HASTANE PERSONELİ BİR YILDIR SESİNİ DUYURMAYA ÇALIŞIYORDU
HATIRLATMAK gerekirse hastane personeli tam bir yıldır hastanelerin vahim durumunun düzeltilmesi için grevler yapıyordu. Ülkenin en prestijli tıp profesörleri daha birkaç ay önce durumu protesto etmek için idari görevlerinden istifa etmişlerdi.
Yani Macron ve hükümeti hastanelerin durumunu “bilmiyorduk” diye bir yalanın ardına saklanamaz. Perşembe günü Macron “Kimi sektörlerin piyasanın dışında tutulması gerektiğini” söyledi ve bizzat kendisinin uzun yıllardır yürürlüğe soktuğu politikalarla yok etmek istediği “sosyal devlet”ten büyük övgülerle bahsetmişti.
Bu sadece demagojik ve dönemsel bir söylem görünmüyor, zira tüm göstergeler deyim yerindeyse “ateşin şalvara düştüğünü” gösteriyor. Virüs öncesi ve virüs sonrasının aynı olmayacağı kesin ve şimdiden geniş bir kesim içinde neoliberal politikaların insana ne kadar zarar vereceği tartışılır oldu.
Fransız işçi sınıfı hastaneleri bu hale sokanlardan hesap soracaktır. Alınacak toplum lehine doğru kararlar, olsa olsa faturayı sadece biraz hafifletir. rarname (KHK) çıkarma yetkisi onaylatacak fakat “ulusal birliğe” çağrı yapan Macron sosyal durum ve işçi-emekçilerin mücadelesini göz önünde bulundurarak söz konusu Khk’lerin başka iş için kullanılmama garantisi olarak tüm reformların dondurulduğunu da ilan etti. Böylelikle ülkenin tüm gücü koronavirüse karşı seferber edilecek.
NEOLİBERAL POLİTİKALARIN ACISI ÇEKİLİYOR
Hükümet hastanelerin son kapasitelerine hızla yaklaştığını biliyor ve yapılan bilimsel öngörülere göre virüs toplam 300 ile 500 bin insana bulaşabilir. Bu sayıyı en asgariye indirmek istiyorlar çünkü yine öngörülere göre 30 ile 100 bine yakın hasta yoğun bakıma alınmayı gerektirebilecek.
Fakat neoliberal politikalar ve art arda dayatılan tasarruf paketleri son 20 yıl içinde ülke çapında hastanelerin kapasitesini tam 200 bin azalttı. Bugün tüm Fransa’da hastanelerin yoğun bakım-reanimasyon kapasitesi sadece 5 bin. Alınan önlemlerle önümüzdeki haftalarda bu oran 11 bine çıkartılacak. Fakat 67 milyonluk nüfusun neredeyse yüzde 20’si 65 yaşının üstünde olan bir toplumda alınan bu önlemler hala yetersiz görünüyor.
Sabahtan akşama kadar tüm televizyon kanalları durmaksızın insanlara acil bir durum olmadan hastanelere gitmeme çağrısı yapıyor.