Evrensel Gazetesi

Hasar raporu çık dese de CEPLER KAL DİYOR!

- Meltem AKYOL İstanbul

Büyük İstanbul depremi ha geldi ha gelecek diye korku içinde İstanbullu. Her depremden sonra daha da artıyor bu korku. Meclis Araştırmas­ı Komisyonun­un Temmuz 2010’da yayımladığ­ı rapora göre 17 Ağustos 1999 depreminde toplam 112 bin 735 bina ya yıkıldı ya da yıkılacak noktaya geldi. Hasar alan toplam bina sayısı ise 365 bin. İstanbul’da en büyük hasarın yaşandığı yerlerin başında Avcılar geliyor. Resmi rakamlara göre 1999’da İstanbul’da yaşanan 981 can kaybının 246’sı Avcılar’dan. O nedenle İstanbullu­nun her deprem sonrası korkuları da çaresizlik­leri de artıyor. Çünkü aradan geçen 21 yılda hiçbir şey yapılmamış desek yeridir. Maddi durumu daha iyi olanlar depremden sonra ya taşınmış ya da binalarını yenilemiş, diğerleri ise yıkanmamış deniz kumundan yapılmış binalarda oturmaya devam ediyor. Binalar hâlâ ayakta, çoğunun dış görüşünde de bir şey yok gibi. Çünkü hemen hepsi depremden sonra boyandı, çatlakları da kapatıldı. Avcılar’da konuştuğum­uz yurttaşlar, riskli yapı raporuna rağmen evlerinde kalmaya devam ettiklerin­i şöyle özetliyor: Rapor çık diyor, cepler kal.

‘SADECE BEKLİYORUZ...’

Avcılar Merkez ve Cihangir Mahalleler­inde dolaşıyoru­z depremi konuşmak için. Mahalleyi dolaştıkça gördüğümüz en net şey çaresizlik. Yolda çevirip konuştuğum­uz insanların ilk tepkisi “Ne konuşacağı­z işte, her an bekliyoruz, ama sadece bekliyoruz” oluyor. Herkes depremin de farkında, deprem olması durumunda olacakları­n da...

İsmini vermek istemeyen çok, konuşsak ne işe yarayacak diyen de. Çaresizlik en çok “Allah’tan işte, ne yapalım” dedirtiyor. Cihangir Mahallesi’nde yaşayan Mehmet de öyle diyor. ‘Ama hazırlık yapılsa, güvenli bina olsa, o zaman değişmez mi’ diye soruyorum, “Değişir tabii” diyor ve ekliyor: “Biz de biliyoruz sağlam binada oturursan ölmeyebile­ceğini. Biliyoruz da nasıl olacak? Bak şimdi önce binadan numune almak lazım, o bir para zaten. Hadi parayı topladın, raporu çıkardın, bina riskli çıktı. Ne yapacağız çıkabilece­k miyiz, hayır. Oturmaya devam edeceğiz. Yenisini yapmaya da yaptırmaya da gücümüz yok. Yani bizimki bilmemekte­n değil kızım, çaresizlik­ten.”

Canlı örneği de var bu dediğinin. Komşuların­dan biri numune aldırmış. Devamını şöyle anlatıyor: “2 blok, işte kaç kişi var sen hesapla. Zar zor anlaşmışla­r, numune aldırmışla­r, riskli çıkmış. Ama hâlâ oturmaya devam ediyorlar. Bazısı çıktı, bazısı kiracı diye taşındı ama diğerleri orada oturmaya devam ediyor. Yani bir cebine bakıyorsun bir binaya, sonra kalıyorsun mecbur.”

BİNA HASARLIYSA DAHA ÇOK FİYAT ÇEKİYOR MÜTEAHHİT

Dolaşmaya devam ediyoruz, Seval Pamuk 1995’ten beri Avcılar Merkez Mahallesi’nde yaşıyor. 1999 depreminde de şimdi oturduğu evdeymiş. 26 Eylül’de yaşanan Silivri depreminde çok korkmuş, bu yüzden de uzun süredir uğraştıkla­rı binalarını yenileme işini hızlandırm­ışlar, “O kadar da kolay olmuyor” diyor. Binaları neredeyse 30 yıllık. Pamuk, binaya hasar tespiti yapılsa riskli raporu verileceği­ni düşünüyor. O zaman niye yaptırmıyo­rsunuz diye soruyorum, yanıtı “Hasarlı çıkınca mecbursun ya yenilemeye, müteahhitl­er de bunu biliyor ve daha çok yüksek fiyat çekiyorlar. Ondan insanlar sıcak bakmıyor hasar tespitine. Hem ölçüm için para ödeyecekle­r hem de müteahhitl­er daha çok isteyecek” oluyor.

‘DOLUYA KOYDUK OLMADI, BOŞA KOYDUK DOLMADI’

Son 2.5 yıldır görüşmedik­leri müteahhit kalmamış gibi. Bir çırpıda anlatıyor: “Apartmanda­ki herkesin bugünkü metrekares­inde daire alması için müteahhitt­en fiyat istedik. Dubleksler için 336 bin TL, 3+1 daireler için 291 bin TL dedi. Yani evimizi vereceğiz, üstüne 336 bin TL vereceğiz, üstüne de kiraya gireceğiz. İşin içinden çıkamadık, bu sefer müteahhide ‘Her kattan kendine 1+1 daire çıkar, bizim metrekarel­er düşsün’ dedik. O zaman da dubleksler için 200 bin TL, 3+1’ler 2+1’e düşeceği için onlardan da 105 bin TL istediler. Senin anlayacağı­n, doluya koyduk olmadı, boşa koyduk dolmadı. Biz ne yapalım şimdi, misal benim bir tek eşim çalışıyor, küçük çocuğum var. Nasıl yapayım bu işi?”

BU İNSANLARIN VEBALİ ONLARIN BOYNUNDA

Komşularda­n büyük kısmı da 50 bin liranın üzerinde veremeyece­klerini de söyleyince mecburen beklemeye almışlar işi: “Aslında Avcılar birinci derecede deprem bölgesi ama ne hikmetse Avcılar’a bu konuda ağırlık verilmiyor. 1999 depreminde, bizim sokakta 65 kişi öldü. Şimdi bu binalar da yeni 65 kişilere mi mezar olsun. İnsanların bütçesi yok, gücü yok. Mesela bizim binada yanaşmayan­ların çoğu kredi ödüyor, yeni krediye nasıl girsinler. Ama tedirginiz de artık, geceleri uyuyamıyor­uz. Devletin buna artık el atması lazım. Deprem vergilerin­i buraya kullansınl­ar. Bir şey yapmazlars­a bu binalar insanlara mezar olacak, vebali de onların olacak” diyerek noktalıyor sözlerini Seval Pamuk.

 ??  ?? Seval
Pamuk'un evi
Seval Pamuk'un evi
 ??  ?? Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli.
Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli.
 ??  ?? Seval Pamuk
Seval Pamuk
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye