Meslek liselinin üniversite beklentisi neden kalmadı?
MİLLİ Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un meslek lisesi öğrencilerini kastederek “Herkes üniversite okumak zorunda değil” ifadeleri, meslek liseli ve üniversiteye gitmemiş gençler arasında gündem haline geldi.
Bakanın sözleriyle ilgili eski adı BATEM ile anılan OSTİM Şehit Alper Zor Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri ile sohbet ettik. Lise, OSTİM yerleşkesi içinde yer alıyor. Öğle arasına çıkan ya da derse girip çıkan öğrenci muhakkak OSTİM’DEN geçiyor, oranın havasını soluyor. Zaten ezici çoğunluğu da OSTİM’DE bir atölyede staja başlayıp hayatının geri kalanını burada geçiriyor.
OSTİM Şehit Alper Zor Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerine öğle yemeklerini yemeye geldikleri küçük bir bakkalda rastlıyoruz. Yakın atölyelerdeki işçilerin ayaküstü çay içtikleri bu bakkalda, öğrenciler kısa öğle aralarında aperitif ürünler ile öğle öğününü geçiştiriyorlar. Karınlarının doymadığını ama bunun en ekonomik yöntem olduğunu belirten öğrenciler, okulun öğle yemeği vermesinin de hayal olduğunu düşünüyor. Konuştuğumuz gün staj ve atölye günü olduğu için sohbet ettiğimiz öğrencilerin çoğu 9 ve 10. sınıfta okuyor.
‘BİZİM MAHALLE BURASI’
Bakkalda ilk buluştuğumuz 6 öğrencinin tamamı 10. sınıf öğrencisinden oluşan grup yemek yerken bir yandan da müzik dinliyor. Yaklaşınca Türkçe rap dinlediklerini fark ediyoruz. Giyim tarzlarında da hiphop kültürünün baskın izleri var. Rap müzik dinlemelerine takıldığımızda içlerinden biri “Niye abi biz rap dinleyemez miyiz?” diye kızıyor. OSTİm’deki atölyelerin birçoğunda kangal veya pitbull cinsi köpeklerin yetiştirilmesine atıf yaparak ekliyor: “Bak abi bizim burada 50
Cent’in klibi gibi her yerde kangal, pitbull, satır, sallama var. Bizim mahallemiz de burası.”
‘ÜNİVERSİTELİ AĞABEYİMDEN DAHA ÇABUK İŞ BULURUM’
Bakan Selçuk’un açıklamalarını sorduğumuzda, birçoğu açıklamadan haberinin olmadığını söylüyor. Anlattığımızda birçoğu Bakan Selçuk’a hak veriyor. Etimesgut gibi OSTİM’E uzak bir ilçeden gelen bir öğrenci, zaten üniversitelilerin işsiz olduğunu, üniversite bitiren ağabeyinin işsiz kaldığını söyleyerek, “Ağabeyimden önce iş bile bulurum belki” diye şakalaşıyor.
Öğlen yemeğini yer bulamadığı için dışarıda ayakta yiyen iki arkadaşla konuşuyoruz. Söylediklerine göre sıkı kankalar! 9. sınıftalar, birbirleriyle bu sene tanışmışlar ama sanki 10 yıldır arkadaş gibi olduklarını söylüyor. Birinin babası OSTİM’DE esnafmış, biz konuya giremeden o anlatıyor. Savunma sanayi dışında piyasaya çalışan esnafın işlerinin kesat olduğunu belirtiyor. Beklentisi ise onlar mezun olduğunda bu krizin bitmiş olması. Sırası gelmişken soruyoruz, “Siz üniversite okumak istemiyor musunuz?” diye. Cevap sanki sözleşilmiş gibi yine aynı: “Üniversite okuyan da işsiz kalıyor.”
‘STAJ YILINDA SINAVA GİRECEĞİZ’
Bakanın açıklamasından onların da haberi olmamış. Bu sırada diğeri söze giriyor: “Ağabey, sınava 3 kişi girmiyor, 3 milyon kişi giriyor. Biz staj senemizde sınava gireceğiz, o sene çalışmamız zor.” Diğer arkadaşı devam ediyor: “Dershaneye gidersek olur ama o da ek masraf, zaten ben de çıkar çıkmaz babamın işini devralırım, kafam rahat olur.” Bakana hak verip vermediklerini doğrudan sorsak da öğrenemedik ama üniversite gibi bir gelecek planlarının olmadığı, hatta beklentilerinin dahi olmadığını da hesaba katınca açıklamaya şaşırmış görünmüyorlar. Hatta OSTİM’DE babasının dükkanı olan, “Bak ağabey, sen üniversite okuyorsun ama ikimiz de öğle yemeğini bu dükkanda yiyoruz” diye şakalaşıyor.
Meslek liselilerin gazete sayfasına sığamayacak kadar anlattıkları, üniversiteyi bir seçenek olarak görmediğini gösteriyor. Hem ülkenin ekonomik durumundan yakınıyor hem de kendi tabirleriyle “Üniversitenin karın doyurmadığını” sık sık söylüyorlar. Meslek liseliler eğitim sisteminde yapılan değişikliklerin de yönlendirmesiyle bir an önce aslanın ağzındaki ekmeği alma peşinde!