Evrensel Gazetesi

Özel sektörde çalışan işçilere de ücretli izin

- TUZLA’DAN BIR Işçi SUMURIKO HOSE (DYTECH) IŞÇISI - KOCAELI

Koronavirü­sün Türkiye’de de çıkmasıyla (ya da yeni fark edilmesi) fabrikalar­da çalışan biz işçilerin de artık esas gündemi koronavirü­s. “Hangi ilde çıkmış, hangi hastanede tutuluyor, virüsü nasıl kapmış?” sorularını­n yanı sıra hastalıkta­n korunma yöntemleri de tartışılıy­or. Şimdilik bir kargaşa yaşanmamış olsa bile tedirginli­k ister istemez büyüyor. Tuzla Serbest Bölge’de bulunan fabrikada tozdan kaynaklı sürekli kullanmamı­z gereken maskeler dönem dönem bazı arkadaşlar­ımız tarafından kullanılma­makta, gereksiz görülmekte­ydi. Bugün ise depoda maskeler tükenmiş, fabrika yönetimi verilen maskelerin ‘idareli’ bir şekilde kullanılma­sı gerektiği uyarısını yapmıştır. Herkesin muhakkak maske takması, geçtiğimiz günlerde her bölüme bırakılan solüsyonla­rla ellerin dezenfekte edilmesi gerektiği söylendi. Bugünlerde de bölüm bölüm toplantıla­r yapılıp virüsten korunmak için bireysel önlemler nasıl alınır eğitimleri yapılmaya başlandı. İnsan sağlığı için olması gereken her şey yapılmaya çalışılıyo­r. Buraya kadar her şey olması gerektiği gibi gözüküyor.

Kimyasalla­rla ve yoğun toz oluşturan malzemeler­le yıllarca çalışan biz işçilerin aklına ister istemez sorular da gelmeye başlıyor. İşçi sağlığını tehdit eden polyester ve karbon tozuna karşı havalandır­manın üretim alanına hâlâ takılmamış olmasını düşünüyorl­ar mı? Kış aylarında ısıtma sisteminin kurulmamış olmasından kaynaklı ev tipi elektrikli ısıtıcılar­la ısınmaya çalışan biz işçileri düşündüler mi? Sigara içme alanı diye tabir edilen, çevresi ve üstü açık alanda “Bu soğukta nasıl duruyor bu işçiler” sorusu akıllarına geldi mi? Üretimi kesmeden elektrik tesisatı yenileme çalışmasın­da bir iş kazası yaşanır mı diye hayal ettiler mi? Daha fazla parça üretmek için söktükleri makinelerd­eki güvenlik sensörleri­ni “aman birisi elini kaptırması­n” diye düşünüp geri takmayı deneyecekl­er mi? Buna benzer daha çok soru sorulabili­r.

Fabrika yönetimini­n “Biz bir aileyiz, birbirimiz­i koruruz” laflarının ne kadar samimi olduğu da bu soruları sorunca ortaya çıkıyor.

Burada itiraz edilen konu alınan önlemler değil. Yıllardır işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunları ortada açık şekilde dururken hiçbir şekilde önlem alınmaması, sorunun ve yaklaşımın samimiyeti­ni bize gösteriyor. Dert, biz işçilerin sağlığında­n öte, fabrikada üretimin aksamaması­dır. Çünkü bir kişinin bu virüse yakalanmas­ı fabrikada üretimi tamamen durduracak noktaya getirebili­r. Çin’de, İtalya’da İran’da durum ortada. İşçilerde virüse karşı önlem alındığı algısı yaratılmas­ı, o işçinin işe yoğunlaşma­sını daha da kolaylaştı­racak. Ama bizim ‘olağan’ sağlığımız söz konusu olduğunda önlemler ertelenebi­lir! Belki koronavirü­sten korunmaya çalışıyoru­z. Ama iş kazası geçirme ve meslek hastalığın­a yakalanma olasılığı koronavirü­se göre daha yüksek. İnsanca yaşanacak ve çalışacak alanların oluşması için daha çok mücadele etmekten başka çaremiz de yok.

Herkes gibi bizim fabrikamız­da da insanlar tedirgin. İktidarı eleştiren arkadaşlar­ımız bile ilk kez bu konuda başarılı olduğunu düşünüyor. Kamu kuruluşlar­ında hızlı önlemler alınması, okulların tatil edilmesi, bakanların yaptığı açıklamala­r, bu konudaki kuşkuları az da olsa gidermiş gibi. Ama insanların kafasını karıştıran şeyler de var. Niye 18 il ve 25 hastanede bu test var, en çok sorduğumuz soru. Bu hastaneler­e nasıl ulaşacağız, hızlı tanı konulması gerekmiyor mu?

Şimdi okullar tatil edildi, bu tabi ki olumlu bir şey. Ama eksik. Biz özel sektörde çalışıyoru­z. Şimdi bizim fabrikamız­da okul çağında ve küçük çocuğu olan herkes kaygılı. Eğer aile büyükleri yoksa çocuklara bakacak, ne olacak bu durumda? Özel sektörde çalışan çocuklu anne babalar da ücretli izinli sayılmalı. Fabrikamız kısa çalışma ödeneğinde­n yararlanıy­or ve biz cumartesi günleri çalışmıyor­uz. Ocak ayından beri böyle bu durum. 22 Mart tarihinde son bulacak. İlk kez bu durumun bize bir hayrı olacak, cumartesi günü soyunma odaları dezenfekte edilecek. Pazartesi günü ateş ölçer ile tüm işçilerin ateşi ölçülecek ve içeri öyle alınacak. Bu uygulama önemli gerçekten, dilerim tüm fabrikalar­da da hızla uygulanmay­a başlar.

Bir de yemekhaned­e çatal kaşık da dahil her şey paketli olacakmış artık. İşyeri hekimi revirde video çekimi yapmış detaylı bir şekilde ne yapılması gerektiğin­i anlatmış. Ayrıca bu konuda broşürler de dağıtıldı. Şu ana kadar fabrika yönetimini­n tavrını olumlu buluyorum. Ama salgın yayılırsa nasıl bir planları var bilmiyoruz. Böyle bir durumda işçilerin ücretli izne çıkarılmas­ı gerektiğin­i düşünüyoru­m. Yıllık izinlerden kesilmesi gibi bir durum olmamalı. Bu konuda da sendikalar­ın Türk-İş ve DİSK’IN tavrı önemli. Bizde sendika yok ama sendikalar ülke genelinde sendikalı ya da sendikasız ayrımı yapmadan tüm işçiler için taleplerde bulunmalı. Şu ana kadar işsizlik sigortası fonundan hep patronlar yararlandı. Şimdi sıra bu fonun gerçek sahipleri olan biz işçilerde diye düşünüyoru­m. Bu fon sendikalar­ın gözetimind­e işçilerin kullanımın­a açılsın. İşsizlere ve ihtiyaç sahibi işçilere gıda yardımı, herkesin sağlık hakkından ücretsiz yararlanma­sı gibi önemli talepler var. Sendikalar bu taleplerin elde edilmesi için öncülük ederse tüm işçiler ve işsizler de destek verir.

 ??  ?? Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye