Evrensel Gazetesi

Halepçe küçük bir Hiroşima’dır

KATLİAMI FOTOĞRAFLA­RIYLA DÜNYAYA DUYURAN GAZETECİ ÖZTÜRK:

-

Irak’ta kimyasal bombalarla 5 binden fazla insanın ölümüyle hafızalara kazınan Halepçe Katliamı’nın üzerinden 32 yıl geçti. Katliamı “Sessiz tanık” fotoğrafıy­la dünyaya duyuran gazeteci Ramazan Öztürk, “Katliam yıllarca aklımdan hiç çıkmadı” diyerek, “Halepçe küçük bir Hiroşima’dır” dedi.

Irak Federe Kürdistan Bölgesi’nin İran sınırı yakınların­da bulunan Halepçe kentinde 16 Mart 1988 tarihinde yaşananlar, dünya genelinde yaşanan gelen en acı katliamlar­dan biri oldu. Saddam Hüseyin’in emriyle havalanan Irak ordusuna bağlı uçaklar, Halepçe’yi 3 gün boyunca yoğun bombardıma­n altına aldı. Yapılan bombardıma­nda binlerce insan evlerinde, binlercesi ise panik halde koştukları sokaklarda can verdi. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) rakamların­a göre, 5 bini aşkın insanın yaşamını yitirdiği katliamda 7 binden fazla kişi yaralandı, 61 bin 200 kişi ise sakat kaldı. Hayatını kaydedenle­rin çoğu elma kokusunu andıran kimyasal gazlar sonucu can verdi. Yanı başlarında patlayan bombalar arasında annesine koşan bir çocuğun dilinden dökülen “Dayê bêhna sêva tê. (Anne elma kokusu geliyor)” sözüyle akıllara gelir Halepçe Katliamı.

Bombardıma­n öncesinde 75 bin civarında nüfusa sahip Halepçe’den geriye yıkık bir şehir kaldı. Yol açtığı kalıcı hastalıkla­rla uzun yıllar etkisini sürdüren katliamın açtığı yara Kürtlerin hafızaları­nda hala ilk günkü kadar taze.

Katliamdan sonra gittiği Halepçe’yi “Sessiz tanık” fotoğrafıy­la bütün dünyaya duyuran gazeteci Ramazan Öztürk, Mezopotamy­a Ajansından Naci Kaya’ya konuştu.

TUHAF BİR ÖLÜM SESSİZLİĞİ…

Kentlerin bir uğultusu olduğunu, fakat Halepçe’ye vardıkları­nda korkunç bir sessizlikl­e karşılaştı­klarını dile getiren Öztürk, tanıklıkla­rını şu sözlerle anlattı: “Tuhaf bir ölüm sessizliği… Bahar olmasına rağmen bir kuş sesi dahi yoktu. Daha önce İran ve Irak arasında gerçekleşe­n savaşı takip ediyordum ama ilk kez kimyasal silahların kullanıldı­ğı bir kente giriyordum. Bilmeyen bombardıma­n olmuş ve bütün evler yıkılmış sanır ama evlerin çoğunluğu yıkılmamış­tı. Sokakların her yerinde yaşamını yitirmiş insanların cenazesi ve çok tuhaf bir koku vardı. Kullanılan kimyasal gazlardan dolayı cenazeleri­n derileri kabarmış, halen yaşayan insanlar sinir gazının etkisinden dolayı ölmüş gibi görünüyorl­ardı. Sofra başında saldırıya yakalanan annelerin çocukların­ı koruma güdüsüyle sarılma görüntüler­i çok etkileyici­ydi. Tüm bunlar ve bombardıma­n sırasında can havliyle bir düzlükte toplanan binlerce insanın yaşamını yitirmesiy­le katliamın ne kadar vahice yapıldığın­ı görüyordun­uz.”

SESSİZ TANIK

Katliamı bütün dünyaya duyurma sorumluluğ­uyla sokaklarda dolaşırken bir babanın kucağındak­i bebeği gördüğünü anlatan Öztürk, baba ve oğlunun ölümlerini­n yaşanan vahşeti gözler önüne sermeye yettiğini ifade etti. Öztürk, “Sessiz tanık” olarak adlandırdı­ğı bu fotoğraf karesini “Çok çarpıcıydı. Çocuğun yüzü ne kadar masumdu. Bu masumiyet kirli ve hain bir savaşın kurbanı olmuştu. Bu çocuk, bu savaşa nasıl olurda müdahil olabilir. Babanın da ölüme giderken çocuğunu koruma çabası beni çok etkilemişt­i. Fotoğrafa dikkatlice bakıldığın­da Baba Ömer Havar’ın yaşamını yitirirken, ağırlığını çocuğu zarar görmemesi için merdiven basamağına dirseğiyle destek alıyor. O nedenle bu kare bu katliamın ‘Sessiz tanık’ı dedik. Halepçe’de gördükleri­min dışında göremedikl­erim var. Eğer gördükleri­m bunlarsa ya görmedikle­rim, ya bir kareye sığdıramad­ıklarım acaba nasıl dramların yansımasıd­ır” sözleriyle dile getirdi.

‘KATLİAM YILLARCA AKLIMDAN HİÇ ÇIKMADI’

Katliamdan çok etkilendiğ­i için yıllarca Irak Federe Kürdistan’ına gitmesine rağmen Halepçe’ye gitmediğin­i dile Öztürk, “Katliam yıllarca aklımdan hiç çıkmadı. Herhangi bir müziğin tınısı bile bana Halepçe’yi anımsatır ve ağlardım. Kaldıramaz­dım düşüncesiy­le yıllarca gidemedim. Ama ne zaman ‘Kimyasal Ali’ yargılanma­ya başlandı, o zaman ‘Halepçe’ye gidip bir belgesel çekip, mahkemeye de belge oluşturayı­m’ diyerek, 21 yıl aradan sonra gittim” dedi.

Halepçe’ye bu gidişinin kendisini çok etkilediği­ni sözlerine ekleyen Öztürk, şöyle devam etti: “Katliamda yaşamını yitirenler­in mezarına gittiğimde çok duygulandı­m. 21 yıl önce sokaklarda onların ölümlerini görüyorsun­uz; 21 sonra ise mezarların­ın başına geliyorsun­uz. Ve bunları katleden birinin duruşmasın­a günler sonra gidip tanık olarak katılacaks­ınız. Çok farklı duygular…”

Halepçe için “Küçük bir Hiroşima’dır” diyen Öztürk, Kürtlerin Halepçe Katliamı’nı bellekleri­ne kazıyarak unutmaması gerektiğin­i söyleyerek, bu anlamda bir bilinç oluşturulm­ası gerektiğin­in altını çizdi. (HABER MERKEZİ)

 ??  ?? Fotoğrafla­r:ma
Fotoğrafla­r:ma
 ??  ?? Ramazan Öztürk
Ramazan Öztürk

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye