Yıllık izin de yetmezse ücret kesilecek
fının daha düşük ücretle çalıştırılmasına bağlanacak yandaş ve patronlar daha da zenginleşirken, fakir iyice fakirleşecek.
Paket açıklamasında Erdoğan’ın “Neşen yerinde” diye espri yaptığı TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu paketten memnun fakat biz değiliz. Farkettiniz mi bilmem ama paket içinde konut kredi oranın yüzde 90’a çıkarılması kimin işine yarar, bizlere cüzi yarasa da esas müteahhitlerin işine geliyor. Ayrıca havayolları iç hatlar seferleri için KDV (hatırlarsınız Kemal Sunal’ın filmlerinden uydurulup, bize yüklenen bir vergi türü) yüzde 18’den yüzde 1’e düşürüldü. “Koranavirüsü için evde kal” diyenlerin bunu ne için yaptığını anlamak güç olmasa gerek. Ya da yine uydurulan konaklama vergisinin düşürülmesi gibi.
Bizlere gelince uygun krediden bahseden Erdoğan, zaten borçla yaşayan bizlerin daha çok borçlanmasını talep ediyorken, patronların borçlarını öteleyip ekstra destekler veriyor. Damat Albayrak bu durumu avantaja çevireceğiz derken kendinin bu ülkenin bakanı değil de patron olduğunu vurguluyor. Görülen o ki, biz ezilirken onlar kalkınıyor.
ÖNCELİKLE sağlıklı, mutlu günlere bir an evvel kavuşmamız dileğiyle… Ford Otosan bünyesindeki ‘Yemekhane’ isimli taşeron firmada çalışan bir işçiyim. Dünyayı tehdit eden koronavirüs nedeniyle fabrikada üretim 3 hafta duracak. Bu süreçte bizi yıllık izinli sayacaklar, kalan günlerinde ücretlerden kesileceğini bildirdiler. Sosyal güvenlik kurumunu aradığımızda ‘İşveren bunu yapamaz’ denildi. Görüştüğümüz avukat ve sendikacı arkadaşlarımız bunun yasal olmadığını söyledi. Buna rağmen önümüze farklı bahanelerle geliniyor.
Şirket müdürüne en ufak itirazda ya da bir istekte, bir soruda azarlanıp, tehdit ediliyoruz. Zor şartlar altında çalışıyoruz. “Ben kimseyi işten çıkarmam, yapacaklarımla kendiniz istifa edeceksiniz” deniliyor. Artık yaşadıklarımızı, sesimizi duyuracak bir gazete varken anlatmamak olmaz. Devlet büyükleri ekonomik krizin olmadığını her gün tekrarlıyor. Ama bizim yaşadığımız hiç de öyle değil. Ay sonunu getiremiyor, çarşı pazara çıkarken iki kez düşünüyoruz. İşyerinin ekonomik kriz gerekçesi ile sürekli haklarımızı elimizden alma çabası da cabası. Şirketimizin yeni kararı; bundan sonraki fazla mesai ücretlerimizin nakit olarak ödenmeyip, yerine izin kullandırılacağı. Burası hayır kurumu değil, biz alın teri döküyor ve emek veriyoruz. Kimse bize hak etmediğimiz bir para vermiyor ama hak ettiğimizi almadığımız da kesin. Maaş bordrosu görmüyoruz zaten. Ne imza var, ne de başka bir şey. Sürekli baskı altındayız. Maaşlarımız hep geç yatıyor. Zamanında ya da bir gün önce yatsa sanki bize lütfetmişler gibi davranıyorlar. Yapılan usulsüzlükler de cabası. Buradan Hükümete, asıl işveren olan Ford yönetimine, şirketin genel merkezine seslenmek istiyorum. Gelin ve çok detaylı bir denetleme yapın. Tüm çalışanlarla tek tek konuşun. İşte o zaman ne demek istediğimizi anlayacaksınız.