Fransa savaşta: Hem virüse hem neoliberal tahribata karşı
Fransa’da sağlıkçıların grevlerle uyardığı, profesörleri istifa noktasına getiren sağlık sisteminin sorunları koronavirüsle ifşa oldu. Macron, kendi politikalarının sonuçlarıyla yüzleşiyor.
Koronavirüse karşı bir dizi polisiye önlemin yanı sıra sosyal önlemlerin de alındığı Fransa’da süreç adım adım nasıl gelişti? Alınan kararlar halk açısından ne anlam ifade ediyor?
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, dört gün içinde iki kere Ulusa Sesleniş konuşması yaptı. Geçen perşembe okulların kapandığını ilan etmiş fakat “bilim kurulunun onayıyla” pazar günkü belediye seçimlerini ertelememişti. Böyle olunca bir yandan insanların bir kısmı telaşlanıp eve erzak doldururken diğer bir kısmı ise çok da ciddi bir sorun olmamış gibi davrandı.
Cumartesi akşamı bu kez Başbakan Edouard Philippe basının karşısına çıktı ve Fransızların virüsün yayılmasını engelleyebilecek davranış disiplinine uymadığını, sokakların hala dolu olduğunu ilan ederek eczane, market gibi zorunlu olmayan yerlerin gece 00.00’dan itibaren kapanacağını ilan etti. Bu kararla birlikte virüsün bulaştığı insan sayısının, yoğun bakımda olanların ve ölümlerin arttığı da açıklanınca haliyle ertesi gün gerçekleşecek seçimler gündeme geldi.
Fakat Cumartesi saat 19.00’da yapılan bu ilan birkaç saat sonra yapılacak seçimlerinin iptali için çok geç gelmişti. Ve seçimler gerçekleşti, ama 1959’dan bu yüksek oy kullanmama rekoru kırıldı.
6 DEFA ‘SAVAŞTAYIZ’ DEDİ
Pazartesi sabahı Macron’un tekrar ulusa sesleneceği ilan edildiğinde daha radikal önlemlerin alınacağını herkes tahmin ediyordu. Cumhurbaşkanı sert bir yüz ifadesiyle tam 6 defa “Savaştayız” diye belirtti. 20 dakikayı geçen konuşmanın tümü Fransa’nın ciddi bir savaşta olduğu fikri üzerine kurulmuştu. Savaş herkese fedakarlık dayatıyor ve olağanüstü dönem olağanüstü önlemleri gerektiriyordu. Böylelikle en azından 15 günlüğüne eve kapanma zorunluluğu getirildi. Zorunlu bir neden (sağlık, gıda veya mecburi ise gitme durumları gibi) olmadan evden çıkmak yasaklandı.
100 BİN POLİS VE ASKER GÖREVLENDİRİLDİ
Ardından açıklama yapan İçişleri Bakanı Christophe Castaner bu kararı yürürlüğe sokmak için 100 bin polis ve jandarmanın seferber edileceğini ilan etti. Macron orduyu da seferber etme kararı vermişti. Şimdilik asker hastanelere yardım amaçlı seferber edile
cek, örneğin en çok hastanın bulunduğu ve şimdiden hastane kapasitelerine aşan “Büyük Doğu” bölgesinde (Strazburg, Mulhouse vs..) bir askeri hastane kurulacak.
Keza toplum bilincinde Birinci Dünya Savaşını anımsatan “taksilerin hasta taşıması” da devreye sokulacak, hastane çevresindeki oteller de gerektiğinde hastane personeli, hatta hastalar için kullanılabilecek. Tüm bunların faturasını “devlet ödeyecek”. Böylelikle kapasiteleri dolan hastanelerde bulunan virüslü vakalar başka hastanelere taşınacak.
HÜKÜMET KHK ÇIKARMA YETKİSİ İSTEYECEK
Tüm siyasi partilerin talepleri üzerine gelecek pazar gerçekleşmesi gereken belediye seçimlerinin ikinci turu de şimdilik belirtilmeyen bir tarihe ertelendi. Fakat bu seçim yasasına aykırı ve yasalara göre belediye seçimlerinin iki turu da bir hafta farklılıkla gerçekleşmesi gerekiyor.
Buna rağmen 35 bin belediyenin neredeyse 29 bini ilk turda belediye başkanını seçti, bunların iptal edilmemesi için hükümetin perşembe günü yasa değişikliğine gitmesi bekleniyor. Keza perşembe hükümet Meclise kanun hükmünde ka