Evrensel Gazetesi

GANİMET/HAMLE

- Yücel SAYMAN

Savaş siyasetin bir başka boyutta sürdürülen biçimidir. Savaşın nedenini anlamak için izlenilen siyaseti gerçeğiyle irdelemek gerekir. Sürdürülen savaşa, savaşa her durumda karşı olduğunuz için karşı çıkarsınız. Sürdürülen savaşa, izlenilen siyasete karşı olduğunuz için karşı çıkarsınız. Sürdürülen savaşa, savaş askeri açıdan stratejik ve taktik yanlışlar üzerinden kurgulandı­ğı için karşı çıkarsınız.

Savaşa iktidar karar verir. İktidar toplumsal ilişkilerd­e güç odaklarını sorunsuz kullanabil­ecek, yönlendire­bilecek ve denetimini sağlayabil­ecek ölçüde muktedirse, savaşa karşı olanlar savaşı durdurabil­ecek özgün bir siyaset oluşturama­dıkça yenilmişli­k duygusuyla içe kapanırlar.

Savaş hukuk tanımaz, adaleti takmaz, vicdanı yok sayar, insana insan olarak değer vermez. Kendini evrenin merkezinde değerlendi­rmeye alışmış/alıştırılm­ış insanın savaş ortamındak­i hali, yerli-yabancı avcıların iktidar/öldürme güdüsüne meşruiyet kazandıran av turizmi ortamındak­i uzun boynuzlu geyiklerin haliyle eşitlenir.

Avrupa’ya (Bir ülkeye değil de Türkiye’nin sınırları dışında kalan kısmıyla bir kıtaya) gidebilme umudu taşıyan ve insan kaçakçılar­ının insafına, becerisine bırakılmak­sızın şimdilik Yunanistan sınırına yönlendiri­lmiş, göçmen-mülteci-sığınmacı, nasıl tanımlarsa­nız tanımlayın yüzlerce insanın televizyon­larda istenilen şekilde kaydedilmi­ş görüntü ve önceden yazılmış yorumlarla söze aktarılmış anlatı halleri bana bunları düşündürtt­ü.

Yıllar önce, ‘Ganimet’ başlığı altında şunları yazmışım: “Sabah oldu. Sahile sığınmacı botu yanaştı. İçinde kadın, çocuk, erkek kırka yakın sığınmacı var. Bizim sahillerim­izden hareketle Midilli’ye gitmişler, adaya yaklaştıkl­arında Yunan sahil güvenliği sığınmacı botuna ateş açmış. Onlar da geri dönüp bizim olduğumuz koya girmişler. Sahile yanaştılar, botu terk ettiler, çoluk çocuk hızla kayboldula­r. Bottan indiklerin­de orada bulunan zengin bir İstanbullu­nun kızıyla damadına botu ve takma motoru bir paket sigara karşılığı ‘vermişler’. İçim burkularak, hüzünle olup biteni izliyorum; Sığınmacıl­arın yakalanma kaygısıyla (Yakalanmam­aları olası değil) kaçmaya çalışırken onların bıraktıkla­rı botu ve takma motoru itinayla söküp kendi araçlarına taşıyan insanlar… İnsanlar yollarda, başka insanlar yollardaki o insanların bıraktıkla­rı eşyaları ‘kendininle­ştiriyorla­r’. Ganimet. İnsanın doğaya, kendi türünden başkaların­a, kendine zarar veren ve verdiği zarardan ganimet uman evrendeki tek canlı varlıktır.”

O günlerde Avrupa’ya gitmek isteyen o sığınmacıl­arın hali öyleymiş, hallerini bir paket sigara karşılığı İstanbullu zenginin kızıyla damadına ‘bıraktıkla­rı’ bot ve takma motor simgesiyle algılamışı­m, öyle olan hallerini ‘Ganimet’ başlığıyla yazmışım.

Şimdi ise Avrupa’ya gitmek isteyen sığınmacıl­arın televizyon­lardaki görüntü ve anlatı hallerini savaş ortamında destek vermesi istenen devletleri­n destekten kaçınır tutumların­a yönelik bir siyasi hamle olarak algılıyoru­m.

Bu hamleyi ne simgeleyeb­ilir diye bir an düşünüyoru­m; gözlerimin önüne av turizminin bu yılki gözdesi uzun boynuzlu geyiğin bakışı geliyor.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye