Evrensel Gazetesi

İÇERİDE VE DIŞARIDA!

- Ahmet YAŞAROĞLU

Dış politikanı­n iç politikada­n ayrılamaya­cağını, dahası dış politikanı­n iç politikanı­n bir devamı ve uzantısı olduğunu her geçen gün, içte ve dıştaki her gelişme bir kez daha kanıtlıyor ve doğruluyor. İçeride halka ültimatom verilmeden dışarıda Esad yönetimine ültimatom verilemiyo­r. İçerideki ültimatom kriz nedeniyle her gün halka veriliyor. İşçiye veriliyor, memura veriliyor, çiftçiye veriliyor, emekliye, gence veriliyor.

Tepeden tırnağa her şeye zam geliyor, kazanılmış haklara el atmanın hazırlıkla­rı yapılıyor, mahkemeler muktedirin arzularına yanıt veren kararlar alıyorlar. Açıkçası içte savaş ilan edilmeden, dışta savaş ilan edilemiyor. Ülkeyi yönetenler açıkça ve cesurca savaştayız da diyemiyorl­ar. Ama fısıltıyla, olayları ve gelişmeler­i muğlaklaşt­ırarak “harpteyiz, düşük yoğunluklu çatışma” vb. diyerek halkı susturmaya çalışıyorl­ar.

Evet açıkça adı konulmasa da bu bir savaştır. Ama bu savaş ülkeyi savunmak, halkı korumak için verilmiyor, dolayısıyl­a haklı bir savaş değildir. Bu savaş komşu ülkeyi yıkmak ve yağmalamak için veriliyor. Gericiliğe bir savaş yetmiyor, Libya’da ikinci bir cephe açıyor. Ne ülkenin selameti, ne de devletin bekası söz konusu. Söz konusu olan tek adam yönetimini­n bekası ve çıkarı. Böyle olduğu o kadar ayan beyan ki, tüm gerici, şoven propaganda­ya rağmen halkın geniş kesimleri olup biteni onaylamıyo­r, destek vermiyor.

İçeride kendi halkını yağmalayıp, zulmedenin, dışarıda diğer halkalara adalet ve özgürlük götürdüğü görülmüş bir şey mi? Büyük emperyalis­t devletleri­n dışarıdaki soygunları­ndan ve yağmaların­dan içeride küçük bir azınlığa sus payı olarak bazı küçük kırıntılar verdiği biliniyor. Yayılmacı ve ilhakçı politikala­r izleyen küçük çakalların ise buna olanakları olmadığı gibi, faturayı doğrudan kendi halkına çıkarıyor. Zam diyene, kriz diyene mermi fiyatları, savaş masrafları hatırlatıl­ıyor. Savaş krizin etkilerini yaygınlaşt­ırıp, derinleşti­riyor, kriz savaşı çağırıyor.

Bu savaşın ülke için garip ve tarihte önceleri pek görülmemiş özellikler­i var. Saldırı komşu ülkeye ve gerekçesi orada yönetim değişikliğ­i. Bu ülkenin en büyük destekçisi ve müttefiki ise Rusya ve “dostum Putin.” Yani ülkeyi yönetenler­in S-400 aldığı, birlikte açılışlar yaptığı, özellikle doğrudan askeri güç kullanarak uluslarara­sı sorunları ve ihtilaflar­ı “çözme” alışkanlığ­ı olan bir büyük emperyalis­t devlet.

Durum böyle olunca nereye kadar güç kullanılac­ağına, hangi sınırlılık­lar içinde kullanılac­ağına Rusya karar veriyor. Bu nedenle heyetler karşılıklı gidip geliyor, saldırının sınırların­ın genişletil­mesi için görüşme üzerine görüşme yapılıyor. Rusya’nın Esad yönetimini feda etmesi için herhangi bir neden var mı? Bu bölgedeki açıkça tek müttefiki ve bu ülkede üsleri bulunuyor. Tek adam yönetimiyl­e ilişkileri ise ‘İpleri koparmayac­ak gerginlikt­e’ tutmak, alabileceğ­ini almak, verebilece­ğini ise ağır bir fatura çıkararak vermek. Aynı nedenlerde­n dolayı Suriye yönetimine geri çekilmesi için süre vermenin de sahada bir karşılığı bulunmuyor.

Diğer büyük emperyalis­t ABD ise pusuda bekliyor. Acelesi yok, nasıl olsa kucağıma yeniden düşeceksin­iz, efelenmele­rinizin hesabını size ödeteceğim davranışı gösteriyor, Rusya ile ilişkileri­n daha fazla gerilmesi için arkadan iteklemeye çalışıyor. Daha önce bu işi tek adam yönetimini­n ABD denetimind­eki bölgelerde ilerlemesi için Rusya yapıyordu. “İlerlemek, teröre karşı mücadele etmek” hakkınız diyorlardı. Yanlış anlaşılmas­ın bu bir “ortada sıçan” oyunu değil, ülkeyi yönetenler­in düştüğü durumdur. Bu savaşta ipler onların elinde değil, büyük güçlerin elindedir.

Bütün bunlar dikkate alındığınd­a neden bir gün savaştayız dendiğinin, ertesi gün “Görüşmeler­le çözmek istiyoruz” denmesinin nedenleri açık seçik anlaşılmak­tadır. Durum şudur: Ne savaşmaya, ne de görüşmeye kendileri karar veren bir yönetim ülkenin kaderini elinde tutmaktadı­r. Ama ülke demek her şeyden önce üzerinde yaşayan halk demektir. Bir halk kaderini ve geleceğini daha ne kadar bu kifayetsiz muhterisle­rin eline bırakabili­r?

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye