SAĞLIK EMEKÇİLERİ GERÇEK BİR SENDİKA ARIYOR
Üyelerimizin büyük kısmının ülkenin yaşadığı gündemin bütün sıkıntısına rağmen sendikal mücadeleye önem verdiklerini, sendikamızdan hâlâ umutlu olduklarını gördük. Eskişehir’de seçim sürecinde şimdiye kadar hiç ulaşamadığımız üyelerimizle temas imkanı bulduk. Birçok yeni arkadaşımızın yönetim kurularına seçildiğini, işyeri temsilcisi olduğunu üstelik buna isteyerek talip olduğunu gördük. Hastanelerde yaptığımız toplantılarda üyelerimiz kendi hastaneleriyle ilgili kararlar aldılar. Bu kararları biraz daha detaylandırmak istersek, ilimizde üç büyük hastane var; Şehir Hastanesi, Yunus Emre Devlet Hastanesi ve Tıp Fakültesi Hastanesi. Buralarda tüm üyelerimizin katılımına açık toplantılar yaptık. Ve birçoğunda genç arkadaşlarımızı temsilci olarak seçtik. Her hastanede işyerlerinin özgün sorunlarına yönelik toplantıya katılan arkadaşların önerisiyle kararlar aldık. Mesela hastanenin birinde arkadaşlarımız hafta sonunda sendikamızda kahvaltı yapacaklar, işyerinin sorunlarını konuşacaklar; bir başka hastanemizde üyelerimizle birlikte bütün servisleri, farklı birimdeki üyelerimizi tek tek dolaşma kararı aldık; yine başka bir hastanede performans ödemeleriyle ilgili bir çalışma planladık ve hemen hayata geçirdik.
Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri, biriken sorunlarını çözecek, kendilerine sahip çıkacak, güçlü, kararlı, güven verecek, gerçek bir sendika arıyor. Beklentilerine en yakın sendikanın SES olduğunu düşünüyorlar ve onu izlemeye almış durumdalar. Bu kritik evrede sendikamıza önemli görevler düşüyor. Kendi kendimize övünmek, geçmişle avunmak yerine daha çok çalışmalıyız. Son bir haftadır -tesadüf olmasa gerek- uzun zamandır unuttuğumuz işyerlerine gitmeyi, çalışanlara ulaşmayı başardığımız ölçüde, birçok üye yaptık.
Sonuçta görülüyor ki anlattıklarımız kör bir iyimserlik değil. Sahadaki gerçekliği doğru yaklaşımlarla anlamaya başladığımızda, emekçilerin güncel, ekonomik, işyeriyle ilgili sorunlarına sahip çıktığımızda hemen niceliksel bir artış olduğunu, sürecin bilinçli yaklaşımlara doğru evrildiğini görüyoruz.
Evet, hem ülkemizde hem işyerlerimizde dağ gibi biriken sorunlar var. Evet, hâlâ sağlık emekçilerinin çok büyük bir kısmına sesimizi ulaştıramıyoruz. Evet, karşımızda çok güçlü ve bütün işyerlerini iliklerine kadar sarmış, adeta bir örümcek ağı gibi kaplamış yandaş sendikalar var. Yöneticiler var. Her türlü olumsuz, yalan, yıkıcı propaganda var... Ama bütün bunları görüp “Her şey bitti, yapılacak hiçbir şey yok” demek yerine yeniden yeniden üyelerimize, sağlık emekçilerine ulaşmak zorundayız. Onları dinlemek zorundayız. Onların kuracağı her cümle birçok politik tahlilden daha gerçek. Çünkü hayatın içinde, işyerlerinde onlar var.
Evet, yüzümüzü üyelerimize döndükçe, işyerlerine döndükçe, hem sorunların gerçek nedenlerini anlamak hem gerçek çözüm önerilerini bulmak anlamında önemli adımlar atıyoruz.
Tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine ulaşmayı hedefledikçe, hedefe adım adım, bilinçli, planlı bir şekilde ilerledikçe, sınıf sendikacılığını örgütledikçe, mücadeleye devam ettikçe büyüyeceğiz. Karamsarlıktan, karanlıktan ancak birbirimizin sesini duyarak Ses’imizi büyüterek çıkacağız.