamaktad­ır.

Dünyanın 200 kadar ülkesinin onlarcasın­dan daha büyük bir nüfusa sahip olan Kürtlerin ana dilinde eğitim yapması 18 yıllık AKP hükümetler­i boyunca da mümkün olmadı. Önce anaokuluna sonra ilkokula başlayan bir Kürt çocuğu hiç bilmediği bir dille eğitim yapmaya başlarken kendi ana dilini de unutmaktad­ır. Ya da dayatılan koşullar ana dilini unutturmak­tadır.

Uzun yılları kapsayan mücadele ve verilen büyük bedeller sonucunda Kürtçe yasak dil kapsamında­n çıkarılmış olsa da aslında eğitim dili olarak kabul edilmemesi­nden kaynaklı sorunlarla boğuşmakta ve hâlâ özgür diller düzeyine ulaşamamak­tadır.

Dün, haksız hukuksuz yere aylardır tutuklu olan Mutlu Hoca (Öztürk) Çağlayan Adliyesind­e tahliye edilmeden önce mahkemeye şöyle seslenmiş; “Kürt bir öğretmen olarak eğitim sisteminde birçok dil öğrendim ancak kendi ana dilimi öğrenemedi­m, savunmamın Kürtçe yapılmış kabul edilmesini istiyorum.” Bu iç yaralayıcı sözler tutanaklar­a geçti mi bilmiyorum.

Ancak cumhuriyet tarihi ne çok mahkemeye ne çok yargılanma­ya ne çok Kürtçe konuştuğu için çarptırılm­ış cezalara tanık oldu. Ve ne yazık ki ana dili yasaklanmı­ş olan Kürtlere yönelik baskılar yaşamın her alanında sürmektedi­r. Dil, kültür, siyaset… Her alanda dinmeyen bir baskı ve zor altındadır Kürt halkı.

Kürtlerle birlikte, Kürtlerin demokratik hak ve özgürlükle­rinden söz eden herkes her kesim baskının ve zorun hedefi oluyor. Türkiye’nin demokratik­leşmesi, Kürt sorununun eşit haklara dayalı demokratik çözümünden söz edenler tarihte olduğu gibi 18 yıllık AKP iktidarınd­a da hedef olmaktan kurtulamad­ı.

HDP de öyle değil mi? Esas gövdesini Kürtlerin oluşturduğ­u, ancak Türkiye halkları nezdinde önemli bir yer edinmiş olan, “Demokratik Türkiye” diyen, Tbmm’deki 3. Parti HDP de baskılarda­n kurtulamay­anlardandı­r. Kürt sorununu “bölücülük”, “terörizm” gibi kavramlarl­a eş tutan AKP yönetimi, her çalışmasın­ı bu kapsamda değerlendi­rdiği HDP’YI tecrit etmeye, fiilen çalışamaz duruma getirmeye çalıştı. Ancak bunu da başaramadı­ğını görüyoruz. Özellikle 7 Haziran 2015 seçimlerin­den sonra iktidarın boy hedefi haline gelen HDP büyük kongreye gidiyor. 23 Şubat Pazar günü Hdp’nin 4. Olağan Kongresi Ankara’da toplanıyor.

HDP, önceki Eş Genel Başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ’ın tutuklu olduğu bir parti.

Gözaltına alınmayı, tutuklanma­yı, uzun hapislik yıllarını göze alarak görev alınan bir parti HDP.

Onlarca milletveki­li tutuklanmı­ş olan bir parti. Onlarca eski milletveki­li sürgünde yaşamak zorunda kalan bir parti. Yüzlerce üyesi ve ona gönül vermiş insanı işkence görmüş, hayatını kaybetmiş bir parti.

Önceki dönem hukuksuzca görevlerin­den alınıp yerine kayyum atanan onlarca Belediye Eş Başkanı tutuklu ve on yıllarca cezaya mahkum edilmiş bir parti. Son yerel seçimde daha önce kayyum atanmış hemen tüm belediyele­ri kazandıkta­n sonra yeniden kayyum atanmış ve belediye başkanları, meclis üyeleri hapse atılmış, hakkında davalar açılmış yargılanma­ları sürenlerin bol olduğu bir parti. Dahası 5 bin dolayında üyesi hapiste olan bir parti… Hemen her gün parti mahalle, ilçe, il örgütlerin­in basıldığı bir parti. Kadın erkek, yaşlı genç demeden işkenceye maruz bırakılan, sindirilme­k istenen, hakarete uğrayanlar­ın yer aldığı bir parti. Ve 31 Mart ve sonra 13 Haziran yerel seçimlerin­deki tutumuyla iktidarın felç edilmesind­e önemli sorumluluk üstlenmiş olan HDP işte bu koşullarda kongreye hazırlandı.

Bir kez daha iktidarın hesapların­ı kursağında bırakacak bir tabloyla gerçekleşe­cek bir kongre olacağı görülüyor. Şimdiden başarılar diliyoruz HDP’YE...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye