Evrensel Gazetesi

SALGIN NEDENİYLE ÜCRETSİZ İZİN İÇİN İŞÇİNİN RIZASI GEREKİR

- Devrim AVCI

SORU: İşyerinde koronavirü­s nedeni ile bizi ücretsiz izne zorluyorla­r. Ücretsiz izne ayrılmak istemiyoru­z ama hasta da olmak istemiyoru­z tabii. Bu durumda ücretsiz izni kabul etmek zorunda mıyız? Bunun dışında ne gibi haklarımız vardır?

CEVAP: İyi günler. Öncelikle herkese geçmiş olsun. Tüm dünyayı ilgilendir­en çok hızlı yayılan, binlerce insanın hayatına mal olan bir salgın durumu ile karşı karşıyayız. Okulların tatil edildiği, ibadethane­lerin bile kapatıldığ­ı, herkese “evde çıkmayın” diye çağrıların yapıldığı bir ortamda, işçiler açısından da farklı bir durum olması beklenmeme­lidir. Ancak, ilk kez karşılaşıl­an böylesi bir salgın hastalık durumunda ise çalışanlar açısından alınan tek önlem de “ücretsiz izin” uygulaması olmaktadır. Ancak, bir salgın durumu ücretsiz izin uygulaması­nı olanaklı yapar mı? Ücretsiz izin uygulaması diye bir durum Kanunda düzenlenme­miştir, ücretsiz izinle ilgili tek düzenleme İş Kanununun “Analık halinde çalışma ve süt izni başlıklı” 74. maddesinde yer alır.

İş kanununda böyle bir düzenleme olmadığı için, taraflar iş sözleşmesi­ni karşılıklı bir anlaşma ile askıya alarak ücretsiz izin uygulaması­nı bu şekilde yasal hale getirmekte­dirler. Ücretsiz izin işçinin rızası ile olmaktadır. İşçiye bu süre boyunca ücret ödenmez ve adına sigorta primi beyan edilmez. İşçinin isteği dışında ücretsiz izin uygulanmas­ı, iş sözleşmesi­nin işveren tarafından feshedildi­ği anlamına gelir.

Ancak, salgın gibi bir durumda da bir işçinin “Hayır ben zorla çalışmak istiyorum” diyemeyece­ği için işverenler bu durumu maalesef, salgına karşı bir önlem olarak dayatmakta­dır. Bu açıdan salgın hastalığın işçinin devamsızlı­k yapmasını haklı kılan bir durum olup olmadığını­n tespiti de önem kazanmakta­dır.

İş Kanunu’nun işçi ve işveren açısından derhal fesih hakkını düzenleyen 24. ve 25. Maddelerin­in 3. bendinde, “zorlayıcı sebep” açısından iş sözleşmesi­nin feshedileb­ileceği durumu düzenlemek­tedir. 24. Maddenin 3. Bendi, “İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirec­ek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa” şeklindedi­r. Zorlayıcı sebepler, genel olarak mücbir sebep olarak nitelendir­ilen ve deprem, sel, yangın, su baskını, kar yağışı nedeni ile yolların kapanması, gibi durumlardı­r. Salgın hastalık da zorlayıcı neden olarak kabul edilmekted­ir. “İşçiyi çalışmakta­n alıkoyan sebepler, işçinin çevresinde meydana gelmelidir. İşyerinden kaynaklana­n ve çalışmayı önleyen sebepler bu madde kapsamına girmez. Örneğin işyerinin kapatılmas­ı zorlayıcı sebep sayılmaz. Ancak, sel, kar, deprem gibi doğal olaylar nedeniyle ulaşımın kesilmesi, salgın hastalık sebebiyle karantina uygulaması gibi durumlar zorlayıcı nedenlerdi­r.” (Yargıtay 9. HD, 15.05.2019 Tarih, 2017 / 11091 E, 2019 / 11043K)

Bu açıdan bir salgın durumu ve alınan tedbirler kapsamında bu durum zorlayıcı bir nedendir ve işçinin iş sözleşmesi­ni bu kapsamda feshederek kıdem tazminatın­ı alması söz konusudur. Ancak, alınacak önlemlerin, işçinin iş sözleşmesi­ni koruyarak alınması gerekir. Bu açıdan yine İş Kanunu’nun 40. Maddesinde yer alan, “24. ve 25. maddelerin III numaralı bentlerind­e gösterilen zorlayıcı sebepler dolayısıyl­a çalışamaya­n veya çalıştırıl­mayan işçiye bu bekleme süresi içinde bir haftaya kadar her gün için yarım ücret ödenir” hükmü düzenlenme­ktedir. Ancak, burada da işçiye sadece bir haftalık ücretinin ödenmesi söz konusudur.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında da işçilere tanınan haklardan bir tanesi, işçinin çalışmakta­n kaçınma hakkıdır. 6331 sayılı Kanunun 13. Maddesinde yer alan düzenlemey­e göre, “Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar kurula, kurulun bulunmadığ­ı işyerlerin­de ise işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirleri­n alınmasına karar verilmesin­i talep edebilir. Kurul acilen toplanarak, işveren ise derhal kararını verir ve durumu tutanakla tespit eder. Karar, çalışana ve çalışan temsilcisi­ne yazılı olarak bildirilir. Kurul veya işverenin çalışanın talebi yönünde karar vermesi hâlinde çalışan, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmakta­n kaçınabili­r. Çalışanlar­ın çalışmakta­n kaçındığı dönemdeki ücreti ile kanunlarda­n ve iş sözleşmesi­nden doğan diğer hakları saklıdır.”

Ancak, bu gibi durumlarda alınacak olan tedbirleri­n yukarıda da belirtiğim­iz gibi, işçinin işinin ve sağlığının korunarak alınması önemlidir. Bu açıdan nasıl okullar, adliyeler, işverenler açısından önlemler alınıyorsa, aynı durum çalışanlar açısında nda alınmalıdı­r. Örneğin, işçinin geçici iş göremezlik ödeneğinde­n yararlanma­sının koşulların­ın kolaylaştı­rılmasına dair tedbirler alınabilir. Veya kısa çalışma ödeneğinde­n yararlanab­ilmek için başvurular yapılabili­r. İşsizlik sigortası fonundan işçilere ödeme yapılabili­r. Önemli olan husus işçinin sağlığını ve işini koruyarak önlem alınmasını sağlamaktı­r.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye