İKİTELLİ’DE KADINLARIN EN ÖNEMLİ TALEBİ
İKİTELLİ Ekmek ve Gül Grubundan Neslihan Karyemez, özellikle Atatürk ve Mehmet Akif Mahallelerinde yaşayan kadınlar için kreş talebinin “Olmazsa olmaz” olduğunu vurguluyor. Her gün yüz yüze geldiği kadınların yaşadığı koşulları ve koşullar içerisinde kreş talebinin ne anlama geldiğini Neslihan’dan dinleyelim: AĞIR KOŞULLARDA ÇALIŞIYORLAR, ÜSTELİK GÖZLERİ ARKADA
İkitelli’deki Atatürk ve Mehmet Akif Mahallelerinde yaşayan kadınların çoğu zaten yoksul emekçi kadınlar. Yaşam koşullarının böyle olduğu bir yerde tek maaşla geçinemiyor ev. Bu yüzden kadınlar çalışmak zorunda. Elbette kadınların çalışma yaşamı içerisinde olması da gerekiyor. Ancak çocuklarını güvenle ve bütçelerine uygun bir yere bırakamamaları onların çalışma yaşamına dahil olması açısından en önemli engel. Kadınlar çocuklarına daha iyi bir gelecek sunmak ve ihtiyaçlarını karşılamak için en ağır koşullarda çalışıyorlar. Çünkü çalışmasalar çocuklarının en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz halde olacaklarını biliyorlar. Bu yüzden de çocuklarını ya annelerine, akrabalarına bırakıyorlar ya da mahalledeki sıbyan mekteplerine -güvenseler de güvenmeseler de- göndermek zorunda kalıyorlar. Çünkü bu mahallelerde kreş yok. Çok ciddi bir mesele, çocuklarını güvenilir bir yere bırakmak. KREŞ VAADİ KONUSUNDA BÜYÜK HAYAL KIRIKLIĞI YAŞANIYOR
Son yerel seçimlerde kazanan CHP adayları vaat olarak kadınların çalışabilmesi için mahallelerde kreşler açacaklarını söyledi. Bu buradaki kadınlar için önemli bir vaatti, umuttu. Ama şu an bir hayal kırıklığı var gördüğüm kadarıyla. Belediyelerden kreş beklentileri karşılanmadığı için kadınlar mecburen sıbyan mektebine göndermek zorunda kalıyorlar çocuklarını. Elbette dini sebeplerle gönderenler de var ama çoğunluk imkanları ancak yettiği ve en kolay oraya ulaşabildiği için sıbyan mektebine gönderiyor. Bugün bir sıbyan mektebine aylık 250-1000 lira arasında para istiyorlar; özel kreşlerde ise 1000-1500 arası. Ama geçimin zaten zor olduğu yerde kimi zaman kadınlar ‘Bu kadar parayı vereceğime çalışmam’ diyor, ancak geçim koşulları buna da müsaade etmiyor. Asgari ücreti düşününce, kreşe 1000 lira veren bir anne nasıl çocuğunun, evinin diğer ihtiyaçlarını karşılayacak? Bu mahallede belediye kreşleri kadınlar için olmazsa olmaz bir talep. EN BASİT İHTİYAÇLAR BİLE KARŞILANAMIYOR
Bu mahalleler gerçekten ekonomik krizin de, yoksulluğun çok derin yaşandığı yerler. Kadınlarla yüz yüze geldiğimizde görüyoruz; ciddi kaygı duyuyorlar, ‘Yarını nasıl çıkartabilirim’ diye. Çocuklarının beslenme ihtiyaçlarını, kendi en basit ihtiyaçlarını bile karşılayamıyorlar. Kendilerine kıyafet almasını geçtim hijyenik ped bile alamayan, çocuklarının eski atletlerini bunun için kullanan kadınlar var. Bu kadın neden çocuklarını güvenle bir yere bırakıp gidip çalışamasın? ÇARE BİRLİK VE DAYANIŞMA
Bir umutsuzluk hali var ama bu halde bile kadınlar ‘değişim’ arayışında. Çünkü sadece kendi sorunlarını değil komşusunun sorunlarına da koşan, elde olanı birbiriyle paylaşan kadınlar bunlar. Çünkü hepsi biliyor o en dip hali, zorluğu, muhtaçlığı... Bu ayrı ayrı yaşanan sorunları, ayrı evlerdekilerin benzerliği; bir dayanışma, birliktelik, güç biriktirme mücadelesi içine almak gerekiyor. Kadınların içinde yaşadığı güvencesizliği ancak bu birlik aşabilir.