İDLİB ANLAŞMASININ ANLAMI
Moskova’da varılan mutabakatla ilgili geniş bir değerlendirme Al Monitor gazetesinde Maxim A. Suchkov imzasıyla yer aldı. Atwan gibi Suchkov da M5’in anlaşmada gündeme bile gelmemesinin dikkat çekici olduğunu ve bunun Türkiye’nin mevcut statünün farkına v
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile yaptığı zirvede en önemli anlaşma noktası İdlib bölgesinde ateşkes ilan edilmesiydi. İlk bakışta bu, mevcut koşulların olduğu gibi dondurulması ve Suriye Ordusu güçlerinin yeniden kontrol ettikleri stratejik Serakib ilçesi de dahil 600 kilometrekarelik tüm alanlarda kontrolün kendisinde kalmasıdır. Erdoğan’ın talep ettiği geri çekilme sanki ortada yok.
Anlaşma, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kurtarmak, çok yüksek tehdit ağacından indirmek ve Bahar Kalkanını durdurmak için yapıldı.
Başkan Putin’in Suriye dosyasıyla uğraşırken izlediği strateji, bir dizi temele dayanıyor. Bunlardan ilki askeri olarak ilerleme ve sürekli yeni yerlerin yeniden alınması. Daha sonrasında bu alınan yerlerin silahlı muhalefeti destekleyen Türkiye’yle anlaşmalar yoluyla korunması ve ortak devriyelerin yapılması veya Türk askeri gözlem noktalarının kurulması. Bu strateji Türklerin “uçurumun kenarında” olarak adlandırılan diplomasisini boşa çıkarmıştır.
Rus ve Türk tarafları arasındaki müzakerelerin altı buçuk saatten fazla sürmesi, iki ülkenin başkanları arasında farklılıkların derinliğinin açık bir kanıtı. Her iki taraf da pozisyonunda ısrar etti, özellikle de Rus tarafı.
Rusya’nın tutumu netti. Suriye
Arap Ordusu, Ruslardan aldığı yeşil ışıkla İdlib kırsalında operasyona başladığında Soçi anlaşmasının Türkiye tarafından uygulanmayan maddeleri gündeme geldi. Yani terörist olarak listede yer alan (el Nusra/ HTŞ) ile ılımlı olarak sınıflandırılanlar arasındaki ayrım yapılmamış gibi gözüküyor.
Anlaşmanın ön maddeleri veya açıklanan hususlar ile ilgili olarak M5 karayolundan hiç bahsedilmemesi dikkat çekti. Rustürk ortak devriyeleri sadece Halep’i Lazkiye’ye bağlayan “M4” yolunu içerecek. Bu, M5’in tamamen Suriye Arap Ordusunun kontrolü altında kalacağı anlamına gelir. Ve Türkiye’ye veya onum kontrol eden silahlı grupların bu yolda herhangi bir güvenlik rolünün olmaması Suriye ekonomisi, devlet egemenliği ve prestij için çok önemli bir adım.
İdlib bölgesinde güvenli geçişe gelince; bu Halep’te, Doğu Guta’da ve Güney Suriye’de olduğu gibi sivillerin şehri terk edip Suriye Arap Ordusunun kontrol ettiği alanlara gitmelerine izin verilmesi anlamına geliyor. Böylece silahlı gruplar kuşatılacak ve kalkan olarak kullanılmaları engellenecek.
Başkan Putin’in ulaşılan kararları içeren ortak bir belge geliştirme konusundaki konuşması Soçi Anlaşması’nda yapılan yeni değişiklikleri ve İdlib bölgesindeki son değişiklikleri yansıttığı anlamına geliyor.
Rus-türk ortak basın toplantısının ve anlaşmanın hızlı bir okumasında Putin’in daha fazla askeri çatışmadan kaçınmak amacıyla Türk mevkidaşına İdlib’e yaptığı saldırı ile tırmandığı çok uzun ağaçtan kurtulmak için barış teklif ettiği görülmektedir. Böylece terörist grupları tasfiye etmenin yolu da açılmış oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İdlib’deki askeri krizi sona erdi veya donduruldu. Lakin önünde üç tane kriz var. Birincisi Avrupa birliğine karşı Suriyeli göçmenlerin baskı aracı olarak kullanılması aksi yönde ve daha fazla izole olması sonucunu doğurdu. İkincisi Türk parlamentosunun Libya ve Suriye’de birçok askerin ölmesine karşı olması, üçüncüsü Ruslarla yapılan anlaşma nedeniyle silahlı gruplarla yüzleşmesi.