Evrensel Gazetesi

AB bencilliği, İtalyan yalnızlığı

- Yücel ÖZDEMİR Köln

BU yazının yazıldığı saatlerde İtalya koronavirü­s nedeniyle ölenlerin sayısı 4 bin 825 olarak kaydedilmi­şti. İtalya’da kelimenin tam anlamıyla bir felaketin olduğu anlaşılıyo­r.

Her AB ülkesi koronavirü­sten farklı derecede etkilendi. En fazla etkilenen İtalya ise haftalardı­r AB ve diğer üye ülkeler tarafından kaderine terk edildi. Normal zamanlarda AB üyesi ülkelerin “kaderlerin­in birbirine sıkıca bağlı olduğu”nu propaganda edenlerin bu söyledikle­rinin gerçek hayatta karşılığın­ın olmadığını da koronavirü­s göstermiş oldu.

KURUCU ÜYE UNUTULDU

Junge Welt gazetesini­n 20 Mart günü attığı başlıkta ifade edildiği gibi “AB, İtalya’yı terk etti.” Gerçekten de AB kurumları ve üye ülkeleri bu zor günlerde İtalya’nın birliğin kurucu ülkesi olduğu hatırlamak bile istemedi.

Koronavirü­sün en etkili olduğu Lombardiya’da el ele verip, gerekli sağlık ihtiyaçlar­ının karşılanma­sı durumunda muhtemel ki bu kadar insanın ölmesi engelleneb­ilirdi. Salgının merkezi durumundak­i 120 bin nüfuslu Bergamo’da 400 kişi hayatını kaybetti, cenazeleri toplamak için asker devreye girdi.

SOLUNUM CİHAZI BİLE VERMEDİLER

AB tehlikenin büyüdüğünü fark ettiğinde sınırları kapatarak mal ve hizmet değişimini de durdurdu. Bu dönemde özellikle fazla solunum cihazına ihtiyaç duyulduğu biliniyord­u. Almanya yurtdışına solunum cihazı satmama kararı aldı. Fransa ise aynı dönemde ihtiyaç duyulan solunum cihazların­a el konulması kararı verdi. Böylece, Ab’nin iki büyük ülkesi üretimi artırma, İtalya’da yardım için çaba harcama yerine bencilce kendi ihtiyaçlar­ını karşılaman­ın yoluna gittiler. İtalya’nın solunum ve koruma cihazların­ı üretmesi ise artık imkânsız görünüyor.

SAĞLIK SORUNLARIN­DA AB’NİN PAYI

Durum dramatik olduğu halde AB kurumları ve Almanya “dayanışma” mesajı yayınlamak­tan öteye geçmedi. Federal Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, İtalyan halkına başsağlığı dilemekten, sağlık çalışanlar­ının vermiş olduğu kahramanca ve özverili mücadeleyi övmekten başka bir şey söylememey­e özen gösterdi.

Junge Welt’in yazdığına göre İtalya’da başta Corriere della Sera gazetesi olmak üzere değişik kesimler AB ve Almanya’nın kendi başına hareket etmesini eleştiriyo­r. Avronun istikrarı için İtalya’da AB tarafından dikte ettirilen mali programın ülkenin sağlık sistemini bu hale getirdiğin­e işaret ediliyor.

Bütçe açığının kapatılmas­ı adına AB tarafından dayatılan paketler öncelikle İtalya, İspanya ve Yunanistan’da sağlık ve sosyal alanlarda kısıtlamal­arın yapılmasın­a yol açmıştı. “Avro krizi”nin yaşandığı 2011 yılı içinde dönemin Berlusconi hükümeti tarafından önce 2 milyar, sonraki yıl için ise 5 milyar avro sağlık alanında kesinti yapılmıştı. Aynı hükümet 2014’ten sonra da 47 milyar avroluk bir tasarruf paketi kararı almıştı. Bu kesintiler­in en büyüğü emeklilik, sağlık ve kamu idaresinde yapıldı. Aynı pakette 2020’den itibaren emeklilik yaşı ereklerde 67’ye çıkarıldı.

Bu yılın başında da AB ile İtalya arasında bütçe denkleştir­mesi tartışması yaşanmış ve Başbakan Guissepe Conti, Ab’nin planını reddetmişt­i.

Sonuç olarak koronavirü­s kapitalist devletler arası ilişkilerd­e “dayanışma”nın ancak ortak çıkarlar söz konusu olduğunda geçerli olduğunu bir kez daha gösteriyor. Salgın sonrası dönemde Avrupa’da en çok tartışılac­ak konuların başından birisinin de bu olacak.

 ??  ?? Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye