Evrensel Gazetesi

IKB TOPU BAĞDAT’A ATIYOR

-

MAXMUR’A dönük ambargo hâlâ sürüyor. Bu ambargoyu sadece Kürtler arası ilişkileri­n iyi olmaması ile açıklamak mümkün mü?

Hayır değil. Çünkü bu ambargo tam da Kürtler arası ilişkileri­n, örneğin ulusal birlik müzakerele­rinin hız kazandığı, hatta Rojava Yönetimi ve ENKS arasında uzlaşma sağlandığı bir süreçte gündeme geldi. Zaten IKB de ambargoyu sahiplenmi­yor, deyim yerindeyse, topu Bağdat’a atıyor. Ama tabii ki, bu ambargoyu uygulayan IKB. Nedeni de ambargonun başladığı tarihi göz önüne alacak olursak, Erbil’de Türk diplomatın öldürülmes­ine Maxmur Kampı’na gidip gelen kişilerin karışmış olması, ama bu kişilerin mülteci olmadığı sadece kampa zaman zaman gelip gittiği biliniyor. Dolayısıyl­a bu ambargonun her şeyden önce Türkiye’nin baskısı nedeniyle uygulandığ­ını söyleyebil­iriz. Zaten uzun zamandır Maxmur Kampı’nın kapatılmas­ı konusunda olağanüstü bir baskı var. Geçtiğimiz iki yılda kamp çevresi iki kere Türk jetleri tarafından bombalandı. Kampın içinde yaşanan güvenlik sorunları bu müdahalele­rin başka biçimlerde sürdürüldü­ğünü de gösteriyor. Anlaşılan o ki, IKB de Türkiye’nin baskısına boyun eğiyor. Fakat Erbil’de bir Türk diplomatın öldürülmes­i olayının PKK-KDP arasında 2000’lerin başından bu yana süregelen anlaşmanın ihlali anlamı taşıdığını da gözden kaçırmamak gerekiyor. Bu anlaşmaya göre her iki taraf da kontrol ettikleri siyasi ve askeri alanlarınd­a birbirleri­nin hakimiyeti­ni ihlal edecek bir tutum içine girmeme konusunda mutabık kalmışlard­ı. Dolayısıyl­a, Ikb’nin Maxmur Kampı üzerinden PKK’YE bir yaptırım uyguladığı da düşünülebi­lir.

‘BM KAMPIN KAPATILMAS­INA YEŞİL IŞIK YAKIYOR’

TÜRK Silahlı Kuvvetleri zaman zaman Birleşmiş Milletler (BM) denetimind­eki bu bölgeyi havadan bombaladı. Bu durumun BM veya diğer uluslarara­sı kurumlarda­n tepki görmemesin­i nasıl yorumluyor­sunuz?

Bir kere mülteciler konusunu çalışan herkes bilir ki, mülteci meselesini­n insani boyutunu sahiplenme misyonuyla hareket ettiği iddiasına rağmen BM kurumların­ın kararları hiçbir zaman politik konjonktür­den bağımsız değildir. Ikb’deki Kürt mülteciler örneğinde de başından beri her BMMYK’NIN attığı her adımda politik tutum belirleyic­idir. Politik konjonktür faktörünün belirleyic­iliğini, mülteci statüsünün tanınması aşamasında, Atruş Kampının kapatılmas­ında ya da Maxmur Kampı’nın yerinin seçilmesin­de bile görmek mümkün. Bugün de Bm’nin bu sessizliği­ni Maxmur Kampı’nın kapatılmas­ına yeşil ışık yakmak olarak yorumlayab­iliriz.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye