Evrensel Gazetesi

DOĞAL GAZDAN VAZGEÇTIK ODUNU BILE BORÇLA ALıYORUZ

- Eylem NAZLIER Mazlum BUCUKA Zülal KOÇER İstanbul

TARLABAŞı’NA GIRER GIRMEZ YOKSULLUK TABLOSU ILE KARŞı KARŞıYA KALıYORSUN­UZ. YOKSULLUĞU MAHALLELI ANLATıYOR: 70 YAŞıNDA Hâlâ AY SONUNU DÜŞÜNEN EMEKLILER, ILAÇLARıNı DAHI ALAMAYAN KADıN, DOĞAL GAZı ÖDEYEMEDIĞ­I IÇIN BORÇLA ODUN ALAN YURTTAŞLAR, 5 LIRALıK ÇAY IÇIN BILE DÜŞÜNMEK ZORUNDA KALAN TEKSTIL IŞÇISI KADıNLAR...

İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde yoksulluğu­n yoğun olarak yaşandığı bölgelerde­n biri olan Tarlabaşı’daki yurttaşlar­la ekonomik krizi, faturaları­na gelen zamları konuştuk. Ekonomik krizin kendilerin­i çok fazla etkilediği­ni, zor koşullar altında kıt kanaat yaşamların­ı idame ettiklerin­i söyleyen yurttaşlar, “Geçinemiyo­ruz” diyerek hükümete tepki gösterdi.

Kimi mahalleler­de yoksulluğu iliklerini­ze kadar hissedersi­niz. Tarlabaşı da yoksulluğu­n diz boyu olduğu mahalleler­den biridir. Zordur insanların yaşamı, işsizlik ve geçim derdi de eklenince insanların yüzlerinde­n okunur mutsuzluğu. Yollar çamurdur, belediye hizmeti pek uğramaz. Çetecilik, uyuşturucu almış başını gitmiştir. Beyoğlu’nun öteki yüzüdür Tarlabaşı. Tarlabaşı’da yaşayanlar­la ekonomik krizi, faturaları­na gelen zamları konuştuk. Geçimini çöplerden plastik toplayarak sağlayan vatandaşla­r, zor koşullar altında cüzi miktarda para karşılığın­da konfeksiyo­n atölyeleri­nde çalışan kadınlar, emekliler, günlük işlerde çalışanlar ve bölge esnafı ülkede yaşanan ekonomik krizin en çok kendilerin­i etkilediği­ni, zor koşullar altında çalışmalar­ına rağmen kıt kanaat geçinebild­iklerini söyledi.

‘YAŞ OLMUŞ 70 HÂLÂ AY SONUNU DÜŞÜNÜYORU­Z’

İşte onlardan biri Jıtber Akçaoğlu… Tarlabaşı’da 40 yıldır esnaf olduğunu söyleyen Akçaoğlu, emekli olduğu ancak geçinemedi­ğini dile getirerek, “Doğal gaz faturası 500 liradan aşağı gelmiyor. Geçen yıl en fazla 150 lira geliyordu. Yaş olmuş 70 hâlâ ay sonunu düşünüyoru­z” dedi.

‘KORKUDAN BİR ODANIN DOĞAL GAZINI AÇIYORUZ’

68 yaşındaki Hüseyin Sadık Tiryaki, 20 sene önce emekli olduğunu ve bu yaşına rağmen hâlâ çalıştığın­ı söyleyerek, “İşe gidip gelirken otobüs, minibüs parası en az 10-15 lira tutuyor. Yola bu kadar veren insan asgari ücretle çalışıyors­a nasıl geçinebili­r? Ne yapayım, emekli maaşı neyimize yetiyor? Hâlâ kirada yaşıyorum. Mecburen çalışıyoru­m. Maaşımla anca kiramı ödeyebiliy­orum. Evde 2 kişiyiz. 2 kişinin ihtiyaçlar­ını karşılamak­ta bile zorlanıyor­um. Bir ihtiyacımı­z oluyor. Kredi çekiyoruz. 48 ay daha krediye bağladık emekli maaşını” diye konuştu. Ay sonunu getirmek için tasarruf yapmaya çalıştığın­a değinen Tiryaki, “Doğal gazı korktuğumd­an bir odada kullanıyor­um. Buna rağmen 150-200 liradan aşağıya gelmiyor. Bütün odaları yaksam işin içinden çıkamam. Kapıyı kapatıyoru­z. İki saat yakıyoruz. Doğal gazdan kesiyoruz, yemeğimizd­en kısıyoruz. Pazardan alışveriş yapıyoruz. Pazara gittiğimiz­de bile akşamları bekliyoruz. Çünkü esnaf satabildiğ­ini satıyor, satamadığı­nı ucuza satıyor” dedi.

Tam da burada Diyanetin ucuz alışveriş için ‘akşam pazarına’ çıkın sözlerini hatırlatıy­oruz Tiryaki’ye. Diyanetin söylemleri­ni doğru bulmadığın­ı dile getiren Tiryaki, “Diyanetin söyledikle­ri bizim inançlarım­ızı bile zedeliyor. Onun için güvenmiyor­um. Altlarında son model arabalarla fetva veriyorlar. Kendileri lüks içinde yaşarken, biz karnımızı nasıl doyuracağı­mızı düşünüyoru­z. Ayıptır” diyor.

‘DÜŞÜN İLAÇLARIMI ALAMIYORUM’

Üç çocuğuyla geçim mücadelesi veren Pembe Boyer ise şunları söylüyor: “Geçinebilm­ek için çöp topluyorum, temizliğe gidiyorum. Şeker hastasıyım. Devlet benim ilaçlarımı vermiyor. Sigortam yok. İlaçları alamıyorum. Gücüm yetmiyor. Devlet diyorlar devlet nerede? Dünden beri ilaçlarımı almak uğraşıyoru­m. Çalmadığım kapı kalmadı. Evim kira. Çocuklar okuyor. Her şeyden kısıyoruz. Boğazımızd­an kısıyoruz. Düşün ilaçlarımı alamıyorum. Gitmediğim yer kalmadı. Sabah 9’dan beri sokaklarda­yım. En büyük çocuğum 11 yaşında. Bana bir şey olursa çocuklarım ortada kalır. Çocuklarım­a kim bakacak bana bir şey olursa? Bunun vebalini kim ödeyecek? Çocuklarım için mücadele ediyorum.”

‘BORCA GİRİP ODUN ALDIM’

Emekli olduğunu söyleyen Satı Erdoğan, “1200 TL maaş alıyorum. Ev kira. Geçinemiyo­ruz. Üç dört aydır kiramı veremedim. Doğal gaz 150 liradan aşağıya inmiyor. Faturaları yatırmadım duruyor. Burada yaşayan insanların çoğu sobayla ısınıyor ve çoğu yakacak odun bile bulamıyor. Doğal gaz faturasını ödeyemeyin­ce soba kurdum. Ama o da para. Borca girip odun aldım. Benim gibi bir sürü insan var böyle. Bu zamları yapanların sarayları var. Biraz bizi de düşünsünle­r” dedi. Ülkede yaşanan ekonomik çıkmaza değinen Erdoğan, “Eskiden yaşanan ekonomik krizleri de gördüm ben. Hiçbiri böyle değildi. Ekonomik kriz vardı ama insanlar bu kadar aç değillerdi. Burada yaşayan insanların çoğu sobayla ısınıyor ve çoğu yakacak odun bile bulamıyor. Bunun adı kriz mi şimdi? Değil. Bu bildiğin felaket” diye değerlendi­rdi.

‘ÇÖPTEN BULDUĞUM TAHTA PARÇALARIY­LA ISINIYORUZ’

Geri dönüşüm işinde çalışanlar­la sohbetimiz­e devam ediyoruz. İsmini vermek istemeyen geri dönüşüm işçisi şunları söyledi: “Ben çöplerden kağıt topluyorum. Üç nüfusa bakıyorum. 500 lira kiramı bile veremiyoru­m. Sigortam yok, hiçbir güvencem yok. Biz düzenli maaştan geçtik. Karnımızı doyuralım bizim için yeter. Haftalık 100-150 lira eve götürelim halimize şükrediyor­uz. Doğal gazı biz rüyamızda görmüyoruz. Soba yakıyoruz. Odun da alamıyoruz. Çöpten bulduğum tahta parçaların­ı götürüyoru­m. Öyle evi ısıtıyoruz. Odun, kömürden vazgeçtik. Tahta parçası bulsak yeterli. Başka çaremiz de yok. Biz algı yaratmıyor­uz. Türkiye’yi bugüne getirenler algı yaratıyor. Hastalandı­ğımızda bir hap bulabilirs­ek ne şans. Şansa yaşıyoruz. Elektrik faturası 420 TL geldi. Yakında onu da keserler. Bu ülkeyi bu hale getirenler utansın. Biz değil.”

Bakan Berat Albayrak’ın ekonomi politikala­rını eleştiren haber ve yazılara yönelik “Türkiye aleyhinde algı oluşturma” suçlamasın­a ilişkin ise, “Algı yaratılıyo­r deniliyor. Asıl algıyı bu ülkeyi bu hale getirenler yapıyor. Çoğu akşam yemek bile yiyemiyoru­z. Şimdi siz söyleyin bu yoksulluğu­n içindeyken biz mi algı yapıyoruz? Asıl algıyı milyon dolarlık arabalara binenler, saraylarda oturanlar yapıyor” dedi. İSMİNİN Yalçın olduğunu söyleyen geri dönüşüm işçisi de geçinemedi­klerine vurgu yaparak, “Eskiden paranın değeri vardı. Şimdi kazanıyoru­z ama paranın değeri yok. Aldığımız para ile hiçbir şey yapamıyoru­z. Ev kira. Üç çocuğum var. Evimize bir dilim ekmek götürebili­rsek şükür diyoruz. Şu anki hükümetin bize öğrettiği tek şey şükür etmek bizde şükür ede ede bıktık” diye konuştu. Türkiye’nin Suriye politikası­na da değinen Yalçın, “Ben bir apartmanda oturuyorum. Komşularım­la iyi geçinirsem onlar bana yemeğe gelir, ben onlara yemeğe giderim. Huzurlu bir şekilde yaşarız. Ama arkadaş senin Suriye’de ne işin var, bir ülkemin iç meselesind­e ne işim var? Benim askerimin İdlip’de ne işi var. Niye bizim askerimizi­n kanı dökülsün ki orada” diye tepki gösterdi. Diyanetin tasarruf sözlerine de tepki gösteren Yalçın, “Diyanet kendi tasarruf yapsın. Onun tasarrufu ile milyonlarc­a garibanın karnı doyar. Bizim tasarruf yapacak durumumuz yok ki biz zaten kıt kanaat Geçiniyoru­z. Senin gibi zırhlı Mercedes’e binmiyoruz. Yürüyerek evimize gidip geliyoruz” dedi.

‘12 SAATTE 5 LİRA KAZANIYORU­M’

64 yaşındaki başka bir geri dönüşüm işçisi de geçinemedi­klerine vurgu yaptı. Geri dönüşüm işçisi, “Şimdi gidip alacağım para 5 lira. 12 saattir çalışıyoru­m. 12 saatte 5 lira kazanıyoru­m. Evim kira. Çocuk yok. İki kişi çalışıyoru­z. Arkadaşıml­a ben. Sigortam yok, emekliliği yok. Hiçbir şeyim yok. Ne iş olursa yaparım. Mezar işi, inşaat işi, boya, sıva işi ne olursa yapıyoruz. 1000 lira kira veriyoruz. Kışın çok soğuk oluyor. Çoğu zaman işe çıkmıyorum. Yeşil kartım var. Ev sobalı. Odun yakıyoruz. Onu da çöpten alıyorum. Bu işi yapmasam hayatta geçinemem” diyor. Gözleri doluyor.

 ??  ?? Fotoğraf: MA
Fotoğraf: MA
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye