TRUMP SAHNEDE: KUSURSUZ OLİMPİYAT SİMGESİ
1996 Yaz Olimpiyatları öncesi Atlanta’da yüzlerce kişinin eline tek yöne giden otobüs biletleri tutuşturuldu. Dönemin küresel çapta en hızlı gelişen şehirlerinden, “Yeni Güney’in başkenti” –üstelik olimpiyatların sözde ekonomik desteğini arkasına almış– Atlanta’nın, evsizlerine verdiği olimpiyat hediyesi buydu. Şehre geri dönmeyecekleri sözü karşılığında bedavaya defolabilirlerdi!
Neoliberal dönemde olimpiyatların söz konusu kentin emekçileri, yoksulları için ne anlam ifade ettiğine ilişkin en manidar örnekler Atlanta’dan verildi. 1990’da kentin ev sahibi ilan edilmesiyle başlayan hazırlıkların merkezinde, 1970’ten bu yana gündeme getirilen ama hayata geçirmeye cesaret edilemeyen (bazıları da siyah belediye başkanı Maynard Jackson tarafından önlenen) “temizlik” hareketleri vardı. Büyük çoğunluğu siyah 9 bin evsizin gözaltına alınması, yüzlerce evsizin tek yön biletleriyle kentten uzaklaştırılmasının yanı sıra Abd’nin ilk sosyal konut projesi olan Techwood Evleri ve Summerhill Mahallesi de yıkıldı.
Tüm bunlardan etkilenen on binlerce dar gelirli Atlantalının kayıpları telafi edilmediği gibi kent merkezindeki değerli arazilerde kalmış kamusal alanların kimisi özel mülkiyete geçirilirken kimisi de şehrin adı konulmamış soylulaştırma projesinin bileşeni oldu.
Atlanta ne ilk ne sondu elbette ve bugün yeni bir sürecin başlangıcını da Donald Trump ilan etti. Trump, 2028 Yaz Olimpiyatları’na ev sahipliği yapacak olan Los Angeles’ta “evsizlerin temizleneceğini”, “bunu eyalet yönetimi yapamıyorsa kendilerinin (federal hükümet) yapacağını” açıkladı. Bu açıklama, Los Angeles 2028’in “Ulusal Özel Güvenlik Etkinliği” ilan edileceğine, oyunların güvenliğinden federal hükümetin sorumlu olacağına dair garantinin verildiği toplantıda yapıldı. Yani Los Angeles ve Trump’ın sözlerinden anladığımız kadarıyla Batı yakasının yüksek evsizlik oranlarıyla meşhur diğer büyük şehirlerini bekleyen “temizlik harekatına” istihbaratından federal polisine ciddi bir güçle hazırlanılıyor. Hedef yoksulluğu, evsizliği ortadan kaldırmak değil, yine Trump’ın kendine has sığ sözleriyle onları “güzel şehirlerden”, “kumsallardan” uzaklaştırmak.
Yoksullara nefretini hiçbir zaman gizleyemeyen Trump’ın açık sözlü ifadeleri 2028 Los Angeles’a karşı ciddi bir muhalefet hareketi örgütleyen Nolympics LA’I şaşırtmışa benzemiyor. The Nation’da Dave Zirin ve Jules Boykoff’a konuşan Jonny Coleman, bir emlak, otel ve medya baronu olarak Trump’ın Los Angeles 2028 ve olimpik projenin gaddarlığını kusursuzca simgeleyen bir figür olduğuna dikkat çekti. The Daily Beast’te Corbin Smith ise Trump’ın tepki çekmemek için genellikle sessizce söylenenleri bağıra çağıra ilan ettiğini belirttiği yazısına “Trump, Olimpiyatların yoksulları nasıl mahvettiğini itiraf etti” başlığını attı.
Böylesi “olimpik” süreçlere kof bir vatanseverlik ve şovenizmin eşlik etmesi âdettendir. Trump, Los Angeles’tan sonra gittiği Las Vegas’ta tam da bunu yaptı. 1980 Moskova Olimpiyatları’nda SSCB’YI yendiği için “ulusal kahraman” olarak görülen dönemin ABD Buz Hokeyi takımının üyelerini “büyük bir onurla” ağırladığı mitingde Los Angeles’a 2028 Olimpiyatlarını kazandıranın kendisi olduğunu söyledi. Bir başka deyişle Trump, olimpiyatları seçim kampanyasının da parçası yaptı. Bakalım Los Angeles 2028’in Kaliforniya’nın yoksulları için şiddetli geçeceği şimdiden ilan edilen hazırlık süreci kendisine “tek yön bileti” olarak dönecek mi?