Bu ölümlerden kim sorumlu?
İdlib’de yaşanan saldırı haberleri biz gece vardiyasında çalışırken gelmeye başladı. Sosyal medyanın engellenmesi nedeniyle zor bela haberleri alabiliyorduk. Daha sonra resmi açıklama geldi ve hayatını kaybeden asker sayısı her geçen saat arttı.
İşçilerin takip ettikleri medya ağlarının neredeyse tamamı hükümetin ağzıyla bu saldırıyı verdi. Bu duruma rağmen işçilerin büyük çoğunluğu Hükümetin Suriye politikasını eleştirerek ve onların yaşanan ölümlerden sorumlu olduklarını söyleyerek olayı tartışıyordu. İşçilerin bir bölümü askerlerin Suriye’de ne işi var diye sorarken bir kısmı da Türkiye’ye sığınan Suriyeli gençlerin orada savaşa götürülmesini istiyordu. Bunu söyleyen kişiye bir başka işçi; bu savaştan Suriye halklarının sorumlu olmadığını, kimsenin savaşa gitmemesi gerektiğini söyleyerek cevap veriyordu.
Bir kadın işçi, saldırı açıklamasından önce verilen, “Şu kadar rejim unsuru etkisiz hale getirildi” haberlerine de tepki göstererek, “Kimden olursa olsun bu yaşanan ölümlere sevinen kimse insan olamaz” şeklinde tepki gösterdi. Türkiye’nin sınırlarını koruduğunu söyleyen bir işçiye de başka bir işçi; “Sınırımız İdlib değil Hatay, koruyacaklarsa orayı korusunlar” diye cevap verdi.
“ABD ve Rusya’nın da aynı bölgede bulunmasına rağmen onların askerlerine bir şey olmazken bizim askerlerimiz neden ölüyor” diye sordu bir başka işçi. Rusya ve Abd’nin Türkiye’yi çatışma alanına attığını, kendilerinin ise doğrudan çatışmaların içine girmediğini ekledi. Yine bir kadın işçi çocuğunu askere göndermeyeceğini, para biriktirip bedelli askerlik yaptıracağını söyledi.
Gün doğumuyla birlikte bütün medya Türkiye ordusunun Suriye’ye
yönelik atışlarını canlı vermeye ve misliyle karşılık verildiğini yazmaya başladı. Bir yandan da sınırların açıldığını ve göçmenlerin sınırları geçmeye çalışmasının engellenmeyeceğini söyleyerek hükümete yönelecek tepkileri azaltmaya çalıştı.
Kuşkusuz hükümet bu saldırıyı kendi lehine çevirmek için tüm olanaklarını kullanacaktır. Ancak görünen o ki her şeye rağmen işçiler artık hükümetin Suriye politikasını daha yüksek sesle konuşmaya başlayacak.