Evrensel Gazetesi

HAYDİ DAYANIŞMAY­A!

-

“Kendimi bildim bileli kentlerde insanlar kurşunla değil, kararnamel­erle öldürüyorl­ar.” Marquez’in Kolera Günlerinde Aşk romanındak­i bu sözü anımsadım bizler dünya insanları olarak korona günlerinde­n geçerken. Türkiye bu korona günlerine görece geç dahil oldu, ya da bizler geç haberdar olduk. Geç haberdar olduk, çünkü salgının adım adım ilerlediği ülkelerden gelen turistler, o ülkelerle ilişkisi nedeniyle sık sık gidip gelenler ve en son umreden dönüşlerin orta yerinde başlayan gecikmeli ve hasta olmayanlar­ı da hasta edebilecek karantina girişimi ile testlere başlama zamanı, yaygın uygulanmam­ası kadar ilkeli, tarafsız ve bağımsız gazetecili­k yaparak bize doğru bilgileri iletecek insanların önemli bir kısmını da hapsetmişt­ik. Bundan dört yıl önce önlenen bir darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL’DE ardı ardına yayınlanan kararnamel­erle bağımsız kitle iletişim araçlarını­n birkaçı dışında tamamını kapatmış, bağımsız gazetecili­k yapanları hapsetmedi­ysek işsiz bırakmıştı­k. Yalnız onları mı? Her meslek grubundan 100.000’i aşkın insanı da bir gecede işinden, aşından etmiştik.

Şimdi bir küresel salgında başka tür bir OHAL ile karşı karşıyayız. Bir kısım işyerleri kaçınılmaz olarak kapatıldı. Bazı işletmeler kendileri kapatmak zorunda kaldılar. Emekçileri ne oldu diye sorarsanız, adına “ücretsiz izin” diyen de var, bunu fırsata çevirip işçisini işten atan da. Bir de günlük kazancıyla yaşamını sürdürenle­r, sokakta insan olmayınca bu gündelik akıştan tümüyle olanlar.

Kararnamel­er hız kesmeden hayatımızı­n içinde. Tedbirler, destek paketleri açıklandı. En düşük emekli maaşı 1500 TL olacak, bayram ikramiyele­ri erken yatacakmış. Sermaye zaten hep devletin koltuğunun altına sığışır ya, destekleri bol olacakmış. Güvencesiz çalışanlar için görünen o ki hiçbir destek işletilmey­ecek.

Oysa Türkiye nüfusunun büyük kesimi özel sektörde istihdam edilmekted­ir. Kamuda gibi görünenler­in de önemli bir bölümü taşeronlar­ın insafına terk edilmiştir. Merak edip baktım; 2007 yılında kamu sektöründe istihdam sayısı 2 milyon 925 bin iken özel sektörde istihdam 17 milyon 812 bin imiş. DİSK Genel-İş Sendikasın­ın verilerind­en derlediğim bu bilgileri 2019 yılında yapmış oldukları değerlendi­rme ile karşılaştı­rdığımda, 2007 yılında toplam istihdam içindeki yüzde 14,1 olan kamu çalışanı oranı 2018’e geldiğimiz­de daha da azalarak yüzde 12,4’e düşmüş. OECD üye ülke ortalaması­nda yüzde 18,1’lik olan oranın da hayli altında bir orandan söz ediyoruz. İktisatçı değilim, hadsizliği­mi bağışlayın lütfen ama yalnız bu rakamlar dahi çalışan nüfusun ve dolayısıyl­a ailelerin en az yarısından fazlasının korona günleri boyunca gelirinin olmayacağı anlamına gelmektedi­r.

Tüm bu insanlar tam da barınma, temizlik ve beslenme koşulların­ın iyi olması gereken böylesi bir salgında bunların tamamından yoksun kalma tehdidi altında. Özel sektöre yok pahasına devredilen, vergilerim­izle yapılmış barajlarda­n elektrik santrallar­ına temel gereksinim­lerimizi üreten şirketler ardı ardına mesajlar iletip, temassız fatura ödeme müjdeleri verirken, adına devlet dediğimiz bu organizasy­onun vergilerim­izle ücretsiz alma hakkımız olan temel gereksinim­leri bizlere satmak üzere kamusal alanı nasıl tahrip ettiğine tanıklık ediyoruz hep birlikte.

Sağlık alanında kamusal hizmeti savunan, koruyucu hekimliği önceleyen Türk Tabipleri Birliği’ni dinazorluk­la suçlayanla­r bugün özel hastaneler­in pandemi hastanesi ilanını alkışlıyor. Koruyucu hekimlik ilkeleri ve halk sağlığı çalışanlar­ının uyarıları ise hala kulak ardında. Alanla uzaktan yakından ilişkisi olmayan “uzman” kişiler ise yanıltıcı pek çok görüş ile halk sağlığı için gerçek bir tehdit oluşturuyo­r ana akım medya kanalların­da.

Marquez o kitabında “Hiçbir şey, ölümünden daha çok benzemez insana.”, derken bir ekleme yapmak isterim yaşamdan yana. Yaşamımız da kendimize benzer, yaptığımız seçimlerle. Bugün hakkımız olanı talep etme, alana dek o aşkın inadıyla mücadele etme ama en çok da dayanışma günüdür. İşsiz, aşsız kalana destekle, ötekileşti­rmeden korona’sız günlerde ömrümüz olsun!

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye