TÜRKIYE’DE koronavirüsün Faturası Emekçiye çıkarılıyor
TÜM dünyayı etkisi altına alan Covid-19’un Türkiye’de faturası emekçiye çıkarılıyor. Virüs sebebiyle başta okullar ardından birçok işletme kapatılmasına rağmen şirketlerin mağazalarını kapatıp kapatmama konusunda karar alma süreçleri birkaç günü buldu. Sırasıyla birçok yerli ve yabancı marka belirsiz süreliğine Türkiye’deki mağazalarını kapattıklarını duyurdu. Ben de dünyanın tekstil devi olarak bilinen Inditex grubu bünyesindeki Zara mağazasında çalışan bir işçi olarak bu süreci değerlendirmek istedim.
Şirketin kapatma kararı almasından evvel satışlar az olduğu gerekçesiyle birçoğumuzun çalışma saatleri düşürüldü. Çalışmamız gereken bazı günlerde ise müdürler arayıp saatlerimizin değiştiğini söylediler. Bu yeni bir şey değildi bizim için, kışın hava kötü olunca da aynı yöntem izlenmekte ve saatlerimiz kısılmaktadır. Şimdi ise başka bir krizle baş başa bırakıldık. Yöneticiler telefonla ulaşıp mağazaların belirsiz süreliğine kapatıldığını, ne zaman açılacağının belli olmadığını, bu sürecin ücretli veya ücretsiz izin olarak geçip geçmeyeceğinin muallak olduğunu belirttiler. Personele hiçbir şekilde geleceğe yönelik bilgi verilmiyor. Bu tür mağazalarda çoğunlukla yarı zamanlı çalışanlar vardır ve personel sürekli değişir, dolayısıyla 6 aydan az süredir çalışan sayısı oldukça fazladır. 6 aydan kısa süredir çalışan işçiler kendini güvencesiz hissediyor çünkü her an iş akdi şirket tarafından tek taraflı olarak feshedilebilir. Yarı zamanlı işçiler ise çalıştıkları kadar saat başı ücret alır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sunduğu pakette yaşadığımız soruna bir çözüm olur belki diyerek bekledik ama alınan tedbirler sadece büyük şirketler için oldu. Küçük esnafı dahi kapsamayan bu tedbirler fabrikadaki işçiyi, AVM çalışanlarını neden kapsasın ki zaten… Ne de olsa krizin yükünü hep onlar çekiyor, bize de dua ve sabır dilemek sonra da faturalarımızı ödemek kalıyor. Berat Albayrak ise geleceğin açık olduğundan, günden güne büyüyen ekonomiden bahsetti ve tedbirlerini aldıklarını söyledi. Fakat buradan bizim gibiler için alınmış bir tedbir görünmüyor. Özellikle hastalıktan ve ölümden korktuğumuz şu günlerde bir de işsiz kalma korkusu ekleniyor.