HAS: ERDOĞAN VERDİĞİ TAVİZİ İÇERİYE SATACAK
DOC. Dr Kerim Has, Suriye ordusunun bir buçuk yıl önceki sınırlarına dönmeyeceğini belirterek Mevcut saha koşullarının dikkate alındığı güncellenmiş bir Soçi mutabakatı çıktı” yorumunu yaptı.
Doç. Dr Kerim Has mutabakat ile ilgili gazetemize şu değerlendirmeyi yaptı: Soçi Mutabakatının sahadaki yeni gerçeklikler dikkate alınarak güncellenmiş haliyle karşı karşıyayız. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha evvel söylediği “Rejim bir buçuk yıl önceki sınırlarına çekilsin, Türk gözlem noktalarının gerisine çekilsin” talebinin Moskova tarafından olumlu bulunmadığını söyleyebiliriz. ‘MOSKOVA, SAVAŞI KONTROL ALTINA ALDI’
Kremlin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Ankara’daki iktidarın Şam ile yürüttüğü savaşı en azından bir süreliğine kontrol altına aldı diyebiliriz. Ateşkes kararının uzun vadeli olacağını ise düşünmüyorum. Bunun bahanesi sahada çokça bulunabilir. Suriye ordusu, “Cihatçılar, teröristler ateşkesi ihlal ediyor” der. Cihatçılar, “Rejim ihlal ediyor “der. Pek muhtemel ki bu ateşkes kararı Suriye ordusunun belli bir süre mola verip, toparlanmasına neden olacak. Daha sonra tekrar Rusya ve İran desteğiyle rejimin sahadaki ilerleyişini sürdüreceği kanaatindeyim. ‘M4 SAVAŞMADAN ŞAM’A GECECEK GİBİ DURUYOR’
M4 otoyolunun kuzeyi ve güneyinde 6 kilometre hat boyunca güvenlik koridoru oluşturulacak. M5 Karayolu’ndan ise bahsedilmiyor. Belli ki M5’i Rusya tarafı tartışmaya açmamış. Zaten M5, Serakib’in Suriye ordusunun kontrolüne geçmesiyle Şam’ın kontrolünde. M4 meselesinde ise güvenlik koridoruna dair detaylar 7 gün içinde belirlenecek. M4’ün bir kısmı Türkiye destekli grupların kontrolü altında. Burada da usulünce güvenlik koridoru kapsamına alınarak, çatışmadan kolaylıkla alınabilmesi için Türkiye devreye sokularak M4’ün Şam’ın kullanımına açılması hedeflenmiş. Bu da Şam’ın işine gelen bir durum. Anlaşma uygulanırsa Şam, 12 kilometre derinlikteki hat boyunca, cihatçı gruplar ile savaşmadan M4’ü kontrolüne almış olacak. Zaten M4-M5 otoyolları 17 Eylül 2018’deki Soçi Mutabakatının 8. maddesine göre; 2018 yılının sonuna kadar açılması gerekiyordu. Biz bu anlaşma ile beraber Soçi Mutabakatının en kritik maddesi, yani 8. maddesinin hayata geçirildiğini göreceğiz. ‘SEMBOLİK BİR DEVRİYE SÖZ KONUSU’
Ortak devriye meselesine gelince. M4 otoyolu üzerinde zaten 6 kilometre kuzey ve güneyinde güvenlik koridoru oluşturulacaksa otoyolun bir kısmında devriye gezmenin sembolik olmaktan öteye bir anlamı olmaz. Zaten güvenlik koridoru oluşturacaksanız, o bölgede ortak devriye yapabilirsiniz. Bu da aynı ‘Barış Pınarı’ harekatından sonra Fırat’ın doğusunda yapılan sembolik askeri devriyeler gibi olacaktır. Rusya tarafı M4 meselesini daha az çatışmayla çözebilmek ve Türkiye’yi kendi tarafında tutabilmek için Ankara’ya ortak devriye gibi makyaj görünümlü bir rol vermiş. Devriyenin çok anlamı yok. ‘SURİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ’ VURGUSU ÖNEMLİ
Basın toplantısında Suriye’nin toprak bütünlüğü vurgusunu da yaptılar. Astana sürecinde ya da Türkiye-rusya toplantılarından sonra varılan her mutabakatta, açıklamada toprak bütünlüğü vurgusu var.
Bunun ‘Bahar Kalkanı’ harekatından sonra yeniden vurgulanması önemli. Terörizm ile mücadelenin süreceği de ifade ediliyor. Bu da Şam’ın ilerleyişine bahane yaratabilecek bir husus. Çünkü terör ile mücadeleyi gerekçe gösterecek. İÇERİYE ‘SATABİLECEĞİ’ BİR ANLAŞMA
Özetle ateşkes için “mevcut temas hattı” üzerinde demek, Erdoğan için verdiği ültimatomdan cayma, Ankara’nın kendi söyleminden geri çekilmesi anlamına gelir.
Erdoğan taviz vermiş ama ateşkes kararının çıkmasını Erdoğan kendi taraftarlarına iç politikada “zafer” olarak “Pazarlayabilir”. Yani içeriye ‘Satabilecek.’ M4’teki güvenlik koridorunu sanki İdlib’de “güvenlikli bölge” veya “tampon bölge” oluşturulmuş gibi sunabilir kanaatindeyim. Halbuki güvenlik koridoru, M4’ün savaşmadan Şam’ın kullanımına açılması anlamına geliyor. Bu da Erdoğan’ın dile getirdiği retoriğe bakınca, Ankara tarafından verilen ciddi bir taviz. 'SÖZLÜ TAAHHÜT OLABİLİR'
Moskova’nın, Ankara’nın Şam’a karşı yürüttüğü savaşı kontrol altına aldığını görüyoruz. Kuşatılmış gözlem noktalarına gelince, Erdoğan’ın burada Tsk’nin çekilmesi konusunda sözlü taahhüt verdiğini düşünüyorum. Bunun resmi olarak ilan edilmesini ise zaten beklemiyordum. İç politikada geri çekilme kayıp olarak görülebileceği için… Bu çekilmeyi Rus tarafının görüşmelerde bastırdığını biliyoruz ama bizzat şimdi ilan edilmemesi de anlaşılabilir. Türkiye iç politikası ile alakalı bir durum bu. Erdoğan’ı iç politikada sıkıştıracak bir husus olurdu, Moskova bu yola başvurmamış.