Geçinemiyoruz sürünüyoruz
Son günlerde belki de en yaygın kullanılan söz “Geçinemiyoruz.” Sokakta uzatılan her mikrofona konuşanın da hükümet yetkililerinin karşısına çıkabilenin de çaresizlik olduğunu söyleyip kendini yakanın da feryadı oluyor bu söz. Ülke geçinemeyenlerin ülkesine dönmüş durumda. Onlardan biri de Avcılar Belediyesinde çalışan Özgür Demir. O da “Geçinemiyorum” diyor ve ekliyor: “Geçinmek değil bunun adı. Sürünmek. Geçinmeye çalışmak, çabalamak ya da. Geçiniyorum diyenin de ya eşi çalışıyordur ya çocukları çalışıyordur ya da başka bir destekleri vardır, evi kira değildir... Yani mümkün değil. 2 bin 500, 3 bin lirayla geçinmeyi benim mantığım almıyor. Nereden keseceğiz, nereden kısacağız? Ayrıca geçinmek ne demek? Elektrik, doğal gaz, su faturasını ödeyip nasıl giderse gitsin demek mi? Yoksa yetişip gelen 4 tane çocuğum var, onların ihtiyaçlarıydı, sosyal yaşamlarıydı, onları karşılamak mı? Sinemayı bilmeyiz, tiyatroyu bilmeyiz, gezmeyi bilmeyiz. İstanbul’da yaşıyoruz, kızım Kız Kulesi’ni televizyonda gördü. Baba burası neresi, nasıl gideriz diye soruyor. Yani sosyal yaşamla ilgili hiçbir şeyimiz yok.”
SAĞLIKLI BESLENEMİYORUZ
Eşinden 5 yıl önce boşanan Demir, 4 çocuğuyla birlikte Esenyurt’ta 2 artı 1 bir evde yaşıyor. Yol ve yemek paraları dahil ayda 3 bin 50 lira para geçiyor eline. Ancak 2 yıl sürecek olan icra kesintileri nedeniyle 2 bin 600 lirası kalacak kendisine. Doğal gaz, elektrik, su, telefon faturası, mutfak masrafı derken 2 bin 600 lira da yetmiyor, eksilere düşüyor. “Bunun neresini çocuklara harcayayım. Varın bunun hesabını siz yapın” diyen Demir, kızına alması gereken spor ayakkabıyı dahi alamadığını söylüyor. Çocukların bazı ihtiyaçlarının yardımla karşılandığını ifade eden Demir, “Sağ olsun bazı yardım kurumları, arkadaşlar ilgileniyorlar. Her yıl getirip bir şeyler yapıyorlar. Çok ciddi ihtiyaçlarımız var mı, var. Sabah kahvaltı düzenimiz yok. Sağlıklı beslenemiyoruz. En büyük sorunumuz bu” diyor.
ESENYURT BELEDİYESİ BİR ÖĞÜN YEMEK VERİYOR
Demir, mutfaktaki buzdolabını gösteriyor. Buzdolabı Esenyurt Belediyesinin verdiği bir öğünlük yemek dışında neredeyse bomboş. Meyve sebze arada bir giriyor eve. Bakkala ise 900 lira borç var. Demir, “Yarın ne olacağının hiçbir garantisi yok. Ne yiyeceğiz, onu düşünemiyoruz. Bugünü nasıl kurtarırız, ne yaparız da bugünü kurtarırız derdindeyiz.”
FATURALAR KABARIK
“Toparlayamıyorum. İki yakamız bir araya gelmiyor” diyen Demir şöyle devam ediyor: “Kredi kartı kullanamıyorum. Çünkü burada sendika hakkımız için direnirken borçlanmıştım. Ama kredi borçlarım var. Eşimden ayrıldığımda eve eşya almam gerekiyordu. Onu da ödeyemedik 7 bin liralık borç şimdi olmuş 22 bin 500 lira. Dün de icra memurları geldi hatta. Bir beyaz eşyamız var, onu da alacaklar böyle giderse.”
Gelen faturaları ödeyemediğini ifade eden Kaya, “Doğal gaz bu ay 469 lira gelmiş, 440 lira da geçen ay gelmiş. Toplamda 980 lira doğal gaz borcu var. 258 lira su borcu. Zannedersin fabrika işletiyoruz. 4 çocuk ve ben ne kadar su kullanacaksak... Hadi çarçur ediyorlar diyelim, 70 lira, 100 lira olsun. Elektrik borcu 268 lira gelmiş 520 lira da borç var. Elektrik kesik şu anda” diyor.
GEÇEN YIL 250 LİRA GELEN FATURA BU YIL 450 LİRA
Geçen yıl ile bu yılın karşılaştırmasını da yapan Demir, “Geçen sene bu zamanlarda 250 lirayı geçmeyen doğal gaz faturam 450 lira gelmeye başladı. Elektrik desen yine öyle. Geçen yıl ödediğim 80 liralık fatura 150 lira gelmiş bu yıl. Benim maaşıma yüzde 4 zam yaptı. Benden kestiği vergiye de yüzde 4 zam yaptı. Verdiği zammı doğal gaza yaptığı yüzde 34 zam, elektriğe yaptığı yüzde 24 zam ve suya yaptığı zamla geri aldı. Fazlasını da almaya devam ediyor. Minibüse biniyorum, geçen ay 2 lira 25 kuruşa liraya bindiğim minibüs bu ay olmuş 3 lira 25 kuruş.”