Barışı halklar sağlayabilir
alıştığımız Tuzla Tersanesi’nde uzun zamandır AKP iktidarının dış politikasını tartışırken, yeni bir konu daha eklendi. 36 asker yok uğruna hayatını kaybetti, yaralılar var, sayı her an artabilir.
Bir arkadaşımız, “Suriye halkı büyük bedel ödedi ve ödüyor. Bizim sormamız lazım, Suriye’de ne işimiz var, askerlerimiz kimin için ölüyor? Sınır güvenliği diyorlar, Suriye devleti topraklarını geri alıyor” diyor. Bir diğer arkadaşımız, “İdlib bizim sınırımızın içinde yer almıyor. Yoksul insanların çocukları ölüyor orada. Daha öncesiyle sadece İdlib’de 50’ye yakın asker öldü. Kendi ülkende insanlar ekonomik krizle boğuşuyor” ifadelerini kullanıyor.
Başka bir arkadaşımız da şunları söylüyor: “Libya’ya asker gönderdiler ve bunların yanında cihatçı çeteler de gitti. Libya’da da askerler hayatını kaybediyor. Gerçek bir açıklama yapmıyorlar. Sadece misliyle karşılık verdik diyorlar. Kimin toprağında kime karşılık veriyorsun, anlamış değilim. İnsanlar intihar ediyor, borçlarını ödeyemiyor. Geçim kaygısı, gelecek kaygısı var. Biz bu sorunlara odaklanıp komşu devletlerle barış içerisinde yaşamalıyız. Biz sizi oraya çıkardık, indirmesini biliriz.”
Bir arkadaşımız da “NATO’DAN ve Abd’den destek istiyorlar. Başka devletin toprağına girmişsin, kayıp veriyorsun. Sonra çıkıp rejim işgal ettiği yerlerden çıksın diye açıklama yapıyorsun” diyor. Başka bir arkadaşımız da “Savaşın her türlüsü yoksulluk, açlık, ölüm getirir. Askerler ne için ordalar, insanların sorması lazım. Hükümetin açıklama yapması gerekir. Toplumun haber alma kaynaklarını kısıtlamaması gerekir. Tüm yabancı devletlerin Suriye topraklarında çekilmesi, Suriye yönetimiyle resmi görüşmelerin başlaması gerekir” diyor ve ekliyor: “Barış ve kardeşlik içerisinde yaşamamız lazım. Bunu da Suriye ve Türkiye halkları yapacak.”