İNGİLTERE: HEATROW’UN ÜÇÜNCÜ PİSTİNİN ÖLÜMÜ NET BİR MESAJ VERİYOR
KADERİN cilvesi o ki tam 12 yıl önce, Heathrow’da üçüncü bir pistin yapılması planlarına karşı diğer çevre eylemcileriyle birlikte parlamento binasının çatısına tırmanmıştık. Yüksek mahkemenin kararı tüm çevrecilerin son on senedir söylediklerini doğruladı: Britanya ulusal taahhüdü olan iklim değişikliğiyle mücadeleyi sürdürürken dünyanın en yoğun havaalanlarından birinde üçüncü bir pist inşa edemez.
Aslında mahkeme tam bunu söylemedi. Bakanların Britanya’nın çevre değişikliği vaatlerini göz önüne almamış olmalarının, fiilen üçüncü piste yeşil ışık yakan ANPS açıklamasını (Havayolları Ulusal Poliçe Beyanı) yasa dışı kıldığı kararını verdi. ANPS’NIN yasal olması için, Paris Anlaşması kararları dahilinde, global ısınma artışının 1.5 derece sınırının altında tutulması vaadine uygun, güvenilir bir plan dahilinde yeniden yazılması gerekiyor. Mahkeme bunun mümkün olup olmadığı konusunda bir fikre sahip olmadığını açıkça belirtti.
15 senedir bu planlara karşı mücadele veren birisi olarak bunun mümkün olmadığını teyit edebilirim.
Bu kararın önemi abartılamaz. Heathrow Havaalanı global fosil yakıt ekonomisinin kalelerinden biri, sadece sembolik olarak bile bu mağlubiyet tüm dünyada yankı getirecek, yaşanabilir bir gelecek için mücadele eden harekete cesaret verecektir; aynı zamanda, gezegen yanarken hâlâ kâr peşinde olan uluslararası fosil menfaatlerinin yüreğine korku salacaktır. Dahası, tam da Paris’ten bu yana en büyük BM çevre zirvesi olan ve Birleşik Krallık’ın ev sahipliği yapacağı Cop26 öncesi açık bir mesaj niteliği taşıyor: Britanya çevre kirliliğiyle mücadele konusunda dünyaya öncülük yapmaya hazır. Heartrow’un büyütülmesinin iptali çevre diplomasisine bir sürpriz hediye olmuştur.
Britanya yasal sistemi dünyanın her yanında büyük bir etkiye sahip, birçok ülkede mahkeme modeli bizimkini örnek alıyor. Dolayısıyla, otobanlardan hidrolik kırılmaya ve kömür santrallerine tüm yüksek karbonlu altyapı projeleri, Paris Anlaşması’na üye 195 ülkenin her birinde yasal olarak durdurulabilir.
Şimdi ne mi olacak? Havaalanı yönetimi temyize gidecek fakat kaybedecek çünkü kazanabilecek gibi bir argümanı yok. Heathrow’un büyütülmesi Birleşik Krallık ekonomisine hiçbir olumlu katkıda bulunmayacak. Heathrow’un genişletilmesi baskısı uluslararası iş uçuşlarını artırmakla da ilgili değil; çünkü tüm Londra havaalanlarında bu oran düşmekte. Aslında endüstrinin büyütme baskısı, büyük oranda uluslararası bağlantı uçuşlarını artırma ve zengin sürekli uçan Londralıların uzak doğuya keyif uçuşu olanaklarını artırma çabası. Bunların hepsi Britanya’ya para kazandırmak yerine masraf yaratan yolculuklar. Üçüncü pist öldü ve hayata geri döndürülemez.
Bugünkü karar acil iklim durumu açısından bir dönüm noktası. Britanya devletinin çevre sorunlarını, toplumunun son zamanlarda aldığı kadar ciddiye almaya başladığını gösteriyor.
Artık sürekli artan uçuş ihtiyacının, emisyonu sıfıra indirme çabalarıyla uyuştuğu varsayımıyla kendimizi oyalayamayız. Hava yolculuğunu yapay olarak ucuz tutmayı sağlayan, alışılmamış şekilde cömert vergi muafiyetlerinin durması gerekiyor; fakat çevre hareketi halkı kendi tarafında tutmak istiyorsa bunu en adil şekilde yapmalı.
Bu, sürekli hava yolculuğu yapanlara yönelik vergi anlamına geliyor; böylece, gelir düzeyine bakmaksızın herkesin uçuş olanağının devam etmesi sağlanabilir. Boris Johnson hükümetinin böyle bir şifayı midesi kaldırır mı? Bekleyip göreceğiz.
(Çeviren: Haldun Sonkaynar)