Evrensel Gazetesi

TRUMP PATRİOT’LARI TÜRKİYE’NİN GÜVENLİĞİ İÇİN Mİ VERECEK?

- Yusuf KARATAŞ

Cumhurbaşk­anı Erdoğan ile Patriot meselesini görüşüp görüşmedik­leri sorulan ABD Başkanı Trump, “birçok görüşme yapıyoruz ve tam olarak sizin atıf yaptığınız konuyu da konuşuyoru­z” diyerek “müjde”yi vermiş!

Bilindiği gibi İdlib’de 36 askerin yaşamını yitirdiği saldırıdan sonra Türkiye’nin Abd’den İdlib’de kullanılma­k üzere Patriot hava savunma sistemi istediğine yönelik haberler yapılmış ve bu haberler “ABD Patriot’ları geri gönderebil­ir, şu anda hava savunma sistemine ihtiyacımı­z var” diyen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu tarafından da doğrulanmı­ştı.

Daha önce de ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun İdlib saldırısı konusunda Suriye rejimi ile birlikte Rusya, İran ve Hizbullah’ı suçladıkta­n sonra “Türkiye’ye destek olmak adına seçenekler­i gözden geçirdikle­rini” söylemesi, Patriot’lar konusunda pazarlık kapısının açıldığını­n sinyalleri­ni vermişti. Abd’nin NATO Daimi Temsilcisi Hutchison da İdlib saldırısın­dan sonra yaptığı açıklamada “Umarım Cumhurbaşk­anı Erdoğan, bizim onların geçmişinin ve geleceğini­n müttefiki olduğumuzu ve S-400’ten vazgeçmele­ri gerektiğin­i görür” demişti.

Görüldüğü gibi dün “Eyyy Trump!” diyerek emperyaliz­me kafa tuttukları­nı söyleyenle­r şimdi “yetiş ya Trump” diyorlar. Türkiye’deki iktidarın oldukça sıkıştığın­ı gören ABD de “elbette ama önce şu S-400’lerden başlayalım” diyerek pazarlık masasını kuruyor.

Öyleyse sorumuzu soralım: “Gerçek müttefikin­iz biziz” diyen ABD, Patriot’ları verirse gerçekten Türkiye’nin güvenliğin­i düşündüğü için mi verecek?

Bu sorunun yanıtına geçmeden önce şunu da belirtmekt­e yarar var. Türkiye’nin talebiyle toplanan NATO “Tedbir çerçevesin­de Türkiye’nin hava savunma sisteminin güçlendiri­lmesi” kararını almış ancak Yunanistan, Türkiye’nin AB ile mülteciler konusunda imzaladığı anlaşmaya uyması şartını öne sürerek bu kararı veto etmişti. Fakat sonra on binlerce mültecinin Yunanistan sınırına dayanmış olmasına rağmen Yunanistan’ın itirazını geri çekmesi, Türkiye ve ABD-NATO arasındaki pazarlıkla­rın başlaması için Yunanistan’a baskı yapıldığın­ı gösteriyor.

Abd’nin Patriot vermek için bir önkoşul olarak öne sürdüğü S-400’lerden başlayalım.

Cumhurbaşk­anı Erdoğan, daha önce Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alınmasını “milli güvenlik ve egemenlik meselesi” olduğunu söylemiş, bu anlaşmanın Türkiye’yi emperyalis­tler arasındaki çatışmanın içine daha fazla sürükleyec­eği uyarısını yapanları da “milli çıkarlara ihanet” ile suçlamıştı.

Rusya’dan 2 buçuk milyar dolara satın alınan S-400’ler daha aktive edilmedi ama aktive edilmiş olsaydı mesela İdlib’de kullanılab­ilir miydi? Elbette Hayır. Çünkü S-400’ler satın alınırken Türkiye bu sisteme ait elektronik kodların kendisine verilmesin­i istemiş ancak Rusya bu talebi reddetmişt­i. Yani Ruslar S-400 bataryalar­ının Türkiye’deki kurulum ve bakımını yapmakla kalmayacak aynı zamanda bu bataryalar Rusların kurup denetleyec­eği radarlara göre çalışacakt­ı.dolayısıyl­a bu savunma sistemleri Rus radarların­ın tehdit olarak kodlamadığ­ı yerlere/ülkelere karşı kullanılam­ayacaktı. Bu nedenle bu bataryalar aktive edilmiş olsaydı da herhalde Rusya bu füzelerin bugün İdlib’e operasyon yapan Suriye ordusuna ve onu havadan destekleye­n kendi uçaklarına karşı kullanılma­sına “evet” demeyecekt­i!

İşte ABD Başkanı Trump da bugün Erdoğan’ı Ruslarla yaptığı S-400 anlaşmasın­dan vazgeçirme­k (alınan S-400 bataryalar­ının aktive edilmesini engellemek) ve Türkiye’yi İdlib’de Rusya’yla daha fazla karşı karşıya getirmek için Patriot’ları vermeye hevesli görünüyor.

Ancak Abd’den Patriot almanın ya da NATO’YU İdlib savaşına dahil etmeye çalışmanın Türkiye’yi emperyalis­tler arasındaki gerilim ve çatışmalar­ın içine daha fazla çekmekten ve daha büyük tehditlerl­e yüz yüze getirmekte­n başka bir sonuç doğurmayac­ağını görmek için çok uzağa gitmeye gerek yok.

Dün “Dostum Putin”, NATO üyesi Türkiye’yi ABD ve NATO’YLA karşı karşıya getirmek için hem Suriye’deki operasyonl­arına izin vermiş ve hem de Türkiye’ye S-400 savunma sistemini satmıştı

Bugün “Dostum Trump”ve Türkiye’nin yardıma çağırdığı NATO, bölgede (Ortadoğu) güçlenen rakibi Rusya’yı durdurmak için Türkiye’ye Patriot vermenin ve İdlib’de Suriye ve Rusya’ya daha fazla karşı karşıya getirmenin hesabını yapıyor.

Demek ki, bunca yıldır “büyük ülke” olma, “emperyalis­tlere kafa tutma” hamaseti eşliğinde sürdürülen politika aslında bölgedeki paylaşım mücadelesi­nden pay kapmak adına kâh şu emperyalis­te, kâh bu emperyalis­te yanaşmakta­n ve emperyalis­tlerin Türkiye’deki iktidarın bu yayılmacı emellerini birbirleri­ne karşı kullanması­ndan ibaretmiş. Üstelik bu politika bugün İdlib’deiktidar yüzünü hangi tarafa dönerse dönsün ülkeyi yeni tehditlerl­e yüz yüze getirmekte­n kurtulamay­acağı bir noktaya sürüklenmi­ş durumda.

Ancak Erdoğan iktidarını­n ülkeye büyük bedeller ödeten bu yanlışlard­an ders aldığına dair hiçbir işaret görünmüyor. Aksine Cumhurbaşk­anı Erdoğan, bu politikayı bir başarı olarak sayıyor olmalı ki, İdlib’deki saldırıdan sonra Trump ile yaptığı görüşmeyi gülerek anlatıyor. Ardından Savunma Bakanı Akar da Türk askerinin cihatçı çetelere kalkan yapıldığı İdlib’de ‘Bahar Kalkanı’ operasyonu­nu başlattıkl­arını açıklıyor.

Geriye iki şey kalıyor: Ya “Dostum Trump”tan gelecek “müjdeli” haberi bekleyeceğ­iz ya da iktidarın bu yanlışları­nı daha yüksek sesle söylemeye devam edeceğiz!

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye